Maddesine göre araştırılma yapılması gerekmediği ve tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürmüşse de davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde tebligat yapılacak adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan bahisle TK 21/2 maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edilmesi hususu açıkça şerh düşülmediğinden, bu nedenle ödeme emri borçluya usulsüz tebliğ edildiğinden ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2019/4564 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı vekilince davalı borçlu aleyhine aylık 7.839,00 TL den 2019 Şubat ve Mart ayları kirası toplamı 15.678,00 TL alacağın tahsili talebi ile takip yapıldığı, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin 05/04/2019 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, 11/04/2019 tarihinde takibe vekil ile itiraz edildiği, borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden tarafa ödeme emrinde belirtildiği şekil ve miktarda borcu olmadığının, bu nedenle borcun aslına ve tüm ferilerine itiraz edildiğinin bildirildiği, alacaklı vekilinin 16/04/2019 tarihinde borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği ve vekil ile takibe itiraz edildiği beyanı ile borçlu vekiline elektronik tebligat adresine ödeme emri gönderilmesini talep ettiği, müdürlükçe talebin kabul edildiği, borçlu vekiline e-tebligatın 21/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 28/05/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2020/293 ESAS, 2020/378 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline Bodrum 1.İcra Müdürlüğünün 2020/2617 sayılı icra dosyası üzerinden ödeme emri gönderildiğini ancak tebligat içinde bulunan ödeme emrinde müvekkilinin adının bulunmadığını, bu hususun UYAP üzerinden de tespit edilebildiğini, bu haliyle tebligatın geçersiz olduğunu, ayrıca takip talebinde de müvekkilinin adı yazılmamış olup, müvekkiline haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emri tebligatı gönderildiğini, takibe dayanak senetin çıplak gözle dahi incelendiğinde görüleceği üzere sonradan "1" rakamı ilave edilerek 185.000 TL yapılmış olup, bu haliyle senet üzerinde tahrifat yapıldığının ortada olduğunu, bu hususta bilirkişi incelemesi yapıldığı...
Müvekile gönderilen ödeme emrinde borcun kaynağı olarak müvekkilin tarımsal aboneliğine istinaden yazılan kaçak ve cezalı faturalar olup, bunlara ilişken belgeler takip talebine ve ödeme emrine eklendiğini. İcra İflas Kanununun 58 ve 61'inci maddelerinde takibin bir belgeye dayanması halinde belge aslının ya da alacaklı ya da yetkili temsilcisi tarafından onaylanmış bir suretinin de takibe eklenmesi ve bunların borçluya gönderilen ödeme emri tebligatı ile birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin haksız ve hukuka aykırı kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda; Şikayetin takip konusu belgelerin takip talebine eklenmediği gibi, ödeme emri tebligatına da eklenmediği gibi şikayeti olduğu takip talebi incelenmesinde takibe konu alacağın sebebi olarak gösterilen bölümde ''...şirket hukuk birimi dosya no.2022/......
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2863 E. sayılı dosyası ile müvekkiller Suzan Sezer, Avedis Sezer, Süren Sezer ve T1 aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, girişilen işbu ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkillerine ayrı ayrı farklı tarihlerde tebliğe çıkarıldığını, mezkûr ödeme emri, ilk olarak müvekkilinin Süren Sezer tarafından 19.02.2020 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, bu vasıtayla yine bu tarihte taraflarına ödeme emrinden haberdar olunduğunu, müvekkillerinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına 20.02.2020 tarihinde, yasal süresi içerisinde, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin tümü bakımından borca itiraz edildiğini, müvekkillerinin kimisinin adresinin yurtdışı olması, tüm tebligat işlemlerinin ilk tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal borca itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olması dolayısıyla, daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilecek müvekkilleri bakımından bilahare borca itiraz...
İcra Müdürlüğünün ödeme emrine, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz etmiş aynı zamanda itiraz süresi içinde 49.461,97 TL asıl borcu icra dosyasına yatırmıştır. Yetki itirazının kabulü ile dosya ... İcra Müdürlüğüne gönderilmiş, ... İcra Müdürlüğünce yeniden ödeme emri gönderilmiştir. Mahkemece yetkili İcra Müdürlüğünün ödeme emri tebliğinden önce borcun ödendiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı icra dosyasında işlemiş faizle birlikte 51.268,98 TL'nin ödenmesi talebinde bulunmuştur. İcra takibinden sonra, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemeler yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı icra takibinde işlemiş faiz yönünden de talepte bulunmuş olmakla mahkemece bu yönler dikkate alınarak alacak miktarı ve yapılan ödemeler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
İİK'nın 275. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu 7 gün içinde itiraz sebeplerini, İİK'nın 62. maddesine göre icra müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Somut olayda; davacının 23/09/2019 tarihinde tahliye istekli olarak başlattığı icra takibinde, tahliye emri takip borçlusu T3 tebliğ edilemeden, takibi kendiliğinden öğrenmesi üzerine borca itiraz edilmiştir. İcra takip dosyasında usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yasal olarak takip borçlusuna tanınan süreler işlemez. Takip borçlusuna usulüne uygun tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden, itiraz süresi işlemeye başlamayacağından ve haricen öğrenmeye dayalı itiraz hukuki sonuç doğurmayacağından, kiralayan İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu nedenlerle, mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı T1 ve dava dışı Ümit Dönmez ile Yılmaz Omarak aleyhine Türkiye İş Bankası vekili tarafından kredi sözleşmesi alacağına dayanılarak 06/10/2008 tarihinde ilamsız icra takibine gidildiği, şikayetçi takip borçlusunun 13/10/2008 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce şikayetçi T1 ve dava dışı Yılmaz Omarak yönünden itiraz nedeni ile 30/10/2008 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, temlik alacaklısı vekilinin 10/09/2012 tarihinde talep açarak Ümit Dönmez dışındaki borçluların takibe itiraz ettiklerini takibin durdurulmasına ilişkin kararı tebliğ aldıklarını, bu borçlular hakkında dava açma hakkını saklı tutarak Ümit Dönmez yönünden dosyanın yenilenmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce dosyanın yenilendiği ve dava dışı borçlu Ümit Dönmez'e ödeme emri gönderilmesine karar verildiği, davalı temlik alacaklısı vekilinin talebi üzerine icra dosyasının tekrar yenilendiği ve şikayetçi borçlu...
Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/248 Esas sayılı dosyası ile yargılanmakta olduğunu, aynı icra dosyasından farklı türlerde icra takibi yürütülemeyeceğine dair çok sayıda Yargıtay içtihadı bulunduğunu, davalı taraf aynı icra dosyasından önce 8 örnek ödeme emri, sonra 9 örnek ödeme emri en son olarak da 6 örnek icra emri tebliği isteyerek icra dosyasını tabiri caizse deneme tahtasına çevirmiş olduğunu, vekil edeninin itirazı ile durdurulmuş icra dosyasında, ortada her hangi bir itirazın kaldırılması veya iptali kararı olmadan takibe devam edilmesi, aynı dosyadan 3 farklı ödeme-icra emri tebliğ edilmesi işlemleri açıkça usulsüz olmasına rağmen vekil edeninin taşınmazı satış aşamasına getirildiğinden ve taşınmazın satılması telafisi imkansız zararların doğmasına sebep olacağından, öncelikle takibin ve satışın tedbiren durdurulmasını, icra takibinin, icra emrinin ve itiraz sonrası yapılan tüm işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....