Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE : Davacının talepleri velayetin değiştirilmesi, velayetin değiştirilmesinin eki niteliğindeki lehine iştirak nafakası verilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması, çocuğun 10/12/2015 tarihinden beri yanında olmasından dolayı bu tarihten itibaren ödediği iştirak nafakalarının istirdatına ilişkindir. Yargılama sırasında müşterek çocuk reşit olduğundan velayetin değiştirilmesi davası konusuz kaldığından mahkemece karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Bu nedenle davalı tarafın davanın bu yönden reddine karar verilmesi yönündeki istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olan iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi de çocuğun reşit olması nedeniyle velayet değişikliği davası konusuz kaldığından konusuz kalmıştır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2022 NUMARASI : 2022/410 ESAS 2022/663 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını ortak çocuklardan Utku ve Habib'in velayetinin kendisine verildiğini, Ayşe Ecrin'in velayetinin davalı anneye verildiğini, buna rağmen müşterek çocuğun velayetini fiilen kendisinin kullandığını, çocuğun kendisi ile yaşadığını, yaşam koşullarının gayet iyi olduğunu, davalının da velayeti verme konusunda istekli olduğunu belirterek küçük Ayşe Ecrin'in velayetinin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/130 ESAS 2021/273 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının bir süre Güneysınır Kızılöz mahallesinde oturan ailesinin yanında çocukla kaldığını, sonrasında evlenerek Karaman'ın Aymanas köyüne gittiğini, müşterek çocuğunda annenne de kalmaya devam ettiğini, annenin kaldığı yer ile çocuğun yaşadığı yer arasındaki mesafenin çok uzak olduğunu, halbuki davacının yaşadığı yer ile çocuğun yaşadığı yerin mesafesinin çok yakın olduğu, davalı ve ailesinin müşterek çocuğu davacıya göstermediğini, çocuğun psikolojisinin bozulmaması açısından icra yoluna da başvurmadığını, çocuğun 4....

Her ne kadar davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; Gebze Aile Mahkemesinin 2010/1789 Esas sayılı boşanma dosyası, Gebze 2.Aile Mahkemesi' nin 2019/163 Esas sayılı iştirak nafakasının arttırılması dosyası, Sir raporu, tanık beyanları, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, 2008 doğumlu idrak çağındaki müşterek çocuğun uzmanla görüşmedeki ve mahkeme huzurundaki beyanları, velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması, annenin velayet görevini gereği gibi yerine getiremediğine dair somut delil yokluğu, aksine müşterek çocuğun boşanma kararından sonra hep annesiyle yaşadığı ve annenin çocukla gerektiği ve yeterince ilgilendiği, müşterek çocuğun anneyle birlikte yaşamaktan memnun olduğu ve anneyle yaşamaya devam etmek istediğini açıkça beyanı, müşterek çocuğun...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Hicran'ın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, davalı babanın çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, çocuğun yaşamını annesi ile geçirdiğini, her türlü işini kendisinin yerine getirdiğini ve resmi işlemler ile çocuğun okul hayatında bu durumun dezavantajını yaşayacağını ileri sürmüş, davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, çocuğu görmeye gelmediğini,çocuğun babayı görse tanımayacağına, okulda annesi ile soyadının farklı olması nedeniyle zorlandığını, öğretmenine evraklara soyadını annesinin soyadı olarak yazmasını istediğini anlatmışlardır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 10.12.2020 tarihli ve 2018/1106 Esas, 2020/755 Karar sayılı kararıyla; çocuğun annesi ile kalmaktan mutlu olduğu ve velâyet değişikliğini gerektirecek bir ihmalin ve yatılı kişisel ilişkinin çocuğun huzurunu tehlikeye soktuğunun ispatlanmadığı ve çocukla baba arasında mevcut olan kişisel ilişkinin süresinin az olduğu gerekçesiyle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve birleşen velâyetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı anne vekili tarafından asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulü; davalı-davacı baba vekili tarafından birleşen velâyetin değiştirilmesi davasının reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. B....

      Dava, yukarıda da açıklandığı üzere velayet hakkına sahip anne tarafından açılan, evlilik içinde doğan çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi isteğine ilişkindir. Dava bu nitelendirmeye göre, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 13.11.2017 tarih, 2016/22515 Esas, 2017/12544 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere çocuğun halen soyadını taşıdığı davalı baba Seracettin'in de hak ve hukukunu etkileyeceğinden, babanın pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Diğer taraftan, yine Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 06/07/2021 tarih, 2021/3902 Esas, 2021/5831 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere velayet altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi davası aynı zamanda nüfus kayıtlarının da düzeltilmesini gerektirdiğinden, nüfus müdürlüğünün yasal hasım olarak davada yer alması gereklidir. Dolayısıyla davalı baba T4 davada yasal hasım konumundadır....

      , tatilleri birlikte geçirdiklerini, çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararıdır” (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3, Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l, TMK m.339/1, 343/1, 346/1, Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Dosya kapsamına göre, alınan sosyal inceleme raporu, müşterek çocuğun görüşü dikkate alındığında; davalı annenin velayet hususunda ihmali olmasa da müşterek çocuğun ortamının değiştirilmesinin kendi üstün yararına olduğu, velayetin değiştirilmesi isteminin kabulüne ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunduğundan mahkemece delillerin takdirinde isabetsizlik olmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu