İİK'nun 72/1. maddesi hükmüne göre borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit açabilir.Aynı maddenin 7. fıkrası hükmüne göre borçlu olmadığı bir parayı temamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak pararın geriye alınmasını isteyebilir. Somut olayda davacı borçlu 08.02.2008 tarihde borcu ödemiş, aynı tarihte menfi tespit davası açmıştır. Bu durumda davacı borçlu olmadığı halde ödemek mecburiyetinde kaldığı paranın geriye alınması için İİK'nun 72/7. maddesi gereğince istirdat davası açması gerekirken, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve hukuki yararın dava koşulu olduğu gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68- 68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin ve menfi tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Ancak hukuki yararın bir davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için gerekli olduğu doktrin ve uygulamada kabul edilmelidir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya belirsizlik içeriyorsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin seyrine göre hukuki yararın varlığı farklılık arz eder . İlamsız icra takibine itiraz etmeyen veya edemeyen borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu varsayılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.......ile davalı vek.Av....'ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur....
Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya belirsizlik içeriyorsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin seyrine göre hukuki yararın varlığı farklılık arz eder . İlamsız icra takibine itiraz etmeyen veya edemeyen borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu varsayılır. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine itiraz üzerine takip durduğu için borçlunun takip konusu alacakla ilgili menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığını tespit etmek zordur....
ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen çekişmenin giderilmesi, menfi tespit ve alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 02/11...
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit-çekişmenin giderilmesi davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 10,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 tarihinde...
Tespit ve giderim davaları belli bir bedele ilişkin olduğu ve eda da talep edildiğinden tespit ve ödenmesi istenen bedel ile menfi tespit davasında borçlu bulunulmadığı talep edilen senet ile ilgili bilgiler gösterilip bedellerinin de davacı tarafa açıklattırılmasından sonra bunların değerine göre peşin nispi harç yatırılması gerekirken davacı tarafça herhangi bir değer bildirilmemiş, maktu harçla dava açılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle davacı vekiline dava dilekçesinin son bölümünün 2 ve 4. bentlerinde talep ettiği zarar ve giderim bedellerinin ne miktarda olduğu ve 3. bendinde talep ettiği borçlu bulunulmayan senetlerin tarih, sayı, keşideci, lehtar ve meblağ gibi bilgilerinin açıklattırıp buna göre 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri gereğince noksan harcı tamamlattırmak üzere davacıya süre verilip tamamlanması halinde davalı M.. P..'...