İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine " karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Rize İcra Müdürlüğünün 2021/5604 Esas sayılı dosyası üzerinden taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip uyarınca müvekkiline örnek no 8 ödeme emri ve örnek no 44 icra emri şeklinde ödeme emri ve icra emri tebliğ edildiğini, takibin şekli uyarınca icra emri gönderilemeyeceğini, zira ilamlı takip yapılmasına ilişkin koşulların mevcut olmadığını, öte yandan takibin yetkisiz icra dairesi nezdinde başlatıldığını, borca ve ferilerine itiraz edildiğini ileri sürerek müvekkili hakkında başlatılan takibin ve icra emrinin iptaline karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ödeme emrinin iptali ise yasayla tazminat yaptırımına tabi tutulmadığından İlk Derece mahkemesince tazminata hükmedilmemiş olması da isabetlidir. Yine davacı vekili sair borca itiraz ve talepleri hakkında karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmüş ise de, borçluya gönderilen ödeme emrinin iptal edildiği, yetkisizlik kararı kesinleştiğinde borçluya yeniden ödeme emri tebliğinin zorunlu olduğu, yeni ödeme emri tebliğ edildiğinde borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde borca ve takibe yönelik itiraz ve şikayetlerini sunabileceği, bu aşamada davacının borca itirazlarının incelenmesine olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, borçlu vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Erzincan 1....
Mahkemece, borçlu vekilinin borca (zamanaşımı) itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 169/a-5. maddesi uyarınca, kabul edilen borca itiraz yönünden, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, “takibin iptali” yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Erzincan 1....
Ayrıca alacaklının ihtilafı sürdürdüğünün anlaşılması halinde de ödeme emri tebliğ edilmese bile itirazın geçerli olduğu yargı kararlarıyla benimsenmiştir. Şikayete konu takip dosyasında borçluya usule uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmiş ve ödeme emri tebliğ edilmekle icra takip süreci devam edeceğinden borçlunun tebliğden önce icra dosyasına yaptığı itirazı geçerlidir ve geçerli olan itirazı sebebiyle icra takibi durdurulmuş olduğu anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesinin ilamının dava konusu ile ilgisinin olmadığını ve alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekle hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususları ile ilgili bir ilam olduğunu, mahkemece eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı ve somut olayın özelinde değerlendirme yapılmaksızın karar verildiğini, kararda belirtilen Yargıtay ilamının davanın esasını çözümlemeye elverişli olmadığını, İcra İflas Kanununda ve Tebligat Kanununda borca itiraz konusunda düzenlemelerin emredici nitelikte olduğunu, mahkemece de bu emredici hükümlere ve hukuka aykırı karar verdiğini, borçlu T3 ödeme emrinin 06/08/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediğini ve ödeme emri tebliğ öncesi yapılan borca itirazın da değerlendirilmemesinin gerektiğini, şikayetlerinde İİK'nun 62. maddesinin net olduğunu, yoruma ve tartışmaya açık olmadığı dikkate alınmadan karar verildiğini, icra müdürlüğünden ödeme emrine yapılan itirazın süresinde ve usulüne göre yapılmadığını...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrine ilişkin gönderilmiş tebligat bulunmadan davacı borçlunun 10.07.2019 günü takibe itiraz etmesi üzerine, icra müdürlüğünce 18.07.2019 tarihinde borçluya gönderilen ödeme emri tebligat parçasının henüz dönmediği anlaşılmakla tebligat parçasının dönüşünün beklenmesine, döndüğünde itirazın süresinde olması halinde takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği ancak Yapıkredi Bankasının 30.01.2020 tarihi yazısı uyarınca borçlunun şubeleri nezdinde herhangi hak ve alacağının bulunmadığını icra müdürlüğüne bildirmesi üzerine bankaya 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiğinin anlaşıldığı, davacı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeksizin banka hesaplarına haciz müzekkeresi gönderildiğini, borca, yetkiye itiraz edilmesine rağmen takibin durdurulmadığını, hacizlerin kaldırılmasını ve takibin durdurulmasını...
ye ödeme emri 16/03/2004 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediği gibi, aksine 22.04.2004 tarihinde dosyaya sunduğu mal beyanı dilekçesinde borca karşı herhangi bir itirazı olmadığını ve borcu kabul ettiğini beyan ettiğini, söz konusu icra takip dosyasından, alacağın tahsili amacı ile icrayı ilerletici işlemler yapılmış ve her işlem ile 10 yıllık zamanaşımı süresi yeniden başlatıldığını, ancak davalı borçlu, alacağın icra takibinden sonra zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile İcra Ve İflas Kanunu 71/2 maddesi uyarınca 18.08.2022 tarihinde Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/504 E. dosyası ile dava açtığını, Bursa 6....
Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK' ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.Davacı alacaklı vekilinin -------Esas sayılı dosyası ile, 10/07/2013 tarihinde 250.000,00 TL cari hesap alacağı üzerinden başlattığı takip neticesinde, borçluya ödeme emri henüz tebliğ edilmeden, borçlu vekilinin 17/07/2013 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davacı vekilinin bu kez, 01/11/2021 tarihinde 108.263,54 Euro asıl alacak miktarı üzerinden-------- Esas sayılı dosyası ile sayılı dosyası ile başlattığı takip neticesinde ödeme emrinin borçlu şirkete 08/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 12/11/2021 tarihinde derdestlik itirazı ile birlikte borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği,-------Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali amacıyla eldeki davanın 02/02/2022 tarihinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı...