Ancak her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez.Somut olayda takip konusu bonoların ön yüzünde bulunan her iki imzanın da keşideci şirket kaşesi üzerine şirket yetkilisi ve borçlu ... tarafından atıldığı görülmektedir. Buna göre atılan ikinci imza aval şerhi olarak kabul edilemez....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi kapsamında ayıplı iş bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, davanın davalı şirket yönünden husumetten reddine, diğer davalı ... yönünden kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar, davacı iş sahibi vekilince davalı şirket yönünden temyiz edilmiştir. Mahkemece, ...'nun 08.07.2015 tarihli raporunda sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı, her ne kadar sözleşmede davalı şirket kaşesi yer almış ise de sözleşmedeki imzanın davalı ...'...
nun 548. maddesindeki hak ve yetkisine dayanarak mali müşavire yaptırdığı denetim sonucu şirket müdürünün ihmal ve sorumluluğunun bulunduğunun gözlemlendiğini, bu tespit üzerine davalıdan ... Noterliği'nin 18.05.2011 günlü ihtarnamesiyle şirket ortaklar kurulunu denetim raporunun okunması, şirket müdürünün faaliyet raporunun okunması, şirket müdürünün ibrası, şirket müdürünün azli, şirket müdürü hakkında sorumluluk davası açılması, şirket müdürlüğüne 3. kişinin seçimi gündemiyle toplantıya çağırmasını istediğini, davalının bu talebi 27.05.2011 günlü ihtarnamesiyle reddettiğini, ileri sürerek TTK.'nun 538. maddesi uyarınca müvekkilinin denetici ve esas sermayenin 1/10 oranında temsil etmesi sıfatıyla ortaklar kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılmasına izin verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
in şirket müdürüne huzur ve ücret hakkı ödenmemesi yönündeki beyanı gözetildiğinde, bu yönde karar yeter sayısı oluşmuş olup şirket müdürüne huzur ve ücret hakkı ödenmemesine karar verilmiş olmasına rağmen, aksi yönde değerlendirme ile oy çokluğu sağlanamadığı gerekçesi ile karar alınamadığının belirtilmesinin yerinde olmadığını, dolayısıyla şirket müdürünün huzur ve ücret hakkı ödenmesi hususunda karar alınamadığı yönündeki kararın iptal edilerek; şirket müdürüne huzur ve ücret hakkı ödenmemesine karar verildiğinin tespiti gerektiğini, kaldı ki davalı şirketin 29.07.2022 tarihli genel kurul toplantısında taraflarınca dile getirildiği üzere taraflar arasındaki derdest dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında da şirketin sürekli olarak zarar halinde olduğunun gösterilmesi ve davalı şirketin zarar eden bir şirket olduğu belirtilmesine rağmen şirket müdürüne fahiş miktarlarda huzur hakkı ödemesi yapılmasının normal bir durum olmadığı şeklinde değerlendirmeler göz önüne alındığında şirket...
in şirket müdürüne huzur ve ücret hakkı ödenmemesi yönündeki beyanı gözetildiğinde, bu yönde karar yeter sayısı oluşmuş olup şirket müdürüne huzur ve ücret hakkı ödenmemesine karar verilmiş olmasına rağmen, aksi yönde değerlendirme ile oy çokluğu sağlanamadığı gerekçesi ile karar alınamadığının belirtilmesinin yerinde olmadığını, dolayısıyla şirket müdürünün huzur ve ücret hakkı ödenmesi hususunda karar alınamadığı yönündeki kararın iptal edilerek; şirket müdürüne huzur ve ücret hakkı ödenmemesine karar verildiğinin tespiti gerektiğini, kaldı ki davalı şirketin 29.07.2022 tarihli genel kurul toplantısında taraflarınca dile getirildiği üzere taraflar arasındaki derdest dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında da şirketin sürekli olarak zarar halinde olduğunun gösterilmesi ve davalı şirketin zarar eden bir şirket olduğu belirtilmesine rağmen şirket müdürüne fahiş miktarlarda huzur hakkı ödemesi yapılmasının normal bir durum olmadığı şeklinde değerlendirmeler göz önüne alındığında şirket...
olduğunu, şirket müdürünün kasıtlı davranışlarıyla müvekkilinin ortaklığındaki şirketi piyasadan tamamen silmek istediğini, çünkü eşinin ortaklığında kurduğu şirketin aynı alanda faaliyete geçmiş olup şirket müşterisini kendi şirketine yönlendirmek istediğini, şirket müdürünün iş yeri güvenlik kameralarını kapatarak faturasız satışlar yaptığını beyan ederek, gecikmesinde sakınca bulunduğundan şirket müdürüne görevden el çektirilerek şirket yönetimine kayyım atanmasına, atama kararının ticaret sicilinde ilanına, UYAP sistemi üzerinden tespit edilerek şirket adına kayıtlı 2 adet taşınmazın (......
--- üzerinden takip başlattığını, toplamda ----- şirket kira borcunun davacı tarafından ilgili --- ödendiğini,---- şubesinden şirket adına --- adet kredi kartı kullanıldığını, ------ yılının başlarında kredi kartı geri ödemelerinin düzenli yapıldığını, ancak daha sonra şirket borçlarını ödeyemeyince bakiye ----- kredi borcunun taksitler halinde davacı tarafından ödendiğini, aynı şekilde borçlarını ödeyemeyen şirket adına ---- mevduat hesabından ----- kredi kullanıldığını, şirket bu borcu da ödeyemeyince davacının bu bankaya şirket adına olan borcu faiziyle birlikte toplam ------ olarak ödediğini, yine tarafların şirket adına ----- şubesinden kredili mevduat ve kredi kartı kullandıklarını, bu borcun ----- kısmım davacı tarafın ödediği bankaya olan kredi borcunun ödenmeye devam ettiği, şirket tarafından ---- ---- kullanılan kredinin toplam ---- davacı yanın eşi tarafından ilgili bankaya ödendiğini, şirket borçlarının altından kalkamayacağını anlayan davacının sonunda -----tarihinde alman...
Garajlar Şubesine ait kredi kartından şirket için harcamalar yaptığını, bu harcamalara karşılık şirket hesabından kişisel hesabına para aktardığını ileri sürmüş ise de; kredi kartından yapılan ödemeler ve ödeme ekstreleri dosyaya sunulmuş ise de; ancak bu ödemeler karşılığında şirket için yapılan harcama belgeleri dosyaya sunulmadığından; davalı tarafın savunması kanıtlanmış değildir. Davalının şirket müdür olduğu dönemde, şirkete ait kayıtların tutulmasında davalı sorumlu olduğundan; davalı şirket adına yaptığı harcamaların belgesini sunması gerekir. Bu yönden, ispat yükü davalı tarafa aittir. Davalı, şirket hesabından kendi kişisel hesabına 40.099,00 TL aktardığını inkar etmemiş olup; bu parayı şirket için yaptığı harcamalara karşılık şirket hesabından aldığını ileri sürmüştür. Ancak davalı, şirket için yaptığı harcamaların belgesini sunmamıştır....
Buna göre şirket ortağının, şirket sözleşmesinde yapılan düzenleme ile genel kurul kararıyla şirket ortaklığından çıkarılabileceği, ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanarak şirketten çıkarılması hususunu şirketin istemi üzerine değerlendirilebileceği sabittir. Somut olayda haklı sebeple çıkarma talebini şirket değil şirket ortağı ileri sürmüştür. Davacının böyle bir hakkı bulunmadığı gibi alınmış bir genel kurul kararı da yoktur. Bu sebeple davanın aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, 2-Alınması gerekli ......
. - K A R A R - Davacı şirketin ortaklarının ... ve .... olduğu ve her iki ortağın da şirket kaşesi altına atacağı imzalar ile münferiden şirketi temsile yetkili oldukları noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı ... 22.08.2002 tarihinde davacı şirket ve şirket ortağı... hakkında 300.000.-USD.nın tahsili için icra takibi yapmış, borcun sebebi olarak da elden verilen nakit para gösterilmiştir. Davacı şirket yetkilisi ve aynı zamanda takipte borçlu olarak gösterilen... 22.08.2002 tarihinde hem şirket, hem de şahsı adına borcu kabul ederek ödeme emrini tebellüğ etmiştir. Dava, davacı şirketin münferiden temsile yetkili İsmail Ceyhan tarafından şirket adına açılan ve davalıya borçlu olunmadığının belirlenmesini içeren menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, şirketin davalıya borcu olmadığını, şirket ortağı... ile ...’ın birlikte hareket ettiğini, alacağın hiçbir belgeye dayanmadığının ispat külfetinin davalıda olduğunu iddia etmiştir....