Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının ... üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun ...... olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, kovuşturma evresinde alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 02.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2018/377 ESAS 2019/229 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

    Çocuğun annesinin yanında mutlu ve huzurlu olduğu, annesiyle arasında olumlu duygusal bağ geliştiği, babasıyla duygusal iletişiminin bulunmadığı uzman tarafından bildirilmiştir. Böyle olmakla birlikte uzman, raporunda, babanın, bakım ve eğitim yönünden şartlarının anneye göre daha iyi olduğunu, babayla duygusal bağ geliştirebilmesi için çocuğun velayetinin babaya bırakılmasının uygun olacağı yönünde görüş bildirmiş, mahkemece de uzmanın görüşü esas alınarak velayet babaya bırakılmıştır. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocukların üstün yararıdır. Üstün yarar belirlenirken de çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi esas alınır. Ana ve babanın istek ve tercihlerine çocukların üstün yararı ile bağdaştığı ölçüde değer verilir. Çocuğun, annesinin yanında mutlu ve huzurlu olduğu, anneyle arasında olumlu duygusal bağ geliştiği görülmektedir. Babanın koşullarının daha iyi olması, velayeti ona bırakılması için tek başına yeterli bir sebep değildir....

      Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalılardan ... ile 02.05.2014 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 04.05.2013 doğum tarihli Emine Anka'nın velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ile kızının soyadının değişik olması nedeniyle sosyal ortamlarda zorluklar yaşadığını, çocuğun da bu durumu sorguladığını, babanın çocuğunu yılda 2-3 kez gördüğünü, çouğun sosyal ortamlarında babanın çocuğuyla birlikte olmadığını, çocuğun da kendisiyle aynı soyadını taşımak istediğini iddia ederek, ortak çocuğun "Yıldırım" olan soyadının kendi kızlık soyadı olan "Kılınçkan" olarak değiştirilmesini istemiştir....

        Çocuğun yararı ise çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir. Yani çocukla ilgili karar verilirken, çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: "Kocanın kadının müşterek çocuğa yeterli ilgi ve özeni göstermediği, kadının velayeti kötüye kullandığına dair iddialarını ispatlayamadığı, kocanın çocuğu corona virüs salgını nedeni ile Elazığ'a getirdikten sonra anneye geri vermediği, yaklaşık bir buçuk yıldır çocuğun baba ile birlikte yaşadığı, her ne kadar müşterek çocuk beyanında babası ile birlikte yaşamak istediğini belirtmiş ise de, müşterek çocuk beyanında annesinin velayeti kötüye kullandığına dair herhangi bir beyanda bulunmamış, annesinin pandemi sürecinde uzun süreli çalışma saatlerinin olması, izin alamaması sebepleri ile Elazığ'a geldiğini belirttiği çocuğun bir buçuk yıldır babası ile birlikte yaşadığı ve yanında kalmış olduğu ebeveynden etkilenmiş olabileceği, davalı annenin velayetin kötüye kullandığı iddialarının davacı tarafından ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir....

        Çocuğun üstün yararı gereği, velayetin anneye verilmesi halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalılardan Sezcan ile 11.4.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk 2007 doğum tarihli Çağlar’ın velayetinin kendisine verildiğini, kendisi ile oğlunun soyadının değişik olması nedeniyle sosyal ortamlarda ve resmi ortamlarda zorluklar yaşadığını iddia ederek, ortak çocuğun "Yıldız" olan soyadının kendi kızlık soyadı olan "Kılıç" olarak değiştirilmesini istemiştir....

          Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Müştekinin aşamalardaki anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre, olay tarihinde suça sürüklenen çocuğun annesi Cahide'nin bardakla müştekinin burnuna vurarak yaraladığı, suça sürüklenen çocuğun ise müştekinin kolundan tutarak ters çevirdiği, müştekideki kırığa neden olan yaralanmaya suça sürüklenen çocuğun değil annesi Cahide'nin sebebiyet verdiği, önce suça sürüklenen çocuğun annesinin, sonra da suça sürüklenen çocuğun müştekiye yönelik eylemde bulunduğu anlaşılmasına karşın olayın aniden gelişmesi nedeniyle suça sürüklenen çocuğun ve annesinin eylemlerin aynı suç işleme iradesi altında müşterek fail olarak gerçekleştirildiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle suça sürüklenen çocuğun ağır neticeden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden hakkında 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinin uygulanması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün...

            UYAP Entegrasyonu