Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sorumluluk Sigorta Primi: 3.249,04 TL x %87,172667=2.832,27 TL olmak üzere toplam 30.565,73 TL zararı bulunduğu ve belirlenen bu zararı davalıdan talep etme hakkının bulunduğu, davacının eldeki davada diğer talebi davalıya 137.357,17TL borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektuplarının iadesine ilişkin olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporunda ifade edildiği üzere; davacı yüklenici tarafından yapılan iş tutarının 258.086,91 TL olduğu, önceki hak ediş tutarının 325.278,99 TL, geçici kabul için emanete alınan tutarın 9.758,36TL olduğu dikkate alındığında, davacı yükleniciye (325.278,99 TL- (258.086,91 TL+ 9.758,36TL)= 57.433,72 TL fazla ödeme yapılmış olduğu hususunun sabit olduğu, buna göre davacı yüklenicinin, davalı işverene 57.433,72 TL borçlu olduğu, bakiye kısım yönünden ise(137.357,17TL - 57.433,72 TL= 79.923,45 TL) borçlu olmadığı, hal böyle olunca davacı yüklenicinin, davalı idareye borçlu olduğu tespit edildiğinden teminat mektubunun iadesi talebinin...

    Borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığının tespiti için genel mahkemede menfî tespit davası açabilir. Borçlunun menfî tespit davası açması ve davanın lehine sonuçlanarak kabulüne karar verilmesi halinde mahkeme, borçluyu menfî tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu kanısına varırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfî tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verir; bu zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz (İİK m.72/5, c. 3 ve 4). Yukarıda anılan maddenin (m.72) beşinci fıkrası hükmüne göre, bu dava sonucunda borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız olması yeterli olmayıp, alacaklının da kötü niyetli olması zorunludur....

      GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir....

        Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle bu istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 750.000 TL'lik senet bedelinin tamamının ödendiği iddiasıyla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik senedin 10.000 TL'lik kısmından borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 750.000 TL'lik senet nedeniyle şimdilik 10.000 TL'sinden borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Başka bir anlatımla kısmi menfi tespit talebinde bulunulmuştur....

            Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır....

              Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir-------Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder-------....

                Maddesinde "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." hükmü düzenlenmiştir. Borçlunun, kendisine karşı bir icra takibi başlamadan önce böyle bir dava açabilmesi için borçlu olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararı olması gerekir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince, borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek kendisini borçla tehdit eden kimseye karşı böyle bir borcu bulunmadığının saptanması için menfi tespit davası açılması mümkündür. Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi durumunda menfi tespit davası açmakta hukuki yararının varsayılacağı kabul edilmiştir. İİK.'...

                  Mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının Kabulü ile davalı banka tarafından tanzim edilen 04/09/2007 tarihli 20.000,00TL anapara, geri ödeme ve faizi ile beraber 32.000,00TL bedelli tüketici kredisi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, icra takibine konu kredi altındaki imzanın kendine ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadığının tespiti ile istirdat istemini içeren eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, icra takibine konu kredi altındaki imzanın davacı ...'na aidiyetine ilişkin ......

                    İcra İflas Kanunu 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası sonucu davacı borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Somut olayda davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilemediğinden davacının tazminat isteminin reddi yerine %40 oranında ve icra inkâr tazminatı adı altında tazminatla sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiş ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu