Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu 30/12/2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ... sayılı yönetim kurulu kararı ve 12/04/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ... sayılı yönetim kurulu kararı ile ...' de yer alan şirket arazilerinin kamulaştırma yoluyla elden çıkarılmasına yönelik karar verildiğini, bu karar neticesinde şirketin malvarlığının gerçek değerinin altında bir tutar karşılığında elden çıkarılmak istendiğini bu durumun şirket sermayesinin korunması ilkesini gözetmediğini alınan 30/12/2020 tarih ve ... numaralı ve 12/04/2021 tarih ve ... sayılı kararların TTK m. 391 uyarınca sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen yönetim kurulu kararlarının batıl olduğundan bahisle mutlak butlanla malûl olduğunun tespitine karar verilmesini ve davaya konu 30/12/2020 tarih ve ... numaralı ve 12/04/2021 tarih ve ... sayılı kararlarının TTK'nun 391 vd. maddesi uyarınca yürütülmesinin tedbîren dava boyunca geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir...

    nun özel denetim talebinin reddi kararı olup; bilirkişi heyetince yapılan mali ve teknik incelemede finansal tabloların usulüne uygun düzenlenmiş olmasının yanı sıra bu tabloların içeriğine ilişkin olarak alınan kararın yok hükmünde ya da batıl olmasını gerektirecek herhangi bir husus tespit edilmediği ve öte yandan kararın alınış şekli bakımından da kararın yok hükmünde ya da batıl olmasını gerektirecek herhangi bir husus teskit edilemediği, özel denetim talebinin reddi kararı bakımından da kararın batıl olmasını gerektirecek herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. (5) nolu karar, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmeleri hakkındadır. Bu ibra “açık ibra” niteliğinde olup, söz konusu karar uyarınca, yönetim kurulu üyelerinden ... haricindeki yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş olup, ...'ın ibra edilmemesine karar verilmiştir....

      ibrasının yukarıda açıklanan gerekçelerle batıl olduğu saptandığına göre yönetim ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin 4 no'lu kararı da sonuç itibariyle geçersiz saymak gerektiğini, ibra kararının alınmasında bir takım pay sahiplerine oy hakkı tanınmadığını, geçerli bir ibra kararının alınabilmesi için oydan yoksun kişilerin ibra kararının alınmasına katılmamış olmaları gerekeceğini, TTK’nın 374/2. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmaları mümkün olmadığını, yönetim kurulunun ibrasında olumlu oy kullanan ortakların tamamının, oylamaya konu faaliyet raporu döneminde ve hali hazırda şirket yönetim kurulu üyesi olarak görev aldıklarının görüldüğünü, bu nedenlerle TTK'nın 374/2. maddesine aykırı davranılarak yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanması sonucu alınan ibraya ilişkin genel kurul kararının geçersiz olacağından davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 16/09/2015 tarihli genel kurulunda gündemin 3. maddesinin 2011-2012-2013 ve...

        Maddesinde yer alan Yönetim Kurulunun devredilemez görev ve yetkilerinden olup şirket temsilcilerinin ancak şirketin Yönetim Kurulu tarafından seçilebileceğini, temsilciyi seçmeye yetkili organın Yönetim Kurulu olduğunu ve bu devir edilemez bir yetki olduğundan temsilci seçimini gösterir bir karar olmadan imza sirküleri ile temsilci atanmasının bu temsilcinin kullandığı oyların butlanla batıl kılmakta, temsilci şirketin %99,99 oylarını temsil ettiğinden kararların tamamının yok hükmünde olmasına sebebiyet verdiğini, Seçilmelerini sağlayan .........

          in yönetim kurulu üyeliğinden çıkarılmaya çalışarak yerine başka bir üyenin yönetim kurulu seçildiğinden dolayı yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunu beyan etmiş ise de ortada davacı şirketin davalı şirket hissedarlığının sona erdirildiğine dair bir karar bulunmadığı gibi davalı yönetim kurulu tarafından davacıya yapılan hisse devri de bulunmadığından bu yöndeki beyanlarının da dinlenemeyeceğini, davacı şirketin davalının ortağı olduğundan davalı şirket yönetim kurulunca davet edilmeyerek hazırlanmış olan genel kurul toplantı çağrısına ilişkin kararlarının TTK 391.madde uyarınca batıl olduğunu, 05.01.2017 tarihli genel kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti ile kararın kaldırılması gerektiğini, söz konusu genel kurul kararlarının davacı şirketin hissedar olmasına rağmen toplantılara davet edilmeden gerçekleştirildiğini, kurul kararının yok hükmünde olduğunu, dava konusu toplantılarda genel kurulun oluşmadığını, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, mahkemece şirket pay defteri...

            Maddesinde; "Yönetim Kurulu, görev süresi boyunca üyeleri arasından bir. başkun ve bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere bir başkan vekili seçer. Türk Ticaret Kanunu'nun Yönetim Kurulu başkanına toplantıya davet ve Yönetim Kurulu üyelerinin bilgi alma taleplerine ilişkin olarak getirmiş olduğu yetkiler bakımından Yönetim Kurulu başkan vekili de yerkilidir. Yönetim Kurulu şirket işleri gerektirdiğinde toplanır. Yönetim kurulunu toplantıya yönetim kurulu başkanı çağırır. Yönetim Kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Ancak yönetim kurulu kararlarının geçerli olabilmesi için aymı zamanda (A) grubu paylara sahip paylara sahip yönetim kurulu üyeleri oy imtiyazlarım yönetim kurulu taplantılarında kullanır, Yönetim Kurulu üyeleri birbirlerine temsilen oy vermeyecekleri gibi toplantılara vekil aracılığı ile de katılmazlar. Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır....

              , 04.06.2013 ve 29.08.2013 tarihli yönetim kurulu kararları ile 24.09.2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan şirketin tasfiyesine ilişkin kararın batıl olduğunun tespitine, aksi halde karar nisabı sağlanmayan genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın konusu olan taşınmazın Nurettin Hacıoğlu'na devrine ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu tespitine ilişkin olduğunu, Nurettin Hacıoğlu'nun bu taşınmazı satışa çıkardığınnı öğrenildiğini, mahkemenin yönetim kurulu kararının batıl olduğuna karar vermesi halinde yönetim kurulunun batıl olması sonucunda yapılan devir işleminin hükümsüz olacağını, bu durumda Nurettin Hacıoğlu'nun taşınmazı şirkete iade etmesinin hukuken emredici normda olacağını, yönetim kurulu adına hareket eden Lütfi Güleryüzlü'nin şirkete yetkisi olmadığını, bu kişi ve diğer yönetim üyeleri olan Ertan ve Pakize Kuruoğlu hakkında 11....

                  Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı şirket yönetim kurulunun 05.11.2012 tarihli kararı ile yönetim kurulu üyesi olan davacının imza yetkisinin kaldırıldığı, birlikte temsil (çift imza) kuralı benimsenmiş olan davalı şirkette davacının ortaklık adına ve onun ünvanı adı altında imza atamayacağı, ancak yönetim kurulu üyesi sıfatıyla toplantılara katılarak oy kullanabileceği, TTK'nun 370/2 maddesinde temsil yetkisinin yönetim kurulu üyeleri arasında bölünebileceğinin, temsil yetkisinin üye veya müdüre devredebileceğinin öngörüldüğü, davalı şirket ana sözleşmesi ile ortaklığın iç ve dış ilişkide yönetim kurulu tarafından temsil olunacağı, yönetim kurulunun temsil yetkisini kullanmasında birlikte temsil kuralının benimsendiği, temsil yetkisinin yönetim kurulu üyeleri arasında bölünebileceği, yönetim kurulunun davaya konu kararının emredici hükümlere aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....

                    Dava, anonim şirket pay devrinin reddi yönündeki yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, aksi halde batıl olduğunun tespiti, her durumda pay devrinin pay defterine kaydedilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu