Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/452 esas sayılı dosyasında; eldeki dosya davalısı ... tarafından açılan şirket müdürünün azli davasına davalı tarafından açılan karşı davada; karşı davalı şirket müdürü ...'in iftira attığı; borcunu ödemediği şirkete yararı olmadığı ileri sürülerek şirket müdürlüğünden azli istenilmiştir. Eldeki davada ise; şirket müdürünün şirketi usulsüz ve muvazaalı olarak borçlandırdığı ileri sürülerek davalı şirket yetkilisinin düzenlendiği beyan edilen 01.06.2021 tanzim tarihli, 30.01.2022 vade tarihli ... lehine tanzim edilen 320.000-TL'lik senede dayalı olarak İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyası başlatıldığı ,adı geçene böyle bir borç bulunmadığını ,senedin davalı tarafından temsil yetkisi kötüye kullanılarak tanzim edildiği vakıasına dayanılmıştır. Anlatılanlara göre; derdest olduğu kabul edilen dava ile eldeki davanın dava sebebi aynı değildir....

    Şirketi'nin olağan genel kurulunun toplanması, yeni yönetim kurulunun organlarının seçilebilmesi için kayyım atanması talebi olup, davalı olarak şirket yanında davalı ..... gösterilmiş ise de dava dilekçesinde yöneticinin azli talep edilmediğinden davalı .... yönünden davanın pasif husumetten reddine karar verilmiştir. 6102 Sayılı TTK'nun 362. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görev süresi en çok 3 yıldır. Bu sürenin sonunda artık yönetim kurulunun görevi hukuken sona erdiği için organ boşluğunun mevcudiyetinin kabulü gerekir. 6102 Sayılı TTK'nun 530....

      GEREKÇE: Dava, TTK 630/2.maddesi, limited şirket müdürünün azli davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın konusuz kaldığı tespit edilerek buna rağmen davanın reddi yoluna gidilmiş, davalı vekalet ücreti ödemekle yükümlü tutulmuştur.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 630/2-3. maddesinde, her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği ve yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2021 NUMARASI : 2021/100 ESAS 2021/480 KARAR DAVA KONUSU : Limited Şirket Müdürünün Azli KARAR : Taraflar arasındaki limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların dava dışı Sibera İlet. Tek. San. ve Tic. Ltd. Şti.'...

        nin müvekkilinin ortağı olduğu şirket ile rekabetten men'i karar verilmesi (zarar gören Şirket aleyhine haksız rekabet oluşturan iş ve işlemler yapılması duruma son verilmesini), davalı şirket müdürü ...'in, müdürlük görevini yaparken gerçekleştirdiği açıkça kusurlu davranışları sebebiyle yöneticilikten azli istemleriyle açılan dava kapsamında şirkete kayyum atanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; Mahkemece; ...'in müdürlük görevinden uzaklaştırılarak şirkete kayyım tayini için gerekli koşulların oluşmadığı, doğrudan kayyım tayinin bu hali ile davanın esası hakkında karar verilmesi niteliğinde olduğundan, tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

          ile ve yabancı ortaklıktan gelen 140.000.000 USD'nin şirket kasasında bırakılarak müvekkili tarafından yabancı fonun atadığı kişilere teslim edilmek durumunda kalınan hastaneler grubuna takriben 6 ay sonra ödeme güçlüğü ve nakit sıkıntısı içerisine girdiğini, Denizbank A.Ş. başta olmak üzere müvekkilinin kefaletinde kullanılan 50.000.000 USD seviyesindeki kredilerle 2012 yılını çıkartamayacak hale geldiğini, şirketlerin son derece ciddi ve ağır bir kötü yönetim altında olduğunu, Ağustos 2012'den Mart 2013'e kadar hiçbir tedarikçiye ödeme yapılmadığını, 160.000.000.- TL seviyesindeki şirket gelirinin akıbetinin belirsiz olduğunu, yönetimin bu gelirlerin nerede kullanıldığı ve ne şekilde sarfedildiği hususunda hesap vermediğini, davalı şirketlerin iflasa sürüklenmelerinin önüne geçilebilmesi ve elde kalan tüm aktiflerin ortadan kaldırılmasını önlemek ve içerisinde kamu kurumlarının da bulunduğu şirket alacaklarının menfaatlerini korumak bakımından TTK 630/2 maddesi uyarınca davalı şirketler...

            nun müvekkili ile diğer davalı ortakları pasifize ederek şirket hak ve alacaklarını kendi uhdesine geçirdiğini, şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığını, müvekkilinin ortaklar tarafından bilgilendirilmediğini, şirketi kasıtlı olarak borçlandırmaya çalıştıklarını, şirket adına kesilen ve alacaklısı şirket olan kıymetli evrakları kendi adına cirolayarak 3.kişilerdeki hak ve alacak talebinde bulunduklarını şirketin bir kısım demirbaşlarını hukuka aykırı şekilde satarak şirketi zarara uğrattıklarını, mahkemece dava süresince şirket işlemleri yürütmek amacıyla kayyım atayabileceğini, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkemece şirketin malvarlığı ve şirket hisseleri noktasında suiniyetle yapılacak/ yapılabilecek olan devir/tasarruf ve temliklerin önlenmesi adına gerekli tüm tedbir kararlarının alınmasını, tedbiren yargılama sonrasında şirket müdürünün azlini veya görevlerinin kaldırılmasını, şirkete kayyum atanmasına, şirkete ait tüm varlıkların keşif veya uygün...

              feshi haklı ve hukuka uyun olarak değerlendirilmekte olduğunu, 2019 yılı Mart ayında ise gerek davacının talebi gerekse de yöneticisinin performansa ilişkin değerlendirmeleri dikkate alındığında; davacı ile ikale süreci şirket yönetimi tarafından değerlendirildiğini, Davacıya, kendisi ile ayrılma kararı verildiği, kendisinin de iş arayabileceği, kendisinin yerine bir çalışan bulunana kadar dilerse çalışmaya devam edip böylece işsiz kalmayacağının iyi niyetle açıklandığını, bu kapsamda davacı ve yönetici arasında görüşmeler sürerken davacının da bilgisi dahilinde, muhasebe yöneticisi pozisyonu için müvekkil şirket personel arayışına girdiğini, bu durumun davacıdan gizlenmediğini, davacının konuyu ve olayları çarpıtmakta olduğunu, davacının da mevcut pozisyonunda çalışmak istemediği ve alternatif arayışa girdiği müvekkil şirket tarafından bilinmekte olduğunu beyan etmiştir....

              Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. adlı şirketteki bir kısım hisselerini satın aldığı ancak mahkememizce bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği üzere şirket muhasebe kayıtlarında davacının söz konusu şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, bozma kararına uyulmakla usulü kazanılmış hak oluşması karşısında taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri anlaşıldığından davacının zararından davalı şirketler ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacıyla davalı şirket ... Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bu nedenle 63.844,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan ......

                nun 24/07/2019 tarihinden itibaren, münferiden temsile ve imzaya yetkili müdür olarak atandıkları, müdürlük görevini yapan şahısların, yurt dışına çıkış yapıp, uzun süreden bu yana yurda giriş yapmamış olmaları, şirketin organsız kalma sonucunu doğurmadığı, iş bu halde genel kurulun toplanıp yeniden müdür seçimi yapılabileceği gibi, ticaret mahkemesine müracaatla, müdürlerin azli ve yerine yeni müdür atanmasını talep etme hakkı bulunduğu, davacı tarafın ise şirket genel kurulunu toplantıya çağrı ve yapılacak genel kurulda yeni müdür atanması veyahutta görevlerine fiilen ifa etmeyen ve bu nedenle haklı nedenlerle görevden azli gereken müdürler aleyhine azil ve yönetim kayyımı atanmasına ilişkin dava açmak ve bu şekilde şirketin atanan müdür veyahutta görevlendirilen kayyım tarafından , şirket faaliyetlerinin yürütülmesi imkanı bulunmakta ise de, davacının iş bu yollara gitmeden doğrudan doğruya şirketin organsız kaldığı gerekçesi ile, mahkememizde şirkete yönetim kayyımı atanması talebinde...

                  UYAP Entegrasyonu