AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2023 NUMARASI : 2022/1072 ESAS 2023/37 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Yukarıda esas numarası yazılı dosya re'sen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı T1 Şahin'in nüfus kayıtlarının Almanya Devleti tarafından düzenlenmiş doğum belgesinde görüldüğü, baba adının Bilal soyadının ise Şahin olduğu, davacının nüfus cüzdanına göre isminin T1 olduğu, baba adının ise Dursun olarak gözüktüğü, Türkiye'deki kayıtlarında soyadı ve baba adının yanlış olduğu, Ünsal davacının annesinin sonraki evliliğinden dolayı soyadı olduğu, davacının baba adı olarak görülen Dursun'un ise annesinin ikinci eşi olduğu, işbu yanlışlığın davacının Türkiye'de işlem yapamaması sonucunu doğurduğu, davacının Ünsal olan soyadının Şahin olarak düzeltilmesi ile Dursun olarak gözüken...
iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi soyadı değişikliğinin çocuğun kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceğinin de açık olduğu, çocuğun soyadını "Yosma" olması tanık beyanlarına göre bu durumun okul ve mahalle çevresinde alay konusu olması kanunun amir hükümleri karşısında soyadın değiştirilmesi için geçerli bir neden olmadığı, çocuğun reşit olduktan sonra TMK m.27 gereği soyadı değiştirme hakkını kullanabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadı alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk soyadını; evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK madde 295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK madde 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır....
Aile Mahkemesi’nin 30/05/2012 tarih, 2012/46 Esas ve 2013/361 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, çocuğun bütün resmi ve diğer işlemleri ile müvekkilinin ilgilendiğini, müvekkili ile çocuğun soyadı farklılığının sorun yarattığını, çocuğun da bu durumu sorguladığını belirterek çocuk T6 soyadının Satıç olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA Davalı davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; müşterek çocuğun, davacı anne ile soyadının farklı oluşunu sorun ettiği, çocuğun ruhsal gelişimi yönünden çocuğun soyadının, davacı annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği, velayet hakkı kapsamında, davacı annenin çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çocuğun soyadının Satıç olarak değiştirilmesine karar verilmiştir....
in aynı köyde oturup evlerinin karşı karşıya olduğu, suça sürüklenen çocuğun annesinin zaman zaman mağdureye suça sürüklenen çocuğun küçülen tişörtlerini verdiği, olay günü 14:30 sıralarında mağdurenin köy yolundan evine doğru giderken suça sürüklenen çocuğun yanına gelerek "daha çok küçülen tişörtüm var bizim eve gelirsen sana veririm" diyerek yanından ayrıldığı, mağdurenin sanığın evine gitmeyerek kendi evine gittiği ve annesinin tarlada işçi olarak çalışmasından dolayı yalnız olarak kaldığı, suça sürüklenen çocuğun bu defa mağdurenin evinin önüne gelip "tişört almaya gelmeyecek misin" şeklinde ısrarı üzerine, mağdurenin evden çıkarak birlikte suça sürüklenen çocuğun evine gittikleri, dolaptan kıyafet almak için yatak odasına girip, mağdurenin yatağın köşesinde oturup cep telefonu ile uğraştığı, suça sürüklenen çocuğun dolaptan kıyafet çıkardığı esnada aniden arkasını dönüp mağdureyi yatağa itip üzerine abanıp bacaklarını ve kalçasını tutup sıktığı, mağdurenin çığlık atıp sıyrılarak yataktan...
anlaşılması karşısında, yaşı 18'den büyük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun kararı temyiz etmesi gerektiği, annesinin temyize yetkili olmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun annesi ...'...
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdureye karşı çocuğun cinsel istismarı suçu açısından yapılan değerlendirme; Mağdurenin annesi ile suça sürüklenen çocuk ...’ın annesinin arkadaş oldukları ve ailecek birbirleri ile görüştükleri, Eylül 2014 tarihinde mağdurenin annesinin izni ile mağdurenin suça sürüklenen çocuk ...’ın evlerinde kaldığı, mağdure ve suça sürüklenen çocuğun birlikte televizyon izledikleri esnada suça sürüklenen çocuğun mağdurenin cinsel organına dokunduğu, sonrasında mağdureden kendi cinsel organına dokunmasını istediği, mağdurenin de suça sürüklenen çocuğun cinsel organına dokunduğu, başka bir zaman suça sürüklenen çocuk, kardeşi ve mağdurenin aynı odada fakat farklı yataklarda uyudukları, sabaha doğru suça sürüklenen çocuğun mağdurenin yanına giderek cinsel organını gösterdiği ve mağdureden dokunmasını istediği, mağdurenin suça sürüklenen çocuğun zorlaması ile cinsel organına dokunduğu, suça sürüklenen çocuğun da mağdurenin cinsel organına eliyle dokunduğu bu olay sonrasında...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Hukuk Sisteminde evlilik birliği içinde doğan çocuğun babasının soyadını alabileceği veya içtihatlarla gerçekleşen duruma göre boşanıp velayeti kendisine verilen annenin bekarlık soyadının çocuğun üstün yararının bulunması halinde alabileceğinin ve bu konuda başkaca bir yasal düzenlemenin bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın...
Tüm bu açıklamalar ışığında; velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suça sürüklenen çocuğun suç konusu motosikleti annesinin satın aldığını savunması karşısında,suça sürüklenen çocuğun annesinin beyanına başvurulduktan sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; I-Mağdurun suça konu motosikleti sokağa park ettiğini iddia etmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK'nın 142/1-e maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi, II- Suça sürüklenen çocuğun TCK'nın 142/1-b ve 31/2 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde, ek savunma hakkı verilmeden, TCK'nın 31/3. maddesi uygulanmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş...