olduğundan terekeye dahil şirket hissesi üzerindeki miras payının bu suretle mirasçılar arasında adi yazılı şekilde devrinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır....
deki hisselerini diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalıya devir ettiğini, murisin şirketin hakim ortağıyken şirket sermayesinin artırılmasından sonra 2012 ila 2014 yılları arasında 1.395.000 adet payı davalıya devir ettiğini, yapılan işlemin muvazaalı olması nedeniyle davalı adına olan kaydının iptali ile payların terekeye iadesi gerektiğini, murisin devir etiği payların senede bağlanmaması nedeniyle hisse devrinin yazılı şekil şartının yerine getirilmesiyle gerçekleştirilebileceğini, ortada bedeli ödenmiş gerçek bir pay devrinin bulunmadığını, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmış bağış işlemi bulunduğunu ileri sürerek, muris muvazaası nedeniyle davalıya yapılan pay devri işleminin iptali ile terekeye iadesine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde saklı payı aşan kısmın tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Dosya davacısı yönetim yetkisi bulunmayan davacı mirasçı paydaş, diğer davalı şirket müdürü ve paydaşı davalıya muris tarafından devir edilen şirket paylarının devrine ilişkin işlemin muvaza nedeniyle iptali ve terekeye iadesi; davalı şirket kayıtlarına kaydı ile birlikte davalı şirket müdürü ortağın -şirket müdürü- olarak seçilmesine ilişkin kararın da iptali davası açılmıştır. Davada davalı şirketi temsilen kayyım atanmış ise de; davanın davalıları arasında çıkar çatışması olması eldeki davada şirketin temsil edilmemesine yol açmamaktadır. Şirket müdürü seçimi kararı henüz iptal edilmemiş, şirket müdürünün temsil yetkisi bir ihtiyati tedbir kararı ile kısıtlanmamıştır. Davalı şirket müdürünün bir süre ile sınırlı olmaksızın münferit yetkili seçildiği ve şirketi halen temsile yetkili olduğu gözetildiğinde, dosya davacısı ile davalı ortağın çıkar çatışması içinde olması davanın doğası gereği olup, organları tamam bir şirkete kayyım atanması doğru görülmemiştir....
Bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescili istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Davacılar ile müdahil davacının murisi ...’ın, davacılar ve müdahil davacı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmakta olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır....
Davacı tereke adına dava açmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca tereke adına açılıp takip edilen davaları ya tüm mirasçıların birlikte açmaları ya da tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya terekeye mümessil tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunludur. Başka bir anlatımla davada mirasçıların muvafakati alınmaksızın ya da terekeye temsilci atanmaksızın taşınmazın tüm mirasçılar adına tescili istenemez. Somut olayda ise, çekişmeli taşınmazın 1/2 payının tarafların miras bırakanı ...'a diğer 1/2 payının ise tarafların babaları ...'a ait olduğu, babaları ...'ın halen sağ olup kendisine ait 1/2 payını davalıya bağışladığı, muris ...'a ait 1/2 pay üzerinde ise murisin ölümü ile tüm mirasçılarına kaldığı, mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim bulunmadığı dosya kapsamıyla belirlenmiştir....
Mahkemece 08.05.2014 tarihli duruşmada, davalılar ..., ... ve ...’a yapıldığı iddia olunan nakdi teberruların terekeye iadesi olmadığı taktirde tenkisine ilişkin davanın, iptal tescil istekli davadan tefrikine karar verilerek ayrı bir esas üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacıya, dava dilekçesinin talep sonucunun 2.maddesinde yazılı bulunan kazandırmaların ve tenkis istenen miktarın ne olduğunun açıklanması için 03/04/2013 tarihli ara kararıyla 1 hafta kesin süre verildiği, harçla ilgili eksikliğin giderilmesine rağmen mirasbırakanın yaptığı iddia edilen teberruların ne olduğunun net bir şekilde açıklanmadığı, yeniden süre talebi üzerine davacı yana 04/02/2014 tarihinde yeniden 1 haftalık kesin süre verildiği halde mirasbırakanın davalılara yaptığı kazandırmaların ne olduğunun açıkça ortaya konulmadığı gerekçesiyle HMK 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
DAVA : Hisse Senedinin Miras Sebebiyle Geri Verilmesi-Terekeye Dahil Edilmesi DAVA TARİHİ : *** KARAR TARİHİ : *** KARAR YAZIM TARİHİ : *** Mahkememize açılan Hisse Senedinin Miras Sebebiyle Geri Verilmesi-Terekeye Dahil Edilmesi davasının yapılan yargılaması sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin babası müşterek muris ... 27.10.2009 Tarihinde vefat ettiğini,veraset ilamında da görüleceği üzere miras meselesi 4 pay olarak kabulüne, bundan bir payının çocukları müvekkilim ...” ya, bir payının ..........”e , bir payının ...” a, diğer bir payının da ...” a karar verildiği, murisin terekesinde ... ve Sanayi T.A.Ş hisse senetleri de bulunmadığını, Müteveffa tarafından miras olarak bırakılan ve vefatından bu yana mirasçılardan ...” ın yedinde kalan toplam 32 adet hisse senedinden bölünebilir nitelikte olan 6 adet hamiline yazılı hisse senedi 13.07.2021 tarihli tutanakla müvekkiline verildiği, Hüsamettin de bulunan dava konusu bölünemeyen hisse...
miras payının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli ... ada ..., ..., ..., ... ada ... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ..., ... parsellerin tespitlerinin iptali ile bu parsellerin tamamı ayrı ayrı 6'şar pay kabul edilerek ; 1/6 payının ..., 2/6 payının ..., 1/6 payının ..., 1/6 payının ... ve 1/6 payının ... adlarına tarla vasfı ile ve aynı parsel numaraları ile tespit ve tesciline, çekişmeli ... ada ... nolu parsel sayılı taşınmazın ise tespitinin iptali ile, fen bilirkişileri ... ve ...'...
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın terekeye dahil olup taksim sözleşmesi de bulunmayan tereke alacağının miras payı oranında tahsili isteğine ilişkin olduğu, mirasçılardan bir veya birkaçının kendi payları için dava açamayacakları, terekenin tüm hakları için dava açmadıklarından terekeye temsilci de atanamayacağı, davacı terekeye dahil alacaktan hissesine düşen 1/4 payının tahsili istemiyle eldeki davayı açmış olduğundan HMK'nın 114/1-(d) ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararı ise davalı vekili temyiz etmiştir. .../......