Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı icra takibine konu çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteğine yönelik menfi tespit davasıdır. Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

    Borçlu, takipten önce veya sonra menfi tespit davası açabilir. Ancak borçlu, borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bundan sonra borçlunun aslında borcu olmadığı halde ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu dava istirdat davasıdır. Menfi tespit ve istirdat davası Gerçekte (maddi hukuk açısından) borçlu olmadığı halde kendisine ödeme emri gönderilen takip borçlusu bir şekilde bu ödeme emrine itiraz edememiş veya itiraz ettiği halde elinde madde 68 hükmündeki belgeler olmadığından takip kesinleşmiş olabilir. Gerçekte borçlu olmayan takip borçlusu maddi hukuk anlamında borçlu olmadığını mahkeme kanalıyla tespit ettirebilir. Menfi tespit davasını borçlu henüz borcunu ödemeden önce açar ve gerçekte borçlu olmadığının tespit edilmesini ister. Borçlu bu davayı kazanırsa hakkındaki icra tabi iptal edilir ve borcu ödeme yükümlülüğünden kurtulur....

    Davada diğer talep olan davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinin yani menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı hususuna gelince, menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte, buna karşın davalı taraf davacının borçlu olduğunu savunmaktadır. Netice itibarıyla mahkeme menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitini yapacaktır. Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup 7155 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi kapsamında menfi tespit davasında arabulucuya başvurmak dava şartı ise de arabuluculuk dava şartına tâbi olmayan çek istirdadı davası ile birlikte açıldığından eldeki davada menfi tespit talebi de arabulucuk dava şartına tâbi olmayacaktır....

      Oysa itirazla takip durduğuna göre borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan bir takibin mevcut olduğu kabul edilemez." şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu, davaya konu menfi tespit davasının takipten önce açılan menfi tespit davası olduğu, bu haliyle davacının kötü niyet tazminatına hak kazanmadığı anlaşılmakla yukarıdaki gerekçelere istinaden talebin reddine karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davacının davasının KABULÜ ile ------ çekten kaynaklı davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, 2- İİK 72/4 md....

        Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, ... 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, ..., 2017, s. 146)....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle, ödeme emirlerinin iptaline yönelik davanın kabulüne dair karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece ödeme emrinin iptaline dair karar verilmiş ise de; aslen davacılardan ... adına düzenlenen bir ödeme emrinin bulunmaması fakat davalı Kurumun davacının da sorumlu olduğu düşüncesi ile ödeme emrini davacıya göndermesi ve davacı açısından, iş bu davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi ve bu ahvalde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi ,usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

            Mahkemece, toplanan delillere göre, her nekadar dava menfi tespit davası olarak açılmış ise de talebin şikayet niteliğinde olup başvuru merciinin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davası olup, dayanağını İİK'nın 72. maddesinden almaktadır. İİK'nın 72. maddesinde, borçlunun takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği düzenlemiştir. İİK'nın 72. maddesi uyarınca açılan davaların genel mahkemelerde görülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçe ile İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -KARŞI OY YAZISI- Dava, bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, takipten önce açılmıştır. Takipten önce açılan menfi tespit davalarında, genel ve ilgili yasalarda öngörülen özel yetki kuralları uygulanır. İİK'nun 72/son maddesindeki yetki kuralları, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında uygulama yeri bulunan kurallar olup, takipten önce açılan menfi tespit davaları yönünden diğer yetki kurallarını ortadan kaldırmaz. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu bonoda “ihtilaf halinde .......

                Mahkemece davacının menfi tespit talebinin kabulü ile davalı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; İ.İ.K 72.madde uyarınca açılan menfi tesbit davasında borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilir. Yapılan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığına göre mahkemece bu isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  Mahkemece, teminat senedi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı, senedin sadece hukuki niteliğine dayalı bir menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında (takipten sonra) borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir (İİK.nun 72/1). Bu anlamda, borçlunun alacaklının henüz takip konusu yapmadığı senedin teminat senedi olduğunun ve teminat fonksiyonunun kalmadığının tespiti için açtığı dava İİK.nun 72. maddesinde yer alan bir menfi tespit davasıdır. Bu durumda, mahkemece davacının iddialarına yönelik delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu