Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

S. adlı işçinin de zararın oluşumuna sebebiyet verdiği açıklanmıştır. Feshe konu olayla ilgili 24/02/2012 tarihli işveren şikayeti üzerine davacı hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan ceza davası açılmış ve nihayetinde delil yetersizliği gerekçesiyle davacının beraatine karar verilmiştir. Mahkemece, bekletici mesele yapılan ceza mahkemesi kararı da gerekçe gösterilerek işverence yapılan feshin haklı olmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiştir. Öte yandan fesih tarihinde davacının yardımcısı olarak görev yapan dava dışı A.S. tarafından açılan ve ... 11. İş Mahkemesi’nde görülen benzer talepli davada verilen kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince 2015/4694-8433 E.K. ve 18/05/2015 tarihli ilamla, “ A....

    in hizmet sözleşmesi feshedilerek işten çıkarılmış, BÇM'ne yaptığı şikayet üzerine işyerine gelen müfettişe verdiği ifadesinde de 30.06.2008 tarihli yazıdaki beyanını doğrulayıcı beyanda bulunmuştur. Daha sonra ...'in açtığı işe iade davasında beyanını değiştirmiş, 30.06.2008 tarihli yazının İmalat Sorumlusunun isteği üzerine ve onun söylediği şekilde yazdığını belirtmiştir. Davacının kendi el yazısıyla kaleme aldığı 30.06.2008 tarihli yazıdaki beyanını iş müfettişine verdiği ifadesinde de genel olarak doğrulamış bulunması ve 30.06.2008 tarihli belgenin İmalat Sorumlusunun isteği üzerine yazdığını kanıtlayamadığına ve iradesinin sakatlandığını ispat edemediğine göre davacının açıklanan şekilde oluşan çelişkili beyanları işverene bağlılık ve doğrulukla bağdaşmayan ve işverene sözleşmeyi bildirimsiz olarak derhal fesih hakkı veren hallerdendir....

      TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dava, davacı kooperatif tarafından, Mahkeme kararının icrasına yönelik herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle meydana gelen zararın tazmini amacıyla yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine kooperatif üyelerinin mahrum kaldığı kazanç ve maddi kayıpların tazmini amacıyla 100,00-TL maddi tazminatın zararın doğduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır. İlk Derece Mahkemesinde görülen davada; ......

        Somut olayda, davacı şirket kendi işçisi olarak çalışan davalının özen yükümünü ihlal ettiğini, kusurunun bulunduğunu iddia ederek zararın tazmini talebinde bulunmuştur. Başka bir anlatımla taraflar arasındaki ilişki hizmet akdine dayanmaktadır. Çalışanının görevini yaparken işverene verdiği zararın tazmini davası haksız fiile değil akde aykırılık sebebine dayandığından 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. madde uyarınca davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinin doldurduğundan söz edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece dosya içindeki deliller, tarafların iddia ve savunmaları bir değerlendirmeye tabi tutularak talep hakkında bir karar verilmelidir. O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....

          Davalı ... vekili, müvekkilinin hukuka uygun olarak icra dosyasına yatırılan parayı çekmiş olduğunu, şimdiki davacı olan borçlu-davacının icra takibi üzerine hükmü tehir-i icra talepli olarak temyiz etme şeklinde yasal olanağı varken kendi ihmali ile bunu yapmadığından davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ilama dayalı icra takibi nedeniyle icra dosyasına yapılan ödemeden sonra icraya konu hükmün Yargıtay’ca bozulması üzerine, icra dosyasına fazladan ödenip sonra davalı tarafından iade edilen paradan bir süre yoksun kalınmasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Para alacağına ilişkin ilamın icra takibine konu edilebilmesi kesinleşme şartına bağlı değildir....

            Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptali ile davacının 72.976,38-TL zararın tazmini isteminin 72.148,17-TL'lik kısmı bakımından davanın kabulü ile bu kısmın başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, bu kısmı aşan miktar bakımından ise davanın reddine karar verilmiş; kararın aleyhine olan kısmı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, İl Encümenince gerçekleştirilen ihale ile 09/10/2003 tarihli kararla söz konusu alanın davacıya 10 yıllığına kiralandığı, davacı tarafından yapılan saha küçültme talepli başvurunun Tarım İl Müdürlüğü'nün 11/08/2010 tarihli yazısı uyarınca reddedilerek mevcut sözleşmenin devamına karar verildiği, tesis edilen işlemin mevzuata ve kamu yararına uygun olduğu ileri sürülmektedir....

              nin davalıya ait ... muhasebe şefi olduğu ve 18.10.2004-29.11.2005 tarihleri arasında işverene ait 640.779,41 TL zimmetine geçirdiği sabittir. Mahkemece bu zararın 12.8.2005-29.11.2005 tarihleri arasında gerçekleşen 418.500 TL kısmından davalı ...'in de sorumlu olduğunu belirtilerek hüküm kurmuştur. Davalı işyerinde meydana gelen zimmet olayı üzerine davalılardan ... dışındakilerin hepsinin iş sözleşmesi işverence feshedilmiştir. Davalı ... tarafından ... 6. İş Mahkemesinin 2006/128 E. sırasında işe iade davası açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde “...'in 23.3.2005 tarihinde ... müdür yardımcısı olarak atandığı ve fabrika müdürü olan davalılardan ...'...

                K A R Ş I OY Borçlar Kanunun 44/2.maddesinde zararın kasden veya ağır bir ihmal veya tedbirsizlikle yapılmamış olduğu ve tazmini de borçluyu müzayakaya maruz bıraktığı takdirde hakimin, hakkaniyete tevfikan zarar ve ziyanı tenkis edebileceği bildirilmiştir. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda sigortalıyı öldüren faail veya faillere % 80, davalı işverene % 15, sigortalıya % 5 kusur izafe edilmiş,sigortalının kusuru ve SGK'ca bağlanan gelirin en son peşin sermaye değeri tenzil edildikten sonra davacı eş yararına 48.715,44 TL, çocuk Ceydanur yararına 3.570,54 TL maddi tazminata hükmedilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki apu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini, birleştirilen dava ise TMK'nun 1007. maddesi uyarınca zararın tazmini için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin davalılardan işverene ait işyerinde 15.12.2004- 10.4.2005 tarihleri arasında hizmet akdiyle çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacı murisinin davalı işverene ait işyerinde 15.12.2004-10.4.2005 tarihleri arasında hizmet akdine bağlı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ...'a ait market işyerinin tespiti istenen dönemde ...'...

                      UYAP Entegrasyonu