WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre; davacı anne, ortak çocuğun dahili davalı T4 ile olan kısa süreli evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, biyolojik babanın tanıma yoluyla kendisinden habersiz olarak çocuğu nüfusa Ümmühan Şimşek ismiyle tescil ettirdiğini, aslında çocuğun isminin "Belinay Işık" olması gerektiğini, ortak çocuğun Afyonkarahisar Aile Mahkemesi’nin 2016/145 esas, 2016/400 karar sayılı ilamı ile kendisine teslimine karar verildiğini, biyolojik babanın dava tarihi itibariyle başka bir kadın ile evli olduğunu, yargılama sırasında cezaevinde bulunduğunu, çocuğun babayı hiç tanımadığını, çocuk ile baba arasında baba kız ilişkisinin bulunmadığını, bu durumun ileride çocuğun yasal işlemlerinde de sıkıntıya neden olabileceğini, ortak çocuğun halen kendi yanında olduğunu ileri sürmüş, davacı tanıkları da ortak çocuğun anne yanında olup biyolojik babanın ise arayıp sormadığını beyan etmişlerdir....

in nüfus kaydında “kız” olan cinsiyetinin “erkek” olarak düzeltilmesini istemişler; mahkemece, dava cinsiyet değişikliği olarak nitelendirilip “çocuğun onsekiz yaşından küçük olduğu; bu sebeple Türk Medeni Kanununun 40’ncı maddesinde düzenlenenen cinsiyet değişikliğinin yasal şartlarının mevcut bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş, kararı davacılar temyiz etmiştir. Dosyaya sunulan belgelere göre; doğum 10.09.2011 tarihinde ... Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde gerçekleşmiştir. Doğum olayına ilişkin tescile esas aynı tarihli belgede, doğan çocuğun cinsiyeti “kız” olarak bildirilmiştir. Çocuğun doğumdan dört gün sonra 14.09.2011 tarihinde “doğuştan beri kuşkulu dış genital yapısı olduğu” şikayetiyle yapılan başvuruda ......

    Psikolog ve pedagog tarafından düzenlenen uzman raporu çocuğun özel durumu nedeni ile kurumda kalmaya devam etmesi ve anne-baba ile kurum gözetiminde yatısız olarak kişisel ilişki düzenlenmesi uygun olacağını tespit etmiş olması dikkate alınarak ilk derece mahkemesince çocukla baba arasında düzenlenen kişisel ilişkinin çocuğun yararına olduğu sonucuna varılmıştır....

    İhtisas Kurulu'nun 21.01.2011 ve 182 B karar sayılı raporu, olayın oluş seyri ve tüm dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik beyanlarına itibar edilmeyerek 6545 sayılı Kanun değişikliği suça sürüklenen çocuğun lehine değerlendirilip hakkında üzerine atılı suçlardan mahkûmiyet kararları verildiği anlaşılmaktadır. IV. GEREKÇE A. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden 1. Oluşa uygun kabule göre, İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 21.01.2011 günlü raporda mağdurun ruh sağlığının bozulduğunun belirtilmesi karşısında, temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ... ile suça sürüklenen çocuk ...'...

      ın şifai beyanına dayanılarak mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraati yerine yazılı gerekçeler ile mahkumiyetine karar verilmesi, b-) Kabul ve uygulamaya göre de; suç tarihinden önce 22.07.2010 tarih 6008 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişen ve suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 2911 sayılı Kanunun 33/1-a. maddesinde düzenlenen suçun 2 yıl 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası öngördüğü halde suça sürüklenen çocuğun aleyhine olan suç tarihinde yürürlükte bulunmayan yasa değişikliği öncesindeki düzenleme uyarınca mahkumiyetine hükmolunması, Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk ve müdafinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İddia, uzman raporları, müşterek çocuğun beyanı ve dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre çocuğun davacı baba ile birlikte yaşamak istediği, davalı annenin evlenerek gittiği yerde yaşamak istemediğine ilişkin beyanı, çocuğun yaşı itibariyle baba yanında kalma iradesi değişen durum ve şartlara göre velayet değişikliği hususunda her zaman dava açılabileceği dikkate alınarak mahkemenin velayet değişikliği davasının kabulüne ilişkin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

        "Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 19.05.2014 doğumlu çocuğun "İlhan" adı ile nüfusa tescil edildiği, çocuğun anne-babasının 08.11.2015 tarihinde boşandıkları, çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, 26.04.2016 tarihinde incelemeye konu davanın açıldığı, bozma ilamı sonrası davaya dahil edilen babanın çocuğun adının değiştirilmesine muvafakat etmediği, davacı tanıklarının davacı iddiaları doğrultusunda, davalı baba tanıklarının ise davalının savunmalarını doğrular şekilde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır..........Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının babası İlhan'ın etkisi olmasının çocuğun adının değiştirilmesi için haklı neden oluşturmayacağı, dinlenen taraf tanık beyanlarına göre ise davacı ve çevresinde çocuğun adının "Onur" olarak; davalı ve çevresi tarafından ise "İlhan" olarak kullanıldığı, özel bir neden olmadığı müddetçe takdiri delil niteliğinde olan tanık beyanlarına...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı, tehdit HÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyet, diğer atılı suçtan ceza verilmesine yer olmadığı İlk derece mahkemesince verilip kısmen re'sen de temyize tabi hükümler temyiz edilmekle, 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü: 6545 sayılı Kanun ile TCK'nın 103/6. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, bu kapsamda değişiklik öncesi aynı Kanunun 61. maddesine göre temel cezanın belirlenmesi sırasında ruh sağlığındaki bozulmanın nitelikli hal olması nedeniyle dikkate alınamayacağı, buna karşılık anılan kanun değişikliği sonrasında mahkemece lehe Kanun değerlendirmesi yapılırken TCK'nın 61/1-e. maddesinde düzenlenen “meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı” dikkate alınmak suretiyle ruh sağlığındaki bozulma nedeniyle temel cezanın alt hadden uzaklaşılarak belirlenmesi mümkün olduğundan...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkûmiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun, olay tarihinde onüç yaşı içerisinde bulunan mağdureyi takip etmesi ve oturduğu apartmana girmekte olan mağdurenin arkasından bacaklarını elleyerek kaçması şeklindeki eyleminin 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik TCK'nın 103/1. maddesinin ikinci cümlesinde düzenlenip sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu, aynı maddenin üçüncü cümlesi gereğince bu suçun kovuşturmasının mağdurun veya velisinin şikâyetine bağlı olduğu, mağdure ile velisinin kovuşturma evresinde şikâyetlerinden vazgeçtiklerini beyan ettikleri, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz...

            SOYADI TASHİHİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 27 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Soyadı Tashihi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.04.2009 gün ve 2009/64 E.-2009/367 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 05.04.2010 gün ve 2010/1285 E.-2010/5200 K. sayılı ilamı ile, (...Davacı, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile nüfus kütüğündeki "D....." olan soyadı ile çevrede tanınıp bilinmediğini, "M....." soyadı ile tanındığını bildirerek soyadının "M....." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu