Somut olayda olduğu gibi, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece her ne kadar her iki dava birleştirilmiş ve birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası tefrik edilerek, menfi tespit davası bakımından ihraç iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirdi. Zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre menfi tespit davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilecektir....
Bu tür bir yararın bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, ...... takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Ancak, borçlu borcunu ...... dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan icra takibinde istenen takip konusu asıl alacağın ve işlemiş faizin bir kısmı yönünden borçlu olunmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafından süresi içinde temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-İcra İflas Kanunu 72. maddesine göre menfi tespit davalarında borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız...
Davacı vekili, müvekkilinin nüfus cüzdanını ele geçiren kişiler tarafından fotoğraf ve kimlik bilgilerinin kullanıldığını, davalı şirket ile abonelik sözleşmesi yapıldığını, davalının hakkında takip başlattığını, takibe dayanak olan telefon hattının kendisi tarafından kullanılmadığını, yapılan sözleşmeyi kabul etmediğini belirterek, borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı isteminde bulunmuştur.Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan ceza yargılaması neticesinde davacı ile davalı arasında düzenlenmiş herhangi bir abonelik sözleşmesi bulunmadığı, davacının kimlik bilgilerinin üçüncü şahıslar tarafından kullanılarak davacı adına telefon aboneliği alındığı belirtilerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davalının başlattığı icra takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilememiştir. Bu haliyle, kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru değildir....
Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz talebinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz talebinin kabulüne ve hüküm fıkrasının 2.bendindeki (Davacı borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından takip konusu asıl alacak olan 2.858,55 TL' nin %40'ı olan 1.143,42 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ) cümlesinin çıkartılmasına, yerine aynen (yasal koşulları oluşmadığından, davacının kütü niyet tazminatı talebinin reddine) cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas Sayılı Dosyasında DAVA TÜRÜ : Kiracılığın tespiti, çekişmenin giderilmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiralananın tahliyesi, kiracılığın tespiti ve çekişmenin giderilmesi davasına dair karar, davalı-k.davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davaya konu kiralananın davacı belediye tarafından davalı kiracıya 14.9.2001 tarihinde kiralanması işleminin 2886 Sayılı Yasa gereğince ihale ile yapılıp yapılmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Davaya konu kiralama işleminin 2886 Sayılı Yasa gereğince ihale ile yapılıp yapılmadığı araştırılarak, ihale ile kiraya verilmiş ise ihale evrakının aslı ya da onaylı suretlerinin evraka eklenmesi ve ondan sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-TL.ve asıl alacak, işlemiş reeskont faizi ile diğer takip vekalet ücreti giderleri toplamı dışında fazladan yapılan takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, yapılan ödemelerin takibe konu bono ile ilgisi bulunmadığını, alacaklarının bonoya dayalı olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacıların borçlarına karşılık davalıya 10.08.2007 tanzim, 15.10.2007 vade tarihli 8.700.00.-TL.bedelli senet verdikleri, 21.01.2008 tarihinde 5.000.00.-TL., 26.03.2008 tarihinde 850.00....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, birleşen dava ile birlikte icra takibine konu edilen senetlerden dolayı asıl borçlu ve kefilin sorumlu olmadığı iddiasına ilişkin menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacı tarafın isteminin murisleri ...’in vefatı sonrası hissedar bulundukları ... Petrol Ürünleri San. Tic....
BORÇLU OLMADIĞININ TESPITIKEFILIN SORUMLU OLACAĞI MIKTARIN KEFALET SENEDINDE AÇIKÇA GÖSTERILMEMESI NEDENIYLE KEFALET SENEDININ GEÇERSIZ OLMASIBORÇLAR KANUNU (818) Madde 484 "İçtihat Metni"Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 46.728 YTL borcun 24.387,57 YTL.sinden sorumlu olmadıklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan S……. U…… S……..'...
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu 728 ada 12 parsel sayılı taşınmazda elbirliği ile hissedar olan borçlu ... tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne dair İstanbul 47....