Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın kabulü ile davaya konu icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu edilen 4.800,00 TL'nin %20'si oranında hesaplanan 960,00 TL kötü niyet tazminatıın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, İcra ve İflas Kanunun İİK’nın 72. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasıdır. İcra ve İflas Kanunun 72. maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir....

    Ne var ki; mahkemece dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti olarak yorumlanmıştır. Ancak dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin olmayıp, mülkiyet hakkına dayalı çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacının da bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Hâl böyle olunca; işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının 07.11.2003 vade tarihli 3.210 YTL bedelli senetten ve bu senede dayanarak başlatılan takipten dolayı 269.22 TL ana para, 27.74 TL işlemiş faiz borcunun bulnuduğu, bunun dışındaki miktarlardan (senet bedeli olan 2.941 TL yönünden) dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının istirdata yönelik talebinin reddine, menfi tespite konu edilen 2.941 TL yönünden % 40 kötüniyet tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK.’nun 72/5. maddesi uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için borçluya menfi tespit davası açmaya zorlayan talebin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması ve borçlunun bu yönde talebinin bulunması...

        Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı şirket tarafından davalıya verilen üç adet çekin nakit ödemeler ve çekler karşılığı davalıya verilen bonolar ile ödendiği, bu nedenle davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemi ile açılan menfi tespit davasıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.04.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesi, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Kiralayan davalı tarafından 05.01.2010 tarihinde başlatılan icra takibinde, Ocak/2010 kira parası olan 5.000 Euro karşılığı 10.765 TL’nin tahsilinin istenilmesi üzerine, davacı kiracı tarafından işbu dava ile borçlu olmadığının tespiti ve söz konusu icra takibinin iptali istenilmiştir....

              Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın sözleşmenin sözlü olarak sona erdirildiğini ispat edemediği, davalının davacıdan 16.308,65 TL alacaklı bulunduğu ve teminat mektubunun bu miktar üzerinden nakte çevrildiği, buna karşılık davacının da davalıdan 5.824,08 TL hizmet fatura bedeli kadar alacaklı olduğu, buna göre davalının davacıdan 5.824.08 TL fazladan tahsilat yaptığı gerekçesiyle davacının 16.308,65 TL borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine, fazladan nakde çevrilen 5.824,08 TL'nin davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, menfi tespit davası olup, İİK'nun 72. maddesine göre açılmıştır. Davalı yanca talep edilen toplam 16.308,65 TL borçlu olmadığının tespiti ile davalı elinde bulunan 25.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi istenmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... ipotekli taşınmazlardan dolayı 16.000 TL ipotek limiti ile sorumlu olduğu anlaşılmış olup, bilirkişilerce hesap edilen borç miktarlarının bu miktar dışında kalan kısmından sorumlu olmadığının ve davacının 37.651,11 TL'den borçlu olmadığının, diğer davacı ...'...

                  Anılan hükme göre, menfi tespit davasında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit olması koşulu yanında takibin kötüniyetli olmasıda gerekmektedir.Dava konusu olayda davalının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir ve bu nedenle de davalı aleyhine tazminata hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek davacı aleyhine %40 tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                    Bu tür bir yararın bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitinin mahkemeden istemesi mümkündür. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır....

                      UYAP Entegrasyonu