Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; davanın Şirket yöneticisinin azli ve yöneticinin tedbiren görevden alınması, yerine tedbiren kayyım atanması şirket müdürlüğü görevinden alınması ve kayyum atanmasına ilişkin olduğu belirlenmiştir. Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir. ... Süt Ürünleri Ltd. Şti.’ne ait Ticaret sicil kayıtları, incelenmiştir....

    Dava; davanın Şirket yöneticisinin azli ve yöneticinin tedbiren görevden alınması, yerine tedbiren kayyım atanması şirket müdürlüğü görevinden alınması ve kayyum atanmasına ilişkin olduğu belirlenmiştir. Tarafların delilleri toplanmış ve değerlendirilmiştir. ... Süt Ürünleri Ltd. Şti.’ne ait Ticaret sicil kayıtları, incelenmiştir....

      Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu incelendiğinde; yangına elektrik tesisatında oluşan arkların sebep olduğunun belirtildiği, mülkiyet sahibi beyanına göre taşınmazda yapılan değişikliklerin de yangına sebebiyet verebileceği, davalı mülkiyet sahibinin yangına karşı tedbirlerin aldırılmasında gerekli hassasiyeti göstermediğinden bahisle %40 kusurlu olduğu; kiracı olarak faaliyet gösteren ilgili firma sahibi veya yöneticisinin yangına karşı her türlü tedbirlerin alınması ve aldırılmasında sorumlu olduğu, işyeri dahilinde yangının meydana gelmiş olması ve tesisat altına veya yakın çevresine kumaş gibi kolay yanıcı maddeyi depolamasıyla yangına karşı tedbirlerin alınmasında gerekli hassasiyeti göstermediğinden ilgili firma sahibi veya yöneticisinin % 60 kusurlu olduğu belirtilmiştir. B.K.nun 58.maddesine göre, bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur. Bu sorumluluk kusursuz sorumluluktur....

        Maddesi gereğince açılan şirket yöneticisinin akçalı sorumluluğuna ilişkin tazminat davası olup,Öncelikle aynı taraflar arasında yine temliğe dayalı olarak ----sayılı dosyasında dava açıldığı, mahkemece yetkisizlik kararı verildiği ancak yetkisizlik kararının istinaf incelemesi sonunda kaldırılması üzerine davanın aynı mahkemenin --- Esasına kaydedildiği, davaya devam edildiği,Daha sonra----Esas sayılı dosyasında yine aynı taraflar arasında yine temlik alan davacı şirket tarafından aynı yöneticiler aleyhine şirket yöneticilerinin akçalı sorumluluğundan dolayı dava açıldığı, Bilahare mahkememizdeki davanın açıldığı, Her üç davanın da davalı yöneticilerin farklı zaman dilimlerindeki farklı işlemlerinden kaynaklanan tazminat davaları olduğu, bir yerde birbirlerini tamamlayan davalar niteliğinde bulunduğu; bu nedenle davaların birlikte görülmesinde, davalı yöneticilerin sorumluluğunun her bir dosyada dava konusu olarak gösterilen olayların bir bütün olarak incelenerek değerlendirilmesinde...

          Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket yöneticisinin şirketi zarara uğrattığının tespit edildiği ve bu hususun TTK 630/3. maddesi gereğince ağır kusur oluşturduğu gerekçesiyle davalı şirket müdürünün davalı şirketteki müdürlük görevinin kaldırılmasına dair verilen karar davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Davalılar vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, haklı nedenlerle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Limited şirketin ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir....

            Şirketi’nin ortağı olan sanık hakkında, şirketin 2005 takvim yılına ait defter ve belgelerini 25.10.2010 tarihinde yapılan tebligata rağmen, 15 günlük süresi içerisinde ibraz etmemesi nedeniyle defter ve belge gizleme suçundan açılan kamu davasında; 213 sayılı VUK'nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca defter ve belgeleri ait olduğu yılı takip eden 5 yıl boyunca muhafaza ve istenildiğinde ibraz etme sorumluluğunun, mükellefe ve/veya vergi sorumlusuna ait olduğu, tüzel kişilerde ise bu sorumluluğun şirket müdürüne ait olduğu, sanığın anılan şirkette müdür veya yetkili sıfatının bulunmadığı, şirketin diğer ortağı ...’ın şirket yetkilisi olduğunu ve defterlerin de ...’da bulunduğunu beyan etmesi, dosyada bulunan 18.09.2001 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde de şirket yöneticisinin ... olduğunun anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanığın savunmasının doğru olup olmadığının tespiti bakımından; şirketi gerçekte idare eden kişinin kim olduğu, defter ve...

              Asıl ve birleşen davada davalılar vekili; davacının ortağı olduğunu ve diğer davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, davalıların para toplama amacı taşıdığı, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunduğu, ancak asıl davada davalı husumet düşmeyeceği gerekçesiyle diğer davalılar yönünden asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir....

                şirket tarafından iflasın ertelenmesine ilişkin Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/341 Esas sayılı dosyasında 31.12.2012 tarihli ara kararı ile yapılan ve yapılacak tüm takiplerin durdurulmasına karar verildiği, ilgili dosyada 06.11.2014 tarihinde davanın reddine karar verildiği ve kararın 05.01.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup şikayetçilerin yapmış olduğu icra takiplerin tarihinin 31.12.2012 tarihli ara karardan sonra olduğu ve bu ara karar uyarınca takiplerin durduğu, davanın reddine dair kararın kesinleşmesi ile bahse konu ara kararın ortadan kalktığı ve duran takiplerin davanın reddine dair kararın kesinleştiği tarihten itibaren devam ettiği, bu nedenle 23.02.2015 itibariyle yapılan şikayetlerin süresinde olduğu bu nedenle yargılamaya devamla sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kabule göre de; Sanık hakkında, ticari işletme yöneticisinin alacaklıyı zarara uğratmak kasdıyla borcunu ödemediğinden...

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-Sanık ... hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 333/a maddesindeki suçtan kurulan hükme yönelik incelemede; Sanığın borçlu şirketi, temsil ve ilzam görevinin bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2- Sanıklar ... ve ... hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 333/a maddesindeki suçtan kurulan hükme yönelik incelemede; a) Sanıklara isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme...

                    Şti.nden olan vergi alacağı için şirket ortağı ya da yöneticisinin malvarlığına ne şekilde haciz koyabileceği Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 10, 35 ve mükerrer 35 inci maddeleri ile Vergi Usul Kanunu’nun 10 uncu maddelerinde gösterilmiştir. Bu hükümlere uygun biçimde konulan kamu hacizlerinin ise anılan yasanın 21/I inci maddesi uyarınca ilk hacze iştirak edebileceği tartışmasızdır. Bu durumda İcra Mahkemesi'nce şikâyetçi Vergi Dairesi’ne delil ibrazı için olanak tanınmak ve yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 20.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu