WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili ; Bakanlık tarafından yapılan tebligat ile başvuru tarihi 22.7.2009 itibarı ile sendikanın işyerinde çoğunluğu sağladığının belirtildiğini , İşyerinde çalışan ve davalı sendikanın üyesi olduğu bildirilen işçilerin sayısının tespit edilenden daha düşük olduğunu , üye kayıt fişleri arasında, Sendika Yönetim Kurulunun yetki tespiti tarihi itibarı ile üyelik kabul tarihi aynı olan fişler ile sahte imzaları ihtiva eden üye kayıt fişlerinin mevcut olduğunu , bu nedenlerle de davalı Bakanlık tarafından yapılan yetki tespiti işleminde davalı Sendikanın üye sayısının gerçek olmadığını iddia ederek sendikanın İşyerinde yetkili olmadığının tespitine karar verilmesi istenmiştir....

    (M) KARŞI OY YAZISI Delil tespitinin reddine ilişkin karara karşı istinaf yolunun bulunmadığına dair kararın mahkeme kararını denetimsiz bırakan kararlardan olması nedeniyle TC Anayasası'na ve HMK'daki usul hükümlerine aykırı olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 24/05/2018...

      Dolayısıyla, TCK'nun 104 üncü maddesi uyarınca, soruşturmacının eldeki dosyadaki sanıkları sorguladığı tarihte zamanaşımının kesildiği ve aynı Kanununun 102. maddesinde muayyen olan müddetin yarısının ilavesiyle bulunacak süreye uzadığı ve sonuç olarak, kararda belirtilen maddelerden, çoğunluk tarafından, eylem tarihinden itibaren 102. maddedeki sürenin geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğramış olduğuna karar verilmiş olan suçlarda henüz zamanaşımının bulunmadığı, işin esasının incelenmesi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum....

        Buna yönelik çoğunluk bozma gerekçesine katılmıyorum....

          Sözü edilen çoğunluk gerekçesine göre 2925 sayılı yasaya tabi hizmetler asla hizmet birleştirilmede dikkate alınamayacaktır. Bir diğer örnek ise; 3201 sayılı yasaya tabi sürelerdir. Yurtdışında bulunan ev kadınları da fiilen çalışmadıkları halde bu yasaya göre borçlanabilmekte ve diğer hizmetleri ile birlikte yaşlılık aylığına hak kazanmaktadırlar. Davalı Kurum, uygulamasında isteğe bağlı sigortalılık süresini son yedi yılın hesabında dikkate almaktadır. Kurum bu güne kadar aynı durumda olan yüzbinlerce kişiye aylık bağlamıştır. Dairemiz çoğunluk görüşü , sosyal güvenlik ve adalet ilkelerine aykırı olduğu gibi Kurumun bu içtihada göre hareket etmesi halinde bu insanların mağduriyetine yol açacaktır. Yargıtay’ın günümüze kadar süregelen içtihatlarında da çoğunluk görüşü doğrultusunda bir uygulamaya rastlamak mümkün olmadığından bozma kararındaki bu gerekçe yönünden çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. 14.02.2011...

            Ceza Dairesinin çoğunluk görüşü ise sanığın kesin olan sabıka kaydının tekerrüre esas alınarak sanık hakkında TCK'nin 58/6. maddesinin uygulanması ile bu sabıka kaydının hapis cezasının tercih edilmesinde etkili olduğu düşüncesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. 3.Ceza Dairesinin çoğunluk görüşüne aşağıdaki nedenlerden dolayı katılmıyoruz; 1) Yerel mahkeme sanık hakkında hüküm kurarken seçimlik cezalardan hapis cezasını sanığın sabıka kaydının bulunması nedeniyle seçmemiş TCK'nin 61/1 maddesindeki nedenlere dayanarak seçmiştir. Kaldı ki hakim sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olmayan sabıka kayıtlarının bulunmasını, sanığın suç işlemeye yatkın kişiliği kapsamında değerlendirerek tercihli cezalardan hapis cezasını seçme yönünde kullanmasına yasal bir engel bulunmamaktadır....

              Ceza Dairesinin çoğunluk görüşü ise sanığın kesin olan sabıka kaydının tekerrüre esas alınarak sanık hakkında TCK'nin 58/6. maddesinin uygulanması ile bu sabıka kaydının hapis cezasının tercih edilmesinde etkili olduğu düşüncesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. 3.Ceza Dairesinin çoğunluk görüşüne aşağıdaki nedenlerden dolayı katılmıyoruz. 1) Yerel mahkeme sanık hakkında hüküm kurarken seçimlik cezalardan hapis cezasını sanığın sabıka kaydının bulunması nedeniyle seçmemiş olup TCK'nin 61/1. maddesindeki nedenlere dayanarak seçmiştir. Kaldı ki hakim sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olmayan sabıka kayıtlarının bulunmasını, sanığın suç işlemeye yatkın kişiliği kapsamında değerlendirerek tercihli cezalardan hapis cezasını seçme yönünde kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır....

                Ceza Dairesinin çoğunluk görüşü ise sanığın kesin olan sabıka kaydının tekerrüre esas alınarak sanık hakkında TCK'nin 58/6. maddesinin uygulanması ile bu sabıka kaydının hapis cezasının tercih edilmesinde etkili olduğu düşüncesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. 3.Ceza Dairesinin çoğunluk görüşüne aşağıdaki nedenlerden dolayı katılmıyoruz: 1) Yerel mahkeme sanık hakkında hüküm kurarken seçimlik cezalardan hapis cezasını sanığın sabıka kaydının bulunması nedeniyle seçmemiş takdirini bu yönde kullanarak seçmiştir. Kaldı ki hakim sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olmayan sabıka kayıtlarının bulunmasını, sanığın suç işlemeye yatkın kişiliği kapsamında değerlendirerek tercihli cezalardan hapis cezasını seçme yönünde kullanmasına yasal bir engel bulunmamaktadır....

                  Bu itibarla, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi amacıyla, temyiz dilekçelerindeki iddialar dikkate alınarak, sürecin mevzuata uygun bir şekilde işletilip işletilmediği, yürütülmesi istenilen faaliyetin; alanın niteliği, orman alanları, tarım alanları, flora ve faunaya etkisi, hidrolojik ve hidrolik taşkın risk analizlerinin çevreye uygunluğu, meteorolojik verilerin tespiti, Proje Tanıtım Dosyasının yeterliliği ve raporda yer alan belirlemelerin çevreye ve ekolojik dengeye etkisinin tespiti amacıyla ortak bir değerlendirme yapılmak suretiyle ek bilirkişi raporu alınarak ya da gerekirse üniversitelerden seçilecek bilirkişilere yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen nedenlerle hükme esas alınabilecek nitelikte görülmeyen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum....

                    Kararın temyiz edilmesi üzerine çoğunluk tarafından blok çalışmada kayıt öncesi 30.09.1991 öncesinin hak düşürücü süreye uğradığı kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. 4. Çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir(Y. HGK. 01.07.2019 tarih ve 2016/21-1238 E, 2019/834 K). Belirtmek gerekir ki “hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür. Belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti hâlinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir....

                      UYAP Entegrasyonu