Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/13938 E. sayılı icra dosyalarında borçlu olan şirketin ortağı olup, davalıların aynı zamanda şirketi temsile yetkili oldukları, asıl ve birleşen davada davacının şirketten ayrılmaya izin ve ortaklık payının ödenmesi için açtığı davanın ........Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/371 E. sayılı dosya ile derdest olduğu, davacının asıl ve birleşen davadaki talebinin derdest olan davadaki şirketten olan alacağının tahsilinin engellenmesi için birleşen davadaki şirketi temsile yetkili davalılar tarafından asıl davadaki davalılara şirketin borçlandırılarak muvazaalı bir takım işlemlerin yapıldığı, muvazaalı işlemlere dayanılarak şirket aleyhine yapılan takipler nedeniyle şirketin borçlu olmadığının tespiti istemini içerdiği, birleşen davada şirket ortağının diğer şirket ortakları aleyhine HMK'nın 14. maddesi kapsamında dava açıldığı, şirketin merkezinin ....... olması nedeniyle yetkili mahkemenin tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan ........Asliye Ticaret...

    Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2013 tarih ve 2013/210 D.Iş sayılı kararı ile ret edildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının idari para cezası alan şirketin ortağı ve temsil ilzama yetkilisi olduğunu, bu nedenle idari para cezasını ödemekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; idari para cezasının verilmesine sebep olan olay tarihinde (13.01.2013) davacının şirket ortaklığı ve müdürlüğü söz konusu olmadığından şirket hakkında verilen idari para cezası nedeni ile davacı her halükarda sorumlu tutulamayacağı, şirket ortağı ve müdürü Ahmet Hamdi Şahin'in hisselerini 04.06.2013 tarihinde şirket dışındaki davacıya devrederek ortaklıktan ayrıldığı ve davalı şirket hisselerini devraldıktan sonra müdürlüğe seçildiği, bu nedenle dava konusu olaydan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile davacının Ankara 8....

    Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup, şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının 02/05/2000 - 25/09/2013 ve 02/05/2000 - 28/04/2014 tarihleri arasında dava dışı limited şirketlerin ortağı olduğu anlaşıldığından, söz konusu şirket ortaklığı devam ettiği sürece Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi ve SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işleminin doğru olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kimlik bilgileri kullanılarak sahte imza ile davalı şirket hisselerinin kendisine devredildiğinin iddia edildiği, hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit olunduğu, davalı şirketin sicil kayıtları ve ...'...

        DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : ... YAZIM TARİHİ : ... Davacı tarafından davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......

          Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/814 Esas sayılı dosyasıyla şirket ortağı olmadığının tespitini istediği göründüğünü, bununla birlikte, müvekkili davalı ...'un kendi bilgisi ve rızası dışında, kimliği meçhul kimseler tarafından sahte imzalar ve kişisel bilgiler kullanılarak şirket ortağı olarak sicile işlenmesi ile Tasfiye Halinde ... Sanayii ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin kurulduğunu, böyle bir şirketin var olduğunu ve kendisinin şirket ortağı/yetlilisi olarak gösterildiğini 2013 yılında ilgili şirketin borcu nedeniyle banka hesabına bloke konulması sonucu haberdar olduğunu, bu durumu öğrenmesinin ardından İstanbul Anadolu 2....

            Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/814 Esas sayılı dosyasıyla şirket ortağı olmadığının tespitini istediği göründüğünü, bununla birlikte, müvekkili davalı T3'un kendi bilgisi ve rızası dışında, kimliği meçhul kimseler tarafından sahte imzalar ve kişisel bilgiler kullanılarak şirket ortağı olarak sicile işlenmesi ile T4-Telekomünikasyon İnşaat Metal Makina ve Sanayii ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin kurulduğunu, böyle bir şirketin var olduğunu ve kendisinin şirket ortağı/yetlilisi olarak gösterildiğini 2013 yılında ilgili şirketin borcu nedeniyle banka hesabına bloke konulması sonucu haberdar olduğunu, bu durumu öğrenmesinin ardından İstanbul Anadolu 2....

            Dava; davacının ortağı olduğu davalı şirketten, payına düşen kar payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davalı şirket ortağı olduğu anlaşılan davacının davalı şirketten muaccel bir kar payı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, şirket kar payının dağıtılıp dağıtılmaması şirket genel kurulun takdir yetkisindedir. Şirket karının dağıtılmamasına ilişkin alınan kararın kanuna, esas sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmaması gerekir. Bu durumda davalı tarafça, kar dağıtılmaması kararının keyfi alınmadığı, şirket sürekliliği ve aktiflerinin sağlanabilmesi için gerekli olduğu kanıtlanmalıdır. Zira, TTK'nda esas itibariyle, sermaye şirketlerinde yıllık kar dağıtımı bir zorunluluk olarak kabul edilmiştir....

              Şti. adına sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıkların aşamalarda değişmeyen savunmalarında şirketi devir aldıktan sonra işleri takip edemedikleri, şirket yetkilisi olan sanık ...’in sağlık sorunları sebebiyle işlerle ilgilenemediği, şirket ortağı olan sanık ...’ün ise çalışmak için başka şehre gittiği, şirketi vekaletname ile sanıklara devreden ve şirketin muhasebesini takip eden ...’nin şirketle ilgilendiğini, kendilerinin şirket adına herhangi bir işlem yapmadıklarını beyan etmeleri karşısında gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması için; sanıkların ortağı oldukları şirketin düzenlemiş olduğu faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması, bu şirket yetkilileri hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığı belirlenip, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal...

                nın diğer davalı şirketin gizli ortağı olduğu, şirket ortakları ile birlikte organizasyonu gerçek sevk ve idare eden şahıs olduğu, şirketin resmi ortağı olmasa da yönetim, denetim ve temsil hakkına sahip olduğu, 213 sayılı VUK'nun 3/B bendine göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve buna ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğunu, bunların yemin hariç her türlü delil ile ispat edilebileceğini, adı geçenler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, idarenin tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu, 6183 sayılı AATUHK madde 17 kapsamında şirketin gizli ortağı olduğu yönünde kuvvetli deliller elde edilen davalı ... hakkında da diğer davalı şirket ortakları ile birlikte tahakkuka dayalı ihtiyati haciz uygulanması gerektiğinden ... ile mükellef kurum arasındaki ortaklığın tespiti için dava açılması zarureti hasıl olduğundan davalılar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu