Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a 26.5.2003 keşide 26.5.2004 vadeli 200.000.00.YTLlik bono verdiğini bonoya bağlı alacağın yapılan takibin muvazaalı olduğunu, borçlu şirket yöneticisi ...ile davalı ...'ın ana-oğul olduğunu belirterek Ankara 27.İcra Müdürlüğünün 2004/10442 esas sayılı dosyası ile ilgili yapılan hacizlerin iptaline ... plakalı taşıtlar ile fırın işletmesindeki taşınır mallar üzerindeki hacizlerin İİY.nun 280. maddeler gereğince kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ... vekili borçlunun vermiş olduğu senet ve bu Senede dayalı olarak yapılan takip haciz ve satış işlemlerinin tasarrufun iptali davasına konu olamıyacağını tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını aciz belgesi sunulmadığını takip konusu bononun iki şirket hissesi ve fırın devri nedeniyle verildiğini davacı ve davalı şirket yöneticisinin aynı kişi olduğunun davacı alacağının muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu şirket tebligata rağmen savunma yapmamıştır....

    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacı güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri anlaşıldığından davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 52.874,31 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1-İİK'nın 331. maddesinde düzenlenen suçtan sanık hakkında kurulan beraat hükmü yönünden yapılan incelemede; Şikayet dilekçesinde ve şikayetçi vekilinin beyan dilekçelerinde sanığın hileli muhasebe işlemleri yapmak suretiyle şirketin mevcudunu eksilttiği, malvarlığını usulsüz şekilde kendi üzerine geçirdiği, şirket hesabından kendisine ve başkalarına para aktardığını iddia etmesi karşısında, değinilen hususlara ilişkin şirket defterleri, muhasebe ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak hukuki durumun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-İİK'nın 333/a maddesinde düzenlenen suçtan sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede; Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, eylemin başka bir suç oluşturmaması ve takibin kesinleştiği...

        , zira, şirket kayyumlarca yönetilmekte ve kaldı ki bu mahiyette şirketlerde yapılan işlemlerin genel müdür ve/veya yönetim kurulu onayı olmaksızın yapılmasının olanaklı olmadığını, bu itibarla, müvekkil de kendisine bağlı çalıştığı yönetim kurulu üyesi Evrim Zuhal Aras'ın talimatları ile kendisine bağlı olarak çalıştığı yöneticilerin iş seyahatleri, konaklama, uçak, gemi vb. rezervasyonlarını gerçekleştirmiş görev tanımında olan tüm iş ve işlemleri görevinin mahiyeti gereği yakın çalışmak durumunda olduğu yöneticisinin yönlendirmeleri, beklenti ve talimatlarına uygun şekilde yapmış olduğunu, bu işlemlere dair gelen faturalandırma ve başkaca işlemleri de takip etmiş, yöneticisinin talimatına uygun vaziyette şirket içi birimlere iletmiş, işlemleri geçekleştirmiş olduğunu, yıllık izin kullanmakta olan davacıya fesih öncesi bir bildirim yapılmadığı gibi savunması da alınmadan sözleşmesinin feshedildiğini, davacının ücret ve yan hakları: Son aylık brüt ücretinin 16.390- TL, yılda bir kez başarıya...

        Davalı işverenin fesih bildiriminde; şirkette 11/09/2017 tarihinden itibaren çalıştığını, şirketin tüm çalışanlarına açık olan grade sisteminde açıklanan bant yapımıza göre "58P bant (grade) pozisyonunun yetki ve görev tanımından beklenenler; diğer ekiplerde bulunan paydaşlar ile yapıcı ilişkiler kurması, sorumluluğu olan konularda hızlı , etkin ve sonuç odaklı bir yaklaşım sergilemesi , iş ortakları ve şirket dışı paydaşlar ile yapılan görüşmelerde şirket hedefleri doğrultusunda yönlendirmeler yapması , şirket çalışma saatlerine uyum ve iş çıktılarının kalitesinin ekibe örnek olacak düzeyde olması beklenirken bu konularda yetersiz kaldığının, işyeri beklentilerini karşılayamadığının gözlemlendiğini, ayrıca *mesai saatlerine uymadığının, işe başlama tarihinin 07:30 olmasına karşın sürekli şekilde işe geç geldiğinin ve fakat normal mesai bitiş saatinde işyerinden ayrılarak toplam çalışma süresini tamamlamadan devamlı şekilde eksik saat üzerinden çalıştığını, *tarafından talep edilen konularda...

        Somut olayda davalı şirket yöneticisinin şirket mal varlığına dahil olan bir taşınmazı gerçek değerinin altında bir fiyatla sattığı iddia edilmiştir. Öncelikle bu taşınmazın rayiç fiyatları konusunda rapor alınarak satış bedeli ile rayiçler arasında bir fark bulunup bulunmadığı değerlendirilmiştir. Mudanya ilçesi Kumyaka beldesinde bulunan ve davalı şirket yetkilisi tarafından 20.000.TL’ye satıldığı anlaşılan taşınmazın gerçek değerinin 220.000.TL’nin üzerinde olduğu ortaya çıkmıştır. Keza 290.000.TL’ye satılan bir bağımsız bölümün rayiç fiyatı en az 347.500.TL’dir. Bu durum davalı yönetici ... aleyhine ciddi bir şüphe doğurmuştur....

          in çalışanı olduğu Hülyam iş güvenliği firmasıyla Peker Yüzey Tasarımları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında yapılan hizmet sözleşmesine göre ayda 30 saat iş güvenliği hizmeti vermekle yükümlü olduğu, işçilere gerekli eğitimin verilmesi, genel iş güvenliği ve forkliftle çalışmaya ilişkin uyulması gereken tedbirlere ilişkin talimatnameler hazırladığı, iş güvenliği defterine de bu konuda gerekli uyarıları yazdığı, ancak ölen ile sanık Yusuf'un bu tedbirlere uymayarak çalışma yaptıkları; yine dosyada mevcut üretim yöneticisi ve vardiya emiri görev tanımı belgeleri, iş güvenliği tedbirlerini almakla üretim yöneticisinin görevli olduğuna dair yönetim kurulu kararı, organizasyon şeması dikkate alındığında, işin gözetim ve denetiminden usulüne uygun olarak görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş üretim yöneticisi ve vardiya amirinin sorumlu olduğu, iş güvenliği hususunda sorumluluğu bu şekilde devren sanık genel müdür ... ve anılan konuda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş bulunan...

            Yine aynı Kanun' un 38. maddesinde yöneticinin sorumluluğu “Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur.” şeklinde ortaya konulmuştur. Söz konusu hükümler gereğince, ana gayrimenkulün yönetimi için atanan yönetici veya Yönetim Kurulu vekil statüsündedir. Dolayısıyla gerek iç ilişkide, gerek dış ilişkide vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptir. Dosya kapsamına göre, yargılama safahatında davalıya dava dilekçesi ve eklerinin "... Apartmanı, ... Mah., ... Bulv., No:14 .../ ..." adresine Tebligat Kanunu'nun 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin ise yönetici ... imzasına tebliğ edildiği, ancak dosyada davalı apartman yöneticisinin kim olduğunun tespit edilemediği, böylece davalıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama aşamalarının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi yerinde değildir....

              Davacı, Almanyada bulunan yabancı menşeli şirketin yöneticisi ve ortağı olduğu anlaşılan davalının şirket adına ihraç ettiği tahvilleri ve senetleri yatırım amaçlı aldığını, davalının yatırım amacıyla aldığı paraları öngörülen yatırıma yönlendirmediğini, parasını geri ödemediği öne sürmüş oduğundan dava, TTK'nın 553.maddesi anlamında şirket yöneticisinin sorumluluğu davasıdır. Davacı, Hamburg Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 620 KLs 1/ 11 ve 5500 Js 24/06 (5550) sayılı kararını ve Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarihli iflas kararını sunmuştur. Mahkemece, sunulan ceza mahkemesi kararının kesinleşmemesi sebebiyle eldeki davanın erken açılan dava olduğu, iflas cetveline ilişkin kararın ise alacağı ispata yeterli olmadığı gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....

              Davacı, Almanyada bulunan yabancı menşeli şirketin yöneticisi ve ortağı olduğu anlaşılan davalının şirket adına ihraç ettiği tahvilleri ve senetleri yatırım amaçlı aldığını, davalının yatırım amacıyla aldığı paraları öngörülen yatırıma yönlendirmediğini, parasını geri ödemediği öne sürmüş oduğundan dava, TTK'nın 553.maddesi anlamında şirket yöneticisinin sorumluluğu davasıdır. Davacı, Hamburg Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve ... ve ... sayılı kararını ve Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarihli iflas kararını sunmuştur. Mahkemece, sunulan ceza mahkemesi kararının kesinleşmemesi sebebiyle eldeki davanın erken açılan dava olduğu, iflas cetveline ilişkin kararın ise alacağı ispata yeterli olmadığı gerekçeleri ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu