nın izinsiz olarak kazanç elde etmek amacıyla faiz karşılığında ödünç olarak para talep eden kişilere elden ve nakten para verme ya da doğrudan ödünç para talep eden kişilerin banka kredi kartı hesabına para yatırması şeklinde sübut bulan Tefecilik eylemi nedeni ile 5237 sayılı TCK'nin 241. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet hükmünün Onanması, Gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun sanığın eyleminin özel normun önceliği kuralı gereğince 5464 sayılı kanunun 36. maddesinde düzenlenen "gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenleme" suçunu oluşturduğuna ilişkin bozma düşüncesine katılmıyorum. 03.03.2020...
Dava, tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. 6098 Sayılı Yasa'nın 386. maddesinde tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 26. maddesinde ise bir sözleşmenin içeriğinin kanunda öngörülen sınırlar içinde taraflarca özgürce belirlenebileceği düzenlenmiştir. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faiz karşılığı ödünç para verme işlemleri münhasıran banka ve diğer finans kuruluşlarının tekeline bırakılmış olup, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesinde de kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişilerin, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır....
Dava, ödünç ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının davalıya mal ve hizmet ifasında bulunup bulunmadığı, ödünç para verip vermediği, taraflar arasında borç mutabakatı yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmaktadır.Davacı, davalıya ödünç verdiğini iddia etmiş, davalı ise taraflar arasında ödünç ilişkisi kurulmadığı, dayanak olarak gösterilen belgede imzası bulunan --------- şirket yetkilisi olmadığı savunmasında bulunmuştur. Öncelikle tartışılması gereken husus; 17/04/2017 tarihli belgede ---- tarafından atılan imzanın davalı şirketi bağlayıp bağlamayacağı noktasındadır....
Davacı, TTK'nın 4/1-f maddesinin “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde…öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava…sayılır.” düzenlemesine dayanarak, dava konusunun bir ödünç para verme işi olması sebebiyle mahkememizin görevli olduğunu belirtmiştir. Madde gerekçesinde “Finans sektöründe sadece bankalar ve ödünç para verme işleri ile uğraşanlar bulunmamakta, bu sektör sadece anılan kanunlarla düzenlenmemektedir. Bunların yanında, finansal kiralama, faktoring, özel ve genel finans şirketleri, forfaiting şirketleri başta olmak üzere çeşitli finans kurum ve kuruluşları da vardır. Bunları düzenleyen ayrıntılı bir mevzuat bulunmaktadır.” açıklaması yer almaktadır. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden davacının arkadaşı olan davalıya şahsi hesabından banka havalesi yoluyla para gönderdiği ve bu işlemi ticari borç olarak nitelendirdiği anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/818 Esas KARAR NO : 2021/1169 DAVA : Menfi Tespit (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/12/2021 KARAR TARİHİ : 30/12/2021 Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/ İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Artvin/Hopa şubesi tarafından davacı müvekkile tahminen 2016 yılında hayvancılık kredisi kullandırıldığını, bu kredi nedeniyle menfi tespit, istirdat ve alacak davası açıldığı arabuluculuğa başvurulduğunu ancak uzlaşılamadığını, akabinde ise bu kredi nedeniyle davalı tarafça davacı ve kefilleri aleyhine ...İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, asıl borçlunun ödediği miktarların ödeme tarihleri gözetilerek asıl borçlu bakımından alacak kalemi olarak hesaplamaya dahil edilmesini, asıl borçlu tarafından yapılan ödemelerden / kredi kullandırım miktarlarından yapılan...
Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. 6098 Sayılı TBK.'nun 386. vd. maddesinde tüketim ödüncü; " ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği " sözleşmedir " şeklinde tanımlanmıştır. Davacının, dava ettiği parayı " emanet " açıklaması ile davacıya ödünç olarak verdiğini iddia ettiği, anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın esasına girilmesinden önce, ödünç verilen bir paranın geri verme zamanının belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK.'nun 392. Maddesinde ödüncün geri verilme zamanı; " ödüncün geri verilmesi konusunda belirli gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa da ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir " şeklinde belirlenmiştir....
Ödünç sözleşmesi, TBK 386.maddesinde düzenlenmiş olup, kanundaki tarifi "tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir " şeklinde yapılmıştır. Yani ödünç sözleşmesinde ödünç alınan şeyin aynı nitelik ve miktarda geri verilmesi söz konusudur. Oysa olayımızda davacının iddiasına göre verilen paranın işletilip elde edilecek karın paylaşımı söz konusudur. Davacı ödünç adı altında para (sermaye) davalı ise onu işletme emeğini ortaya koymuştur. TBK 620 maddesinde adi ortaklık müessesesi düzenlenmiş olup, bu maddeye göre adi ortaklığın tanımı "adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir " şeklinde yapılmıştır. TBK 621/1.maddede her ortağın katılım payı olarak para, alacak, bir mal ya da emek koyabileceğini düzenlemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/730 Esas KARAR NO : 2023/39 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/12/2021 KARAR TARİHİ : 17/01/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı ... şirketi firmasının ortağı v e tek yetkilisi olan ... arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu, davalı firma yetkilisi ...'nun firması faaliyetlerinde kullanılmak üzere acil para ihtiyacı için kardeşi ...'ndan yardım istediği, bunun üzerine ..., eşi ... ve diğer müvekkil şirket tarafından ...'nun firması davalı ... şirketine dava dilekçesinde tablo halinde gösterildiği üzere ... tarafından 41.000,0 TL, ... tarafından 26.000,00 TL....
aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu gözetildiğinde, müştekilerin ve tanıkların soruşturma aşamasındaki tutarlı anlatımlarına göre sanıktan kazanç karşılığında ticari ilişki dışında ödünç para aldıkları, bu beyanları ile uyumlu olarak aleyhlerinde sanık tarafından yapılan icra takipleri, 03/02/2009 tarihli kolluk araştırma tutanağı, sanıktan alacak-verecek durumunu gösterir ajanda ve not kağıdının ele geçirilmesi, sanığın ödünç verdiği borç miktarlarının fazla oluşu, ödünç verilen paralar karşılığında müştekilerden senetler alınması, yine aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında önemli miktarlardaki paraların...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Hüküm : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Türk Ceza Kanunu'nun 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması; bu bağlamda maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılması...