Somut olayda, davacı işçi yurt dışına gidip gelen tır şoförü olarak çalışmıştır. Davacının görev yaptığı yerlerde günde 8 saatten fazla araç kullanmaları mümkün değildir. Davacı tanıklarının beyanları da doğrudan görgüye dayalı olmayıp , fazla çalışmayı ispata elverişli değildir. Ayrıca davacının çalışma şekline göre de mesaisini kendisi belirlediğinden davacının fazla çalışma yaptığı gerekçesi ile fazla çalışma ücretine karar verilmesi hatalıdır. Fazla çalışma ücreti isteğinin reddine karar verilmelidir. 3-Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları konusunda davacının pasaport kayıtları getirtilerek yurda giriş ve çıkış tarihleri dikkate alınarak, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı tespit edilerek sonucuna göre ulusal bayram ve genel tatil alacakları yönünden bir karar verilmelidir. 4- Davacının ücret alacağı talebi hakkında mahkemece olumlu yada olumsuz karar verilmemesi de bozma nedenidir....
Bu durumda davacının bir yıl içinde yaptığı yurt dışı seferleri bu kayıtlar nazara alınarak tespit edildiğinde bilirkişice belirlenen sefer sayısından daha az sayıda sefer yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde kayıtlara göre son yıl içerisinde yapılan sefer sayısı belirlenmelidir. Bu kayıtlar esasa alınmadan son bir yıllık dönemde 20 sefer yaptığının kabulü ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozma sebebidir. 3-Mahkeme karar gerekçesinde davacının hizmet süresine göre 110 iş günü izne hak kazandığı ve hak kazandığı izinlerden kullandığı 99 günün mahsubu ile davacının bakiye 11 gün karşılığı izin ücret alacaklısı olduğu kabul edilmesine karşın net 8.828,50 TL yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmesi çelişkili olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; 4-Dosya kapsamının incelenmesinde ilişkili kişi olarak gösterilen "......
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde şantiye depo görevlisi olarak 28.12.2007-02.03.2016 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak çalıştığını, davacının aylık net 1.500,00 USD ücret aldığını, davacının ilk iki yıl ücretinin bankadan daha sonra elden ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin hiçbir gerekçe gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini, davacının haftanın 7 günü 07.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iş yoğunluğuna göre çalışmasının gece 21.00'e kadar devam ettiğini, davacının tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, davalı işverene ait şantiyede yatılı olarak kaldığını ve günde 3 öğün yemek ve kahvaltının işveren tarafından sağlandığını, davacının yıllık izinlerini kullanmadığını ve karşılığının da ödenmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Havalimanı dış hatlar terminalinde giden yolcu kapısından geçiş yaparken yakalanıp eşini uğurlamaya geldiğini iddia eden sanığın, nüfus kaydına göre bekar olduğunun anlaşılması karşısında, pasaport kayıtları incelenip olay sırasında yurt dışına çıkıp çıkmayacağı konusunda kesin bir kanaate varılmadan ve gerektiğinde eyleminin 2863 Sayılı Kanun'un 68. maddesi kapsamında kalacağı kabul edilip tartışılmadan eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denildiğinden, aynı kişiye karşı aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, dosya içeriğine göre, sanığın yurt dışına çıkarken yapılan kontrolde ele geçen pasaport ve nüfus cüzdanının farklı zamanlarda düzenlendiğine ilişkin delil bulunmaması ve aynı anda görevlilere ibraz edilerek kullanıldığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, ancak suça konu belge sayısı da nazara alınarak TCK'nun 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle hüküm kurulması...
tanımlanan korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğinde bulunduğunun ve müzelerde korunması gerektiğinin, alınıp satılması ve yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunun tespit edildiği, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde bir araya gelerek suça konu eserleri yurt dışına çıkarmaya teşebbüs ettikleri anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, lehe kanun maddelerinin uygulanmadığına ve soyut gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşıldığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 2863 sayılı Kanun'un 23. maddesi kapsamında müzelik değer taşıyan, tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlıklarının Müze Müdürlüğü'ne teslimine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeksizin, ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 54. maddesi uyarınca zoralımına da karar verilmesi,...
Aynı Kanun'un işlem tarihindeki haliyle ''Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar'' başlıklı 7. maddesinde, '' (1) Aşağıdaki yabancılar, Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyerek geri çevrilir: a) Pasaportu, pasaport yerine geçen belgesi, vizesi veya ikamet ya da çalışma izni olmayanlar ile bu belgeleri veya izinleri hileli yollarla edindiği veya sahte olduğu anlaşılanlar b) Vize, vize muafiyeti veya ikamet izin süresinin bitiminden itibaren en az altmış gün süreli pasaport veya pasaport yerine geçen belgesi olmayanlar c) 15 inci maddenin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancılar (2) Bu maddeyle ilgili olarak yapılan işlemler, geri çevrilen yabancılara tebliğ edilir....
ın kendisiyle irtibat kurduğunu, hatta çeşitli adreslerde sakladığını, daha sonra kendisine yurt dışına çıkıp Kırgızistan'a gidebilmesi için pasaport çıkarabileceğini söylediğini, 2014 yılı Mart ayının son günlerinde ... isimli şahsın nüfus cüzdanı ve pasaportu otoparkta birlikte çalıştıkları ve işçileri olan ... adına düzenlenmiş ve üzerine kendi fotoğrafı bulunan belgeleri teslim ettiğini, bu belgelerle Kırgızistan'a gittiğini, iki ay orada kaldıktan sonra teslim olmak için tekrar uçakla Ankara'ya geldiğini, Esenboğa Havalimanından yurda giriş yaptığını, kendisini sanık ...'ın karşıladığını, daha sonra Eryaman'a giderken ...'ın kendisine, ...'ın pasaportu yırtıp atması gerektiğini söylediğini, ancak kendisine komplo kurulduğunu düşünerek şüphelendiğini, pasaport ve kimliği yırtmadan üzerinde sakladığını, polisler yakaladığında da kendisinin teslim ettiğini beyan etmiştir. 3....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Göçmen kaçakçılığı Hüküm : TCK'nın 79/1-b, 43/2, 62, 52/2-4, 53, 16. maddeleri uyarınca mahkûmiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Sanığın yasal süreden sonra olan temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Cumhuriyet savcısının temyizine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Göçmen kaçakçılığı suçunun niteliği ve suçla korunan hukuki yarar da nazara alındığında menafaat karşılığı ülkeden çıkarılmaya teşebbüs edilen kişilerin suçun yasal mağduru durumunda olmayıp suçun konusunu oluşturdukları bu nedenle aynı neviden fikri içtima hükümlerinin somut olayda uygulanamayacağı gözetilmeden, birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağlandığı gerekçesiyle sanık...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2019 NUMARASI : 2016/562 ESAS, 2019/212 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 12.09.2011 tarihinden iş akdini haklı olarak feshettiği 06.09.2016 tarihine kadar aralıksız olarak tır şoförü olarak çalıştığını, yurt içi ve yurt dışı olarak iki tip çalışması olduğunu, 12.09.2011- 16.09.2012 tarihleri arasında yurt içi şoförü olarak asgari ücret + 1.000,00 TL (çektiği dorse başına 20 TL den aylık 1.000,00 TL) maaş aldığını ve 08:00- 24:00 saatleri arasında haftanın her günü, dini ve milli bayramlarda çalıştığını, yurt dışı şoförü olarak 16.09.2012- 06.09.2016 tarihleri arasında asgari ücret + sefer prim sistemi ile çalıştığını, İtalya Trieste...