Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup, 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile TTK'nun 5.maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartı ..." olarak belirtildiği, açılan dava taşeronluk sözleşmesinden doğduğu iddia olunan ve takibe konulan alacakla ilgili menfi tespit istemine ilişkin olup, emsal Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitinin yapılacağı, yukarıda belirtilen yasa gereğince de menfi tespit davasında arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu, davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurmadığı gerekçesiyle, açılan davanın 7155 sayılı yasanın 22.maddesine göre 6325 sayılı yasaya eklenen 18/A maddesinin 2.bendine göre dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Maddesinde "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." hükmü düzenlenmiştir. Borçlunun, kendisine karşı bir icra takibi başlamadan önce böyle bir dava açabilmesi için borçlu olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararı olması gerekir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince, borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek kendisini borçla tehdit eden kimseye karşı böyle bir borcu bulunmadığının saptanması için menfi tespit davası açılması mümkündür. Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi durumunda menfi tespit davası açmakta hukuki yararının varsayılacağı kabul edilmiştir. İİK.'...
Haciz ihbarnamesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine yöneliktir. Her ne kadar .... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, ... tarih, ... esas, ...karar sayılı ilam ile, davanın kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olduğu belirtilmiş ise de, somut olayda davacı tarafından açılan davanın, icra takibine konu kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti niteliğinde değil, davacıya gönderilen 3. haciz ihbarnamesine konu edildiği şekilde davacının, icra takibinde borçlu konumunda olan ...Tarım Gıda Ltd. Şti'ye borcunun olmadığının tespiti talebinden ibarettir....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, menfi tespit davalarına konu çeklerde düzgün ciro silsilesinin bulunduğu ve davalıların en son yetkili hamil olduğu, davacı tarafın davalıların çeki iktisap ederlerken bile bile borçlu davacıların zararına hareket ettiklerini kanıtlayamadığı dava konusu bononun mükerrer tahsile konu edildiğinden buna ilişkin menfi tespit isteminin kabulü gerektiği gerekçeleri ile asıl dava ve birleşen ...2. ATM'nin 2008/439 E. sayılı davasının reddine, verilen tedbir kararı her iki davanın temelini oluşturan icra takiplerinde infaz edildiği için ayrı ayrı %40 tazminatın davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine, birleşen ...2. ATM 2008/453 E. sayılı davanın kabulüne bu davaya konu Bursa 6. İcra Md.'nün 2008/8325 sayılı icra dosyasının dayanağı bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm asıl dava ile birleşen ...2....
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur....
Mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının Kabulü ile davalı banka tarafından tanzim edilen 04/09/2007 tarihli 20.000,00TL anapara, geri ödeme ve faizi ile beraber 32.000,00TL bedelli tüketici kredisi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, icra takibine konu kredi altındaki imzanın kendine ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadığının tespiti ile istirdat istemini içeren eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, icra takibine konu kredi altındaki imzanın davacı ...'na aidiyetine ilişkin ......
Davacı menfi tespit davası sonucu alacağı ilamla borçlu olmadığını ya da borçlu ise borçlu olduğu miktarı kesin olarak tespit ettirip davalının takip ve dava tehdidini kesin olarak ortadan kaldıracaktır. Bu durumda mahkemece davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığının tespiti için genel mahkemede menfî tespit davası açabilir. Borçlunun menfî tespit davası açması ve davanın lehine sonuçlanarak kabulüne karar verilmesi halinde mahkeme, borçluyu menfî tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu kanısına varırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfî tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verir; bu zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz (İİK m.72/5, c. 3 ve 4). Yukarıda anılan maddenin (m.72) beşinci fıkrası hükmüne göre, bu dava sonucunda borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız olması yeterli olmayıp, alacaklının da kötü niyetli olması zorunludur....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; menfi tespit davasının amacının hukuki bir işlemin var olup olmadığı hususunun tespiti olduğunu, borçlu hakkında başlatılan bir icra takibinde, borçlu cebri icra tehdidi altında olduğundan dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceğini, menfi tespit davası açıldıktan sonra cebri icra tehdidinin dava sonuna kadar bertaraf edilmesi için teminat yatırılarak tedbir kararı alınabileceğini, haciz tehdidi ile karşı karşıya kalan borçlunun zorunlu arabuluculuğa giderek daha sonra menfi tespit davası açması ve teminat yatırmak suretiyle tedbir kararı almasının, menfi tespit davasının doğasına aykırı olduğunu, kesinleşmek üzere olan bir takip varken bazen haftalar süren arabuluculuk sürecini beklemenin takibin kesinleşmesine yol açacağını, dolayısıyla icra takibi ile ilgili olarak menfi tespit davalarında zorunlu arabuluculuğun dava şartı olarak gözetilmemesi gerektiğini, haciz tehdidi ile karşı karşıya kalan borçlunun,...
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....