Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirket defterlerinin ve dosya kapsamının incelenmesinden, davalı ...’un şirketi kötü yönettiğine dair bilgi-belgeye rastlanmadığı, davalı ...'...

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; özel güvenlik şirketlerinin faaliyet izinleri ile ilgili işlemlerin 5188 sayılı Kanun ve bu Kanun'a dayalı olarak çıkartılan mevzuatta öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirildiği, davacı şirketin iptal edilen faaliyet izin belgesinde kurucu olarak …'ın bilgileri yer aldığından şirket yöneticisinin istifası üzerine yapılacak işlemlerle ilgili bildirimin bu kişiye yapıldığı, davacı şirketin kurucusu ve şirket müdürü olarak 09/03/2018 tarihinden itibaren görev yapmaya başlayan …'ın ortaklık durumundaki değişikliği bir ay içerisinde bildirmesi gerekirken bu yükümlülüğe aykırı davrandığı, öte yandan, 24/10/2018 tarihinde istifa eden şirket yöneticisinin durumundan haberdar olmamasının düşünülemeyeceği ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir....

      DAVA : Ticari Şirkette Şirket Müdürünün Azli Ve Özel Denetçi Tayini DAVA TARİHİ : 14/06/2019 KARAR TARİHİ : 08/09/2021 G. K.YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirkette Şirket Müdürünün Azli Ve Özel Denetçi Tayini davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin %25 hissesine sahip olduğunu, diğer davalının ise davalı şirketin %75 hisseye sahip ortağı ve şirket müdürü olduğunu, müvekkilinin 30/03/2019 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında davalı şirkete özel denetçi atanması talebinin reddedildiğini, davalı ...'...

        Şirket içi menfaat ihtilaflarına ait davalarda şirket varlığının korunması için mahkemece bir şirkete denetim kayyımı atanabilir. Şirket içi menfaat ihtilaflarının halli için açılan davalarda dava aşamasında bir tedbir olarak şirket yöneticisinin kararlarının denetim kayyımının onayına bağlandığı hallerde kayyımın görev ve yetkileri ile ilgili olarak kanunda bir özel düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla denetim kayyımı atanmasına ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 389 vd. maddelerinin uygulanması gereklidir.Somut olayda, şirketin TTK'nın 630/2,3. Maddesi uyarınca haklı nedenle feshi talep edilmiş olup, davacının sunduğu deliller davanın niteliği ve yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle yöneticinin azli yönünden yaklaşık ispat şartını sağlamaya elverişli değildir....

          İNCELEM VE GEREKÇE: Dava, TTK 630. Madde uyarınca şirket ortağının haklı sebeplerin varlığı gerekçesiyle -------olan davalının ---- azli ile şirkete kayyum atanması talebidir. Davalı------ tarihli devir sözleşmesi uyarınca davacılardan .-------- hisse sahibi oldukları tespit edilmiştir. ------ hissedar davalı ...------ yaptığı sırada özen ve bağlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağını ihlal ettiği, bilgi alma ve inceleme hakkını engellediği, eşit işlem şartlarının ihlal edildiği, şirkette işlem yapma ve şirkete borçlanma yasağına aykırı davranıldığı, güvenin kötüye kullanıldığı şeklinde belirtilen gerekçeler nedeniyle şirket müdürlüğünden azli talep edilmiştir. Dosya içeresine bilirkişi heyetinden ------ tarihli rapor alınmıştır. Davalı şirketin ---- ilişkin yevmiye------ defterleri incelenmesi sonucu TTK 64, 66 VUK 220-226 maddeleri uyarınca açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olduğu ve birbirini teyit ettiği tespit edilmiştir....

            Genel kurul tarihinde davacının yurtdışında olduğuna ilişkin İdari Büro Amirliğinden alınan belge ile birlikte genel kuruldaki imzanın davacıya ait olmadığı itirazı ve davalının verilen kesin süreye rağmen belge aslını ibraz etmemesi hususu dikkate alındığında -ileri sürülen diğer nedenler tartışılmaya gerek olmaksızın- davalının şirket müdürlüğünden azli koşullarının oluştuğu anlaşılmış, şirketin karar defterini saklama ve ibraz etme yükümlülüğü ile pay devrinin genel kurula sunulması, genel kurulun toplanması, genel kurulda da ortak sıfatıyla bulunan şirket yönetici davalının bu eylemlerinin şirket müdürlüğü kapsamında azli için yeterli olduğu sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle; 1-Davalının ......

              Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, borçlu şirketin takiplerden kurtulmak geyesiyle üretim yapmaya elverişli olmayan bir adrese taşınmış olarak gösterildiği ve faaliyetlerini ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste davacı şirket adı altında sürdürdüğü, çalışanların davacı şirkette işlerine devam ettiği, gerekçesiyle davanın, takip ertelenmediğinden alacaklı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin isihkak iddiasına ilişkindir....

                DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/06/2013 KARAR TARİHİ : 14/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: MAHKEMEMİZİN 2013/335 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI KAPSAMINDA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Dava dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkilem davalı şirketin %15 payına, davalı şirket yöneticisi ... ... ise %85 payına sahip olduğu, davalı şirket müdürü ve ortağı ... ...'...

                  Dava, şirketin kötü yönetilmesi ve zarar uğratılması başlığı altında belgelerin ibrazından kaçınılması, rayiç değerlerin altında taşınmazların satışı, haklı neden olmaksızın satıştan kaçınılması nedenlerine dayalı şirket yöneticisinin azli talebi istemine ilişkindir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak, davalı davaya cevap vermemiştir. Dava; 6102 sayılı TTK'nin 630/2. maddesine istinaden açılan limited şirket müdürü davalının dava dışı şirket müdürlüğünden azli ile yerine kayyım atanması istemine ilişkindir. Davalı şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK'nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır. Uyuşmazlığa uygulanması gereken TTK'nun 630.maddesi; "Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir....

                    Kayıt Sistemi olarak Tıp Data kullanıldığı, hastalara koyulan tanılar karşılığında yapılan işlemlerin tıp kurallarına uygun olduğu yönünde görüş bildirdiği, davacının şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerektiği, yapılan yargılama, toplanan deliler ve itibar olunan bilirkişi raporlarına göre davalı şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektirecek haklı sebebin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu