Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere bu hükümlerle, davacının davalı tarafın açık rızası ile taraf değişikliği yapabileceği; yani görülmekte olan davanın davalısından bir başka kişiye davayı yöneltip, yeni davalıya karşı yürütmesi imkânı, maddî hukuk esasları çerçevesinde öngörülmüştür. Açık rızadan söz edilmek suretiyle, hâkimin davalı tarafa taraf değişikliği konusunda, rızasının bulunup bulunmadığı hususunu açıkça sorması esası da düzenlenmiş olmaktadır. Hükümet tasarısında 129. madde olarak yer alan bu maddeye, tasarının, ....nda görüşülmesi sırasında “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir” biçiminde üçüncü ve “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/437-383 sayılı kararı ile annesinin davacı ... olarak düzeltildiği, nüfus kayıtlarında bu düzeltmenin yapılarak gerçek anne ile arasında bağlantının da kurulmuş olması karşısında baba hanesinde kayıtlı çocuğun kaydının iptali ile annesinin bekarlık hanesine onun soyadı ile yazılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ceza Dairesince davanın yeniden görülmesine karar verilerek yapılan duruşma sonunda 5271 sayılı CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin hükmü kaldırılarak suça sürüklenen çocuk hakkında, hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-e, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedildiği ve suç vasfı değişikliği sebebiyle hükmün temyizi kabil olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'' ve aynı Kanun'un 294. maddesinin ise; ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması sureti ile mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34 ve 35 inci maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 253 ve 254 üncü maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde, 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı cihetle, TCK’nin 86/2. maddesinde kalan eylemin kanun değişikliği öncesinde de uzlaştırma kapsamında bulunduğu katılanın kanuni temsilcisinin uzlaşmak istemediğini bildirmesi karşısında, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir....
notlarının düştüğünü, kız arkadaşları ile ilgili sorun yaşadığını, müşterek çocuğun ders çalışmak için babasının yanında uygun ortam bulamadığını çocuğun kuralları ve düzeni olmayan bir evde kalmayı tercih ettiğini, ancak bunun çocuğun geleceğini kötü etkilediğini, kendi tuttuğu evin şartlarının daha iyi ve okula yakın olduğunu, çocuğu için 500,00TL limitli kredi kartı çıkardığını ve ona verdiğini telefon faturasını yatırdığını, sağlık sigortasını ödediğini, çocuk adına kumbara fonu oluşturduğunu, buradaki parayı çocuğun emeklilik sigortasına aktardığını, sonrada çocuğunu lehtar yaparak buradaki parayı hayat sigortasına aktardığını, çocuğun babasının yanında kalmasına rağmen masraflarını karşıladığını babanın çocuğun gözlerinin bozuk olmasına rağmen tanıdık doktor bulup rapor alıp ehliyet almasını sağlamaya çalıştığını, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı babanın, annenin Kanada'daki ortamına ilişkin çekinceleri ise somut nedenlere dayanmamakta olup dayandığı nedenler ve sunduğu belgeler davacı annenin çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine zarar verecek tutum içinde olacağı yönünde kanaat oluşturmaya yeterli değildir. Davalı babanın yararı ile çocuğun yararının çatıştığı açık ise de anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.182/II, 325 ve 324). Somut olayda yaşı itibariyle çocuğun yararı annenin şefkat ve desteğinden uzak kalmamasını gerektirmektedir....
e karşı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile 103/1. maddesi uyarınca açılan kamu davasına bakan Sakarya 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından çocuğun cinsel istismarı suçu yönünden 6545 sayılı Kanun değişikliği gerekçe gösterilerek 5237 sayılı Kanun'un 103/1, 103/3-b; 267/1, 269/2, 43/1. maddeleri gereğince yargılama yapılması için dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. 2. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2015 tarihli ve 2014/334 Esas, 2015/143 Karar sayılı kararı ile mevcut delillerin değerlendirilmesi ile sanık hakkında mağdur ...'e karşı iftira suçundan, 5237 sayılı Kanun'un 267/1, 269/2, 43/1, 62/1. maddesi uyarınca tayin edilen 2 ay 15 gün hapis cezasının aynı Kanun'un 50/1-a maddesi gereğince 1500 TL adli para cezasına çevrilmesine; mağdur ...'...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; babanın çocukla düzenli olarak kişisel ilişki kurduğunu, davacının yurt dışında yaşama kararını davalıyı bilgilendirmeden aldığını, adının aylar önce üniversitenin resmi kadrosunda bulunduğunu, sosyal medya hesapları üzerinden eşyalarını satışa çıkardığını, maddi yetersizlik nedeniyle tanımadığı kişilerle aynı ortamda yaşamayı planladığını, bu koşullarda çocuğun Kanada'da yaşaması ve babasından ayrı kalmasının çocuğun üstün yararına uygun olmayacağını, babanın ekonomik ve sosyal durumunun çocuğun velâyetini almaya ve çocuğa iyi koşullar sağlamaya yeterli ve elverişli olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....
Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....
Maddesi gereği müşterek çocuğun velayet hakkının davalı anneden alınarak, müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini, adli yardım taleplerinin kabulünü talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların Kayseri 2....