Davacı tarafından şirket hisselerinin devredilmesi nedeniyle kefaletten dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmiş ise de şirket ortaklığının devredilmesi TBK 598 uyarınca şirket lehine verilmiş kefaleti sona erdiren sebeplerden birisi olmadığından davacıların bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir....
Davacı tarafından şirket hisselerinin devredilmesi nedeniyle kefaletten dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmiş ise de şirket ortaklığının devredilmesi TBK 598 uyarınca şirket lehine verilmiş kefaleti sona erdiren sebeplerden birisi olmadığından davacıların bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir....
in 17.09.2003 tarihinde ortağı olduğu şirket ortaklığından 04.01.2006 tarihinde ayrıldığı, ayrıca diğer davacı ...'in şirket ortaklığının ise 17.09.2003 tarihinde şirketin kuruluşu ile başladığı ve 04.01.2006 tarihinde bu davacının da şirket ortaklığından ayrıldığı ve yine Ticaret Sicil kayıtlarına göre 17.09.2003 tarihinden itibaren dava dışı ...'in 10 yıl süre ile dava dışı şirkete münferiden yetkili olmak üzere şirket müdürü olarak seçildiği ve ...'in 04.01.2006 tarihinde, ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 03/07/2018 NUMARASI : 2018/58 ESAS 2018/432 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak KARAR : Taraflar arasındaki şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, alacak davasının reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ve davalı şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yatırılan paraların istenildiği her an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 20.800,00 Euro yatırdığını, ancak talep etmesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını ileri sürerek, haksız fiil hükümleri gereğince paranın yatırıldığı tarihden itibaren işleyecek en yüksek döviz faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil, şirket davacıların ortağı ve yetkilisi olduğu ----- tedariği sağladığını, Davacıların tükettiği bu elektriğin faturalarını ödemedikleri gibi daha sonra şirketin içini boşaltarak ortadan kaybolduğunu, ödenmeyen fatura borçları hakkında müvekkil şirket ------ sayılı dosyasında davalılar, ortağı ve yetkilisi oldukları ----- hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibinin şirket ve davacılar açısından kesinleştiğini, Bunun üzerine haciz işlemlerinin tatbik edildiğini, Davacıların, ortağı ve yetkilisi oldukları şirketin ------ kaynaklanan borcuna ilişkin kefaletlerinin bulunduğunu, Davacıların sözleşmedeki kefalet bölümünü imzalamışlardır....
Davacı yan davalı şirkete icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise icra takibine konu alacağın limited şirketin eski ortağı ve müdürü olan davacının müdür olduğu dönemde şirket hesabından şahsi harcamalar yaptığı, bir kısım faturaları şirket defterlerine kaydetmeyerek vergi borcu doğmasına sebep olduğu, şirket adına çekilen kredilerin şahsi harcamalar için kullanıldığı, davacının müdür olduğu dönemdeki sorumluluğundan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını savunmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar, anılan iddia ve savunma karşısında somut olaya gelindiğinde; davacı, davalı şirketin eski ortağı ve müdürüdür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık şirket ile şirket eski ortağı ve müdürü arasındaki sorumluluğa ilişkin tazminat isteminden kaynaklanmaktadır....
Bu hukuksal yarar ise davacının şirket ortağı olup olmadığının saptanmasıyla ortaya çıkar. Bu durum karşısında davacının, dava tarihinde ve davanın devamı süresince şirket ortağı olup olmadığı önem arz eder....
Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 22.02.2021 tarih ve 2021-68/266 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkilinin davalı şirkete para verdiğini, ancak ödenen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve alacak talep etmiştir. Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ Dava; davacı şirket ile davalı ortağı arasında kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bu durumda; mevcut ticaret sicil müdürlüğü ve idare kayıtlarında anılan şirket ortağı durumundaki davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....