WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki boşanma davası ve erkeğin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, erkeğin soyadını kullanmaya izin verilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    çöpe attığını, 06.03.2018 tarihinde yine evi terk ettiğini, tarafların o tarihten beri ayrı yaşadıklarını, bebeği erkeğe göstermediğini, 16.04.2018 tarihinde erkek bebeği görmek için gittiğinde kadının annesinin erkeğe hakaret edip defalarca vurduğunu, kadının bu olaya kayıtsız kaldığını, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, erkeğin annesinin ve kardeşinin ortak eve gelecek olması nedeniyle 3 kez evi terk ettiğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, 50.000,00TL maddî ve 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, erkeğin annesinin kadına baskı ve şiddet uyguladığını, ölümle tehdit ettiğini, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, erkeğin ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, kadının baba evine dönmek durumunda kaldığını, tekrar eve döndüğünde aynı tavırların devam ettiğini, erkeğin annesinin kadını evden kovduğunu, erkeğin sadakatsiz olduğunu, kadını aşağıladığını, bıçaklı saldırıda bulunduğunu, iftira atmakla tehdit ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına ise 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere Gereği görüşülüp düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğa usulüne uygun olarak 10.04.2011 tarihinde tebliğ edilen karar CMUK.un 310. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süresi içinde suça sürüklenen çocuk tarafından temyiz edilmediği gibi vasi sıfatı bulunmayan annesinin de temyize hakkı bulunmadığı ayrıca suça sürüklenen çocuğun yargılama sırasında 18 yaşını doldurması ve savunmasında da müdafii istemediğini beyan etmesi karşısında, temsil yetkisi bulunmayan zorunlu müdafii olarak görev alıp, vekaletname de ibraz etmeyen Av. ...’ın ve vasi sıfatı bulunmayan Suça sürüklenen çocuğun annesinin temyiz istemlerinin CMUK.nun 317. maddesi gereğince (REDDİNE), 02.04.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....

          Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili özetle; davanın kabulü kararının çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul kararının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı İptal Kararı, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....

            Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....

            CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadını sevdiğini ve boşanmak istemediğini, kadının akşam üstü uyanma alışkanlığının olduğunu, 05.08.2019 tarihinde de erkeğin işten çıkıp eve geldiğinde kadının uyuyor olduğunu, ortak çocuğun halen kahvaltı yapmamış olduğunu, 12 saattir bir şey yemeyen çocuk için kadını uyandırdığını, tartışma yaşandığını, bu durumu kadının ailesine telefon ederek anlattığını, kadının ailesi ertesi gün ortak konuta geldiğinde erkeğin "bu iş çözülmezse, sonumuz boşanmak" dediğini, erkeğin amacının annenin çocuğa karşı sorumluluğunu alması olduğunu, kadının erkeğin annesinin evine gittiğini, ortak çocuğun annesinin yanına gitmek istemediğini, kadının da ortak çocuğu almaya gelmediğini, sadece bir kaç kez kızını aradığını, son 24 gün boyunca da aramadığını, erkeğin kadın ile telefonda görüşmesine kadının ailesinin izin vermediğini, kadının annesinin erkeğe hakaret ettiğini, ailesi tarafından tehdit edildiğini, kadının evine...

              Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. 3-İlk derece mahkemesi, boşanmaya sebep olan olaylarda; davacı-karşı davalı erkeğin annesinin tarafların evliliğine olumsuz yönde müdahale ettiği, bu müdahaleye erkeğin izin verdiği ve annesinin sözleri ile hareket ettiği, evine bir süreliğine gelip gitmediği, sonrasında da eşine barışmak istemediğini söyleyerek kadını ailesinin evine bıraktığı, davalı-karşı davacı kadın'ın ise eşinin ilk evliliğinden olan çocuklarına terbiye etme adına şiddet ve aşırı disiplin uyguladığı, çocukları istemediği, evliğin sona ermesine sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarını kabul ederek, karşılıklı boşanma davalarının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) isteklerinin reddine, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına karar...

                işyeri uygulamaları bakımından geçersiz olduğunu, davacının işyerine gelmeyeceğini bildirmesinin hukuken hiçbir anlamının bulunmadığını, davacının kendi kendine karar verdiğini izin istemediğini, işçiye gönderilen geçmiş olsun mesajlarının davacıya izin verildiği şeklinde yorumlanamayacağını, müvekkil işyerinin izin prosedörüne göre izin verilmesinin yazılı izin belgesi düzenlenerek yapıldığını, davacının kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunmasının yıllık izinlerini istediği zaman ve tek taraflı olarak kullanabileceği anlamına gelmediğini, davacının çalıştığı süre boyunca sürekli devamsızlık yaptığını ve bir çok kez bu konuda kendisinin sözlü olarak uyarıldığını, davacını yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Dosya kapsamında yer alan müşterek çocuğa ait tüm ifade tutanakları, sosyal inceleme raporu incelendiğinde çocuğun annesi ile kalmakta iken öncesinde kendisine iyi davranışları olan annesinin son zamanlarda agresif davrandığı, bir gün kendisinin grip olduğu için okula gitmemesi üzerine kendisine sinirlendiğini, annesinin kendisine kızıp bağırdığını babasının ise bağırmadığını, annesinden şikayetçi olmadığını ancak babası ile yaşamaya karar vererek annesinden habersiz babasının yanına gittiğini, davalı annenin davacı babanın bu olay nedeni ile müşterek çocuğu kaçırdığına dair başvuruda bulunduğu ancak gönderilen tahkikat evraklarında müşterek çocuğun beyanlarından müşterek çocuğun babasının yanına kendi rızası ile gittiğinin anlaşıldığı, müşterek çocuğun davalı annenin yanından ayrılıp babasının yanına gittiği gün alınan darp raporunda çocuğun sol kolunda ve sağ bacağında 1*1cm hayati tehlike yaratmayacak ve BTM ile giderilebilir ekimoz olduğunun rapor...

                UYAP Entegrasyonu