Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıların şirketten çıkma istemlerinin yerinde olduğu, paylarına karşılık 524.177,54 TL ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacıların ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, yukarıda anılan miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, limited şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve ayrılma payının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacılar karar tarihinden sonra 25.02.2016 tarihinde hisselerinin tamamını davalı şirket ortaklarına devrederek ortaklıktan ayrılmış ve aynı tarihli ortaklar kurulu ile devrin pay defterine işlenmesine karar verilmiş, taraf vekilleri davacıların ortaklıktan ayrıldığını, belirterek dilekçe sunmuşlardır....
in suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık ... ile aleyhinde sanık ...'ın beyanı dışında yeterli delil bulunmadığı aşamada araçtan atılan uyuşturucu maddenin miktarı da dikkate alınarak ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım eden sanık ... hakkında, 5237 sayılı Kanun'un 192 nci maddesi üçüncü fıkrasındaki etkin pişmanlıke hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2. 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin uygulanması açısından, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile 7242 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklikler göz önüne alınarak, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, hukuka aykırı görülmüştür. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bingöl 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ücret ile sefer primi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
sayılı ilâmı ile vesayet altına alındığı ve vesayetin bu mahkemece takip edildiği, vasinin 11.09.2015 tarihli dilekçesinde yeni adresini belirtmesinin yerleşim yeri değişikliğine izin talebi mahiyetinde olduğu, ... Sulh Hukuk Mahkemesince 14.09.2015 tarihli ek karar ile kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin verildiği ve kısıtlının yeni yerleşim yerinin ve Türkiyede sakin olduğu adresin " .../..." olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14.01.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da açıklandığı üzere şirket ortaklığından çıkmaya izin istemine ilişkin davaların da husumetin şirkete yöneltilmesi gerekmekte olup, şirket ortaklarına husumet yöneltilemez. Davacı, davasını çıkmasına izin verilmesini istediği limited şirkete karşı açması gerekir iken, ortaklara karşı davasını açmış olması nedeni ile davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine " gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
[ Madde 1 ] "İçtihat Metni" Bakanlar Kurulunun 27.10.1998 gün ve 98/12036 sayılı kararı ile vatandaşlıktan çıkmasına izin verilen ve 24.03.1999 tarihinde Alman vatandaşlığına geçen, bilahare 403 sayılı Kanunun 8. maddesine göre içişleri Bakanlığının 23.01.2008 gün ve 2008/138 sayılı kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alınan ancak aynı zamanda Alman vatandaşı olduğu çekişmesiz bulunan ve 31.10.2008 günlü başvurusuna istinaden 02.03.1983-24.03.1999 tarihleri arasında Almanya'da gerçekleşen hizmetlerini 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanarak borçlanma bedelini 29.01.2009 tarihinde ödeyen davacı, Türk vatandaşlığını kaybederek Alman vatandaşlığına geçtiği 24.03.1999 tarihden sonraki çalışmalarının da 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlandırılmasının mümkün bulunduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir....
Anayasayla teminat altına alınmış bulunan yurtdışına çıkma özgürlüğünün 5682 sayılı Pasaport Kanunun 22. maddesi uyarınca kısıtlanabilmesi, ancak kanunda belirlenmiş olan; mahkeme kararı, genel güvenlik bakımından yurtdışına çıkmasının mahzurlu olduğunun tespiti ve vergi borcu bulunması nedeniyle mümkün olabilecektir. Dava konusu uyuşmazlıkta; yurtdışına çıkması konusunda mahkemelerce bir tahdit konulmayan davacının, devam etmekte olan davaları nedeniyle, davalı idarece, yurt dışına çıkmasının sakıncalı bulunarak dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmakta olup, yasanın idareye bu konuda verdiği yetki çerçevesinde ancak davacının yurtdışına çıkmasının genel güvenlik bakımından mahzurlu olduğu yolunda bir tespit bulunması halinde tesis edilebilecek işlemin böyle bir dayanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir....
Danıştay Savcısı … 'ün Düşüncesi : Dava,Yurtdışına Lisanüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adayları Seçme Sınavına ilişkin 1996 sınav kılavuzu 2-1 maddesinin (h) fıkrasında yer alan "dört üzerinden 2.80" ibaresi ile yüksek lisans öğrenimi için yurtdışına gönderilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Sözü edilen sınav kılavuzunun başvurma koşullarını belirleyen 2-1 maddesinin (h) bendinde; lisans öğrenimi ile ilgili genel akademik ortalamasının "dört üzerinden 2.80" veya daha yukarı olması gerekeceği hükme bağlanmış ve son fıkrasında; yukarıdaki koşullardan herhangi birine uymadığı tespit edilen adayların,sınava alınmış ve hatta bir programa seçilmiş olsalar bile bu durumdan doğabilecek hiçbir haktan yararlandırılmayacakları vurgulanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yakıt ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....
Türk Medeni Kanununun 327. ve 356. maddelerine uygun olarak çocuğun eğitimi, bakımı korunması için ana baba yoksul oldukları takdirde veya çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunlu olan hallerde hakim, çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bîr miktar malın sarfedilmesi konusunda ana babaya izin verecek veya onlara belirlediği miktarlarda çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisi tanıyacaktır. Somut olayımızda ise; küçük Beliz 'in Türk Medeni Kanununun 336/son maddesi gereğince velisi olan davacı annesi, küçüğe miras kalan aracı satmak için hakimden izin istemiştir. Bu olayda Türk Medeni Kanununun 327 ve 356. madde koşulları iddia edilmediği gibi koşulların oluştuğu da kanıtlanmamıştır. Karar gerekçesinde de açıklandığı üzere davacı anne küçüğün velisi ve yasal tek temsilcisidir....