WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Mahkemece her ne kadar süresi içinde şikayette bulunulmadığından İİK nun 347 maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmiş ise de, sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirkete ödeme emrinin 06/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin 14/10/2015 tarihi itibariyle kesinleştiği ve şikayet tarihi olan 04/12/2015 tarihi itibariyle şikayetin 3 aylık yasal süresinde olduğu anlaşılmış olup, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, icra takibinin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olmadığının ve bu surette suçun unsurlarının...

    Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, kamulaştırmayı yapan idarece Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasa'yla değişik 8. maddesi hükmü gereğince taşınmaz mal sahibine uzlaşma konusunda çağrı yapıldığı ve bu davanın açıldığı, davanın yargılaması sırasında davalı vekili cevap dilekçesinde uzlaşmaya çağrı için çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin çalışanları arasında tebligatın teslim edildiği Servet isimli bir şahsın bulunmadığını, Tebligat Yasası'na göre şirket adına çıkarılan tebligatın şirketin yetkili tem-silcisine tebliğ edilmesi gerektiğini, satmalına komisyonunun davetiyesinden davalı şirket yöneticisinin haberdar olmadığını, bu hususu dava dilekçesinin tebliğ edildiğinde öğrendiklerini savunarak usul açısından davanın reddini istediği anlaşılmaktadır....

      Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, kamulaştırmayı yapan idarece Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 8.maddesi hükmü gereğince taşınmaz mal sahibine uzlaşma konusunda çağrı yapıldığı ve bu davanın açıldığı, davanın yargılaması sırasında davalı vekilinin cevap dilekçesinde uzlaşmaya çağrı için çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin çalışanları arasında tebligatın teslim edildiği ... isimli bir şahsın bulunmadığını, Tebligat Yasasına göre şirket adına çıkarılan tebligatın şirketin yetkili temsilcisine tebliğ edilmesi gerektiğini, satınalma komisyonunun davetiyesinden davalı şirket yöneticisinin haberdar olmadığını, bu hususu dava dilekçesi tebliğ edildiğinde öğrendillerini savunarak usul açısından davanın reddini istediği anlaşılmaktadır....

        Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, kamulaştırmayı yapan idarece Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 8.maddesi hükmü gereğince taşınmaz mal sahibine uzlaşma konusunda çağrı yapıldığı ve bu davanın açıldığı, davanın yargılaması sırasında davalı vekilinin cevap dilekçesinde uzlaşmaya çağrı için çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin çalışanları arasında tebligatın teslim edildiği ... isimli bir şahsın bulunmadığını, Tebligat Yasasına göre şirket adına çıkarılan tebligatın şirketin yetkili temsilcisine tebliğ edilmesi gerektiğini, satınalma komisyonunun davetiyesinden davalı şirket yöneticisinin haberdar olmadığını, bu hususu dava dilekçesi tebliğ edildiğinde öğrendiklerini savunarak usul açısından davanın reddini istediği anlaşılmaktadır....

          CEVAPLAR: Davalı şirket vekili mahkememize vermiş olduğu 13/06/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın şirket yöneticilerinin hukuki sorumluluğu kapsamında şirketin zararlarının, dolayısıyla şirket ortaklarının zararlarının yöneticilerden tazmin edilerek şirkete ödenmesi talepli bir dava olduğunu, yasa gereğince şirket veya şirket ortakları tarafından açılabilen bu davada husumetin şirket yöneticilerine yönetilmesi gerektiğini, davalı olarak gösterilen müvekkilinin bu davada pasif husumet ehliyetine sahip olup müvekkile karşı açılmasının usule aykırı olduğunu beyanla pasif husumet yokluğundan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ......

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı şirketin eski ortağı ve yetkilisi olan davalının kasıtlı olarak şirketin parasıyla kendi kullandığı konutlara tadilat, dekorasyan yaptırmak ve sabit ve/veya hareketli mobilya ve eşya aldırmak suretiyle kendisi, şirketi ve yakınları lehine menfaat temin etmek yoluyla kusurlu davrandığını ve kanuna, esas sözleşmeye aykırı bu davranış nedeniyle davacı şirketin uğradığı zararın tazmini talebiyle TTK'nın 553/1. maddesi uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğu hükümlerine istinaden açılan davada, dava konusu alacağın teminat altına alınması amacıyla ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, mahkemece 18.01.2022 tarihli tensip tutanağının 14 no'lu ara kararı ile ihtiyati haciz talebinin teminat mukabilinde kabul kararı verilerek davalının eski eşi adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydına teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmuş olduğunu, yargılama devam ederken davalılardan eski şirket yetkilisi olan ... tarafından, daha...

              Diğer yandan, binaların geç teslimi nedeniyle arsa sahiplerine ödenen tazminat bakımından, gecikmenin kusur ve sorumluluğu her bir yöneticinin görevi süresine göre ayrı ayrı ele alınıp buna göre davalının sorumluluğu değerlendirilmelidir. Ayrıca, davalı yöneticinin yüklenici firmalar ile yaptığı sözleşmelerde teminat mektubu almış olması, cezai şart öngörülmesi, bazılarına icra takibi başlatılmış olması da yöneticiyi sorumluluktan kurtarmaz. Bu konuda, kooperatifçe ilgili yüklenicilere gereksiz yere ödeme yapılmasıyla kooperatifin zararı oluşmuştur. Bu zararların geri ödenmesi için tüm yolların tüketilmesi, zararın doğmuş kabul edilmesi için zorunlu değildir. Kaldı ki, davacı tarafça, bu tedbirlerin sonuçsuz kaldığı savunulmuştur....

                - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin tanıdığı olan davalı şirket yöneticisinin bankadan kredi alabilmesi için müşteri senedine ihtiyacı olması nedeniyle 4 adet toplam 11.050.TL değerinde bono verdiğini, ancak davalının daha sonra bu bonoların bazılarında tahrifat yaparak takibe koyduğunu, takibe dayanak yapılan bonolar karşılığı davalı şirketten hiçbir mal ve nakit almadığını bildirerek takibe konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senetlerin mal karşılığı verildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir....

                  Bu şirketin tek ortağının ve yöneticisinin davacılardan ... olması, şirket vakfın kurucusu olmadığı sürece ve şirketin yetkili organlarınca tahsise ilişkin bir karar alınmadıkça şirkete ait malvarlığının vakfa özgülenmesi sonucunu doğurmaz. Bu husus nazara alınmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    " sözleşmesinin temsile yönelik bir acentelik sözleşmesi olduğu ve bu sözleşme ile gemi malikinin yönetene ücret karşılığında geminin kendi adına yönetilmesi yetki ve yükümlülüğünü devrettiği, gemi yöneticisinin yönettiği gemiyi kendi nam ve hesabına deniz ticaretinde kullanmadığından geminin işletilmesinden doğan kazanç ve kayıpların donatana ait olduğu, dava konusu geminin donatanının davalı şirket olmadığı, davalı şirketin geminin donatanı değil geminin yöneticisi olup, gemi yöneticisinin 818 sayılı BK 32. maddesi (6098 sayılı TBK 40. madde) anlamında temsilci ve 6762 sayılı ...’nın 116 ve devamı (6102 sayılı ... 102 ve devamı) maddeleri anlamında acente niteliğinde olduğu, davalı şirketin taşımayı taahhüt ettiğini ispatlar hiçbir delil sunulamadığı, ... 117. madde gereğince acenteye karşı ancak müvekkili adına dava açılabileceği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu