Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 380.856,86 Dolar ve ....519,02 TL alacağın 02.08.2006 tarihinden itibaren faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu düzenlemenin, Yönerge’nin yayım tarihinde faaliyete geçecek olan mevcut kurumların kazanılmış haklarını ihlal ettiği, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak işletilen devlet ve özel okul pansiyonları, yurt ve özel öğretim kurumlarının açılışı için böyle bir şart öngörülmezken ortaokul ve ortaöğretim öğrencilerine barınma hizmeti veren kurumlarda bu şartın aranmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, düzenlemenin önceki halinde kurum açmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin yapı kullanma izni ya da inşaat ruhsatından herhangi birisi ile yurt açma başvurusunda bulunulabiliyorken değişiklikle sadece yapı kullanım izin belgesi bulunan binaların barınma hizmetine uygun olduğu, Türkiye’deki yapı fazlalığı ve birçok binanın yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı dikkate alındığında, yurt ruhsatı alacak mevcut binaların çoğunun bu standardı yerine getirmesinin fiziki ve teknik olarak mümkün olmadığı, dava konusu düzenlemenin kamu yararı amacına aykırı olduğu...
İLGİLİ MEVZUAT: 01.04.1950 tarih ve 7472 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 24.03.1950 tarih ve 5661 sayılı Yükseköğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanun'a ek Kanun'un işlem tarihindeki 1. maddesinde; "Gerçek ve tüzel kişiler tarafından yemekli ve yemeksiz öğrenci yurtları ve buna benzer kurumlar açılması ve işletilmesi Millî Eğitim Bakanlığının iznine bağlıdır....
Maddesinde yazılı “yurt içi aylıklar dahil” ibaresinin yazılmamış sayılmasının tespitine, müvekkilinden istenen yurt içi aylıklarıyla ilgili olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, yurt içi aylıklara uygulanan cezai şartın da, olmayan bir alacağın cezai şartının olmaması gerektiği nedeniyle iptaline, aksi halde fahiş olan cezai şartın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, eğitim öğretim giderlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
Somut olayda; davacının davalı işveren işyerinde yurt içi tır şoförü mü yoksa yurt dışı tır şoförü olarak mı çalıştığı dosyadaki delil ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Bu sebeple; mahkemece davacının yurt dışı giriş çıkış kayıtları da celp edilerek ve gerekirse bu hususta yeniden inceleme yapılarak davacının davalı işveren işyerinde yurt içi tır şoförü mü yoksa yurt dışı tır şoförü olarak mı çalıştığı açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Ardından yukarıdaki ilkeler ışığında; davacının yurt dışı tır şoförü olduğunun tespiti halinde fazla çalışma ve hafta tatili alacakları reddedilmelidir. Yurt içi tır şoförü olduğunun tespiti halinde ise yine yukarıdaki ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonuca gidilmelidir....
Dava; reşit açık öğretim lise öğrencisinin davalı babasından yardım nafakası istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182/2. maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası kabul edilmiştir. TMK'nın 328. maddesi gereğince, anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Bu hüküm uyarınca küçük reşit olmakla kendisine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Somut olayda; 07/01/1993 doğumlu davacının, Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Müdürlüğü öğrencisi olduğu, eldeki dava ile davacının, eğitimine devam edebilmek için davalı babasından yardım nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır....
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında, yıllık izin ücreti alacağı bakımından...Dosyaya sunulan, ......2009 tarihli...personel izin dilekçesi" başlıklı, işçi imzalı belgede, davacının.......2009 tarihinden itibaren yıllık izin süresini kullanmaya başlayacağı belirtilidir. Kullanılacak izin süresi belgede yazılı değil ... de, davacının... belgeye karşı diyecekleri sorulup, yurt dışına giriş... çıkış kayıtları... değerlendirilerek, varsa ... konusu belgeye istinaden kullanılan izin süresinin belirlenmesi mümkündür. Mahkemece... ... nazara alınmadan, belgeye itibar edilmemesi hatalı olmuştur...şeklinde bozma sebebine ... verilmiştir....
İşverenin baştan beri yurt dışında faaliyet göstermesi halinde bu işveren yanında işe başlanması ve orada çalışılması halinde 10.maddenin uygulanma olanağı yoktur. Yani geçici olarak götürülmeyip yurt dışında o ülkenin mevzuatına göre kurulmuş ve faaliyet gösteren Türkiye de iş yeri bulunmayan işverenler yanında doğrudan yurt dışındaki iş nedeniyle işe alınan Türk işçileri o ülke mevzuatına tabi olurlar. 5510 sayılı yasanın 4/1- a maddesi kapsamında sigortalı sayılmazlar....
İşverenin baştan beri yurt dışında faaliyet göstermesi halinde bu işveren yanında işe başlanması ve orada çalışılması halinde 10.maddenin uygulanma olanağı yoktur. Yani geçici olarak götürülmeyip yurt dışında o ülkenin mevzuatına göre kurulmuş ve faaliyet gösteren Türkiye de iş yeri bulunmayan işverenler yanında doğrudan yurt dışındaki iş nedeniyle işe alınan Türk işçileri o ülke mevzuatına tabi olurlar. 5510 sayılı yasanın 4/1- a maddesi kapsamında sigortalı sayılmazlar....
Davalı, davacının birlikte hareket ettiği altı kişi ile aynı tarihte işyerinden ayrıldıklarını, daha sonra bu kişilerin birlikte şirket kurduklarını ve bundan hiç bahsetmediklerini kötü niyetli olduklarını, fazla mesai yaptırılmasının söz konusu olmadığını, yurt dışına daha çok eğitim amaçlı gönderildiğini aylık ücretinin bordro ve banka kayıtlarında görüleceği üzere 845,00 TL olduğunu, dini, milli bayramlarda çalışmadığını, tüm ücretlerinin ve harcırahlarının da ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....