A.Ş. hakkında başlatıldığı, borçlunun yetkiye itirazı üzerine mahkemece takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmediği anlaşılmakla, İİK'nun 170/1. maddesinin ikinci cümlesi gereğince, tedbir kararı verilmeden yetkiye itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağından 18.07.2012-09.08.2012 tarihli satış talepleri ile yetki itirazının kabulüne dair kararın verildiği 10.03.2014 tarihleri arasında takip işlemi yapılmamış olup, 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur. O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2020/7769 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 28/09/2020 tarihinde iade edilmesi sonrasında borçluya ödeme emrinin ve dayanak belgenin tebliği için yeniden tebligat çıkarılmadığı, borçlu tarafından 12/10/2020 tarihinde takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçluların icra mahkemesine başvurularında; ölü kişi hakkında takip yapılamayacağını, murislerinden kalan mirası reddettiklerini ve ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince, borçluların icra mahkemesine başvurusunun borca itiraz niteliğinde olduğu ve ödeme emri tebliğ işlemleri usulüne uygun olduğundan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte İİK' nun 168. maddesine göre yasal 5 günlük sürede itiraz edilmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği,...
Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
İcra Dairesinin 2020/672 E. sayılı dosyası ile müvekkiline yeniden ödeme emri tebliğ edilmiş olup, taraflarınca süresi içerisinde bu dosya için de asıl borca, fer’ilerine, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz edildiğini, ... İcra Müdürlüğünün 2020/672 E. sayılı ilamsız icra takibine ilişkin dosyadan müvekkiline gönderilen ödeme emrinin 26.10.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, bu ödeme emri ekinde takibe dayanak belgenin bulunmadığını belirterek ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. II....
Ancak Mahkemece davanın sadece borca itiraz olarak değerlendirilip, inceleme yapıldığı ve hüküm kurulduğu, dava dilekçesinde ileri sürülen ödeme emri ekinde dayanak belgelerin gönderilmediği iddiası ile ödeme emrinin iptali ve takibin iptali taleplerine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığı, bu durumun 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olduğu görülmektedir. Sonuç olarak Mahkemece davacının ileri sürdüğü ödeme emri ekinde takip dayanağı belgelerin gönderilmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilip hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır....
ne örnek 7 numaralı ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre 06.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun itirazı üzerine icra müdürlüğünce, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve tebliğin 11.12.2013'te yapılmış sayılmasına, bu suretle de borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının, takibin diğer borçlusu olan ... aynı zamanda borçlu şirketin yetkilisi olduğu ve ona yapılan tebligatla borçlu şirketin de takipten haberdar olacağını ileri sürerek, borçlu şirketin itirazının süresinde olmaması nedeniyle durma kararının iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrininin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mucburdur” hükmüne yer verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/4238 E sayılı takip dosyası DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: I- İstinaf konusu, ilamsız takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayet ile zamanaşamı ve borca, faize faiz oranına itiraza ilişkindir. Alacaklı Yapı Kredi Bankası tarafından 24/07/2020 tarihinde davacı borçlu Seden Triko T1 aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davacı borçluya 31/08/2020 tarihinde TK'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olmaması nedeni ile TK'nun 35. maddesine göre tebliğ edilen ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmadığını ileri sürdüğü mahkemece davacının usulsüz tebligat şikayeti ve zamanaşımı itirazı yönünden davanın reddine, davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karar verildiği anlaşılmıştır....
takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesileceğini, ve yeni bir süre işlemeye başlayacağını, somut olayda davalı alacaklının, takibin diğer borçlular yönünden kesinleştiğini ve haciz işlemlerinin yapıldığını, davacı borçluya tebligat yapılamadığını, davalı alacaklı vekilince 01.08.2016 tarihinde 35. maddeye göre tebligat yapılmasının talep edildiğini, diğer borçlular yönünden zamanaşımı süresi içerisinde işlemler yapıldığı ve takibin ve senedin zamanaşımına uğramadığından bahisle zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2010/17651 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte yetkiye ve borca itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay tarafından onanması üzerine, icra dosyasının Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/22013 Esasına kaydedilerek, bu dosyadan davalı borçluya ödeme emri gönderilmesi üzerine, davalının borca itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan satın alınan kömürlerin sözleşmedeki standartlara uygun çıkmadığını, ayıplı olduğunu, malın davacıya iade edildiğini, davacıya borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine tazminatına karar verilmesini istemiştir....