Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, müvekkilinin müdürlük görevini şirket anasözleşmesine ve ticari teammüllere uygun olarak yerine getirdiğini, azli gerektirir bir durumun mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı dava olarak da; davacı-karşı davalının sermaye artırım borcunu ihtarlara rağmen ödemediğini ileri sürerek, davacı-karşı davalının şirketten ihracını talep ve dava etmiştir....

    Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin ödenmiş sermayesinin fazlası ile korunduğu, TTK'nın 551. maddesi uyarınca şirket ortaklığından ihraç için ve müdürlükten azli için muhik sebeplerin bulunmadığı, davacının kar payı isteminde kısmen haklı olduğu gerekçesiyle, davalının şirket ortaklığından haklı sebeple ihracı ve müdürlükten azli yönündeki talebinin reddine, 2009 yılı kar payı için 5.683,56 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

      Dava, davacının ortak hisse sahibi olduğu şirkette ortak ve şirket müdürü olan ortağın müdürlük görevlerini su istimal ettiği, yerine getirmediği iddiasına dayalı olarak TTK 630 md uyarınca şirket müdürünün azli davasından kaynaklıdır. Mahkememizin 01/02/2018 tarih ve .../... Esas, .../... Karar sayılı ilamı ile, ''Davacı, müdürün azli davasını davalı şirketi hasım gösterip açmış olup, dava azli istenilen şirket ortağı ve müdüre karşı yönetilerek açılması gerekirken, davada şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmek gerekmiştir.'' denilerek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, Mahkememizin kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 28/06/2018 tarih ve 2018/654 Esas, 2018/788 Karar sayılı ilamı ile, ''Somut olayda davacı ..."ın ... .... Ltd. Şti.nin müdürü ..."...

        Dolayısıyla anılan ihya kararında, tasfiye memuru atanması nedeniyle şirketin tasfiye haline girdiğinin kabul edilmesi mümkün olmayıp, mahkemece tasfiye memuru atanmasının nedeni, şirket hakkında devam eden davalarda, taraf teşkilinin sağlanması, yargılama faaliyetinin yürütülmesi ve bu faaliyetin devamı niteliğinde infaz işlemleri neticesinde ortaya çıkan durumun tasfiyesinin sağlanması olduğu kabul edilmelidir. Diğer taraftan tasfiye memurunun azli için, haklı neden, bu görevin yerine getirilmesi sırasında yapılan hukuka aykırı ve zararlandırıcı iş ve eylemlere dayalı olarak ileri sürülebilecek nedenler olup, somut olayda, davalıların tasfiye memurluğu görevinden önce yönetim kurulu üyeliği görevlerinin ifası sırasındaki eylem ve işlemlerinin hukuka aykırılığı tasfiye memurunun azli davasına haklı neden olarak gösterilemez....

        Dolayısıyla anılan ihya kararında, tasfiye memuru atanması nedeniyle şirketin tasfiye haline girdiğinin kabul edilmesi mümkün olmayıp, mahkemece tasfiye memuru atanmasının nedeni, şirket hakkında devam eden davalarda, taraf teşkilinin sağlanması, yargılama faaliyetinin yürütülmesi ve bu faaliyetin devamı niteliğinde infaz işlemleri neticesinde ortaya çıkan durumun tasfiyesinin sağlanması olduğu kabul edilmelidir. Diğer taraftan tasfiye memurunun azli için, haklı neden, bu görevin yerine getirilmesi sırasında yapılan hukuka aykırı ve zararlandırıcı iş ve eylemlere dayalı olarak ileri sürülebilecek nedenler olup, somut olayda, davalıların tasfiye memurluğu görevinden önce yönetim kurulu üyeliği görevlerinin ifası sırasındaki eylem ve işlemlerinin hukuka aykırılığı tasfiye memurunun azli davasına haklı neden olarak gösterilemez....

          Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, Ticari Şirket feshi, şirket müdürünün azli ve tazminat istemine ilişkindir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İş bu dava, şirket müdürü olan davalının TTK 630 uyarınca azli talebine ilişkindir. Limited şirketlerde Genel kurulda çoğunluğun sağlanamaması halinde TTK md. 630 (2) ye istinaden her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin azli talebi ve sorumluluk davaları idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen yöneticiye karşı açılabilir. Somut olayda, davacı taraf, haklı nedenle davalı şirket müdürünün azil talebinde bulunmuş, ancak 15/11/2021 tarihli dilekçesinde de bahsettiği üzere dava konusu şirketteki hissesini davalı şirket müdürüne devretmiştir. Dolayısıyla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              Maddesinden dava açıldığı ve alacaklıdan mal kaçırıldığı belirtilerek İİK'nun 333/a maddesinden hüküm kurulmak suretiyle hükmün karıştırılması, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a. maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, İİK'nın 351. maddesi uyarınca şikayetçinin dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme dikkate alındığında, şikayetçi vekilince verilen şikayet dilekçesinde, sanığın alacaklılarını zarara sokmak kastıyla borçlarını ödemediği iddia olunsa da açık ve net olarak sanığın fiillerini hangi kastla ve ne şekilde gerçekleştirdiğine ilişkin somut bir iddiada bulunulmadığı ve hakimin re'sen araştırma zorunluluğu da bulunmadığından...

                nin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 29.04.2019 tarih ve 2018/1597 E., 2019/3235 K. sayılı kararıyla, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesinin zorunlu olmadığı, mahkemece işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur. C....

                  Davacının yöneticinin azli isteminde ileri sürdüğü sebepler özetlenecek olursa; -Davalı ...'in, davacı ... ...'...

                    UYAP Entegrasyonu