e devrettiği, pay devrine ilişkin sözleşmenin yazılı olarak yapıldığı, ancak davacının pay devir sözleşmesine şirket ortaklar kurulunca muvafakat edildiğini kanıtlayamadığı, davacının ortaklık sıfatının devam ettiği gerekçesiyle davacının şirket müdürlüğünün son bulduğunun tespiti isteminin kabulüne, şirket ortağı olmadığının tespiti isteminin ise reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar davalı tarafından asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen 2012 yılına ait tebliğ alındıları, tutanak ve 2013 yılına ait yoklama fişinde davacının ortak sıfatıyla imzası bulunduğu ileri sürülmekteyse de davacının ilgili dönemlerde şirket ortağı olmadığının mahkeme kararıyla tespiti karşısında söz konusu belgelerdeki imzalara itibar edilerek davacının şirket ortağı olduğundan bahsedilemez. Öte yandan, davalının savunma dilekçesi ekinde sunduğu GİB Intranet çıktılarının incelenmesinden asıl borçlu şirketin malvarlığı araştırmasının davanın açıldığı tarihten sonraki bir tarih olan 08/09/2015 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından şirket hakkında hukuka uygun olarak bir malvarlığı araştırmasının yapıldığından da söz edilemez. Bu durumda uyuşmazlık konusu dönemde şirket ortağı olmadığı anlaşılan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk görülmemiştir. Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emirlerini iptal etmiştir....
Davacının kimliğinin 2007 yılından beri sahte olarak kullanıldığı ceza dosyasında vaka olarak kesinleşmiş olup, 2011 yılındaki hisse devrinin de aynı şekilde sahte kimlik kullanılarak davacının bilgisi dışında yapıldığı anlaşılmakla davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespiti gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın kabulü ile davacı ... 'in İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil nosuna kayıtlı ... 'nin ortağı ve kurucusu olmadığının tespitine, 2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Karar tarihinde yürürlükte olan A. A. Ü....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/11/2014 tarih ve 2013/277-2014/515 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin 19.02.2008 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile davalı A. Turizm Petrol Otomotiv İnş. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti unvanlı şirketteki hisselerini davalılar şirket ortağı O.. A.. ile şirket dışı N.. Ş..'e devrettiğini, hisse devrinin aynı gün şirket karar defterine işlendiğini, müvekkilinin her türlü yasal gereği yerine getirmesine rağmen halen ticaret sicilinde şirket ortağı göründüğünü ileri sürerek davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava konusu 320.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığını ileri süren davacı, şimdilik çekin 10.000,00 TL'lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur. Davacı talebinin bölünebilir bir talep olmadığı dikkate alınarak, çek bedeli üzerinden eksik harç tamamlatılmak suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken, kısmi menfi tespit istemi kabul edilerek davanın esasına girilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, harç eksikliğinin tamamlatılması halinde, çekin keşide tarihinden sonraki ödemelerin çek borcuna mahsuben yapılmış sayılacağı yönündeki kural dikkate alınıp bu yöndeki ödemelerin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
Davalılar vekili, müvekkili gerçek kişiler yönünden husumet itirazında bulunmuş, müvekkili şirket yönünden ise, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü sürede açılmadığını, ayrıca 01.03.2002 tarihli hisse devrinin kabulüne ilişkin ortaklar kurulu kararının yeterli nisap ile alınmadığını, bu nedenle davacının şirket ortağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise, davacının şirket ortağı olmadığının tesbiti ile 01.03.2002 tarihli ortaklar kurulu kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davanın davalı şirket yönünden kabulüne, gerçek kişiler yönünden reddine, karşı davanın reddine dair verilen karar, davalı - karşı davacı şirket vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Bu kez davacı - karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması; sanığın savunmasının doğru olup olmadığının tespiti bakımından, faturaları kullanan şirket yetkilileri tanık sıfatıyla dinlenerek sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve kimle ticari ilişki içerisinde olduklarının sorulması; sanığın ortağı olduğunu söylediği ...'...
M. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin Madde 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, dava konusu şirket ortağı ... tarafından müdürlüklerine bildirilen dilekçe ve ekindeki kesinleşmiş Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/515 E sayılı dosyasında davacı ...'ın şirket ortağı olmadığının tespiti ile Şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, anılan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun b. 31/f.1 gereğince ortaya çıkacak değişikliklerin tescilli zorunlu olduğu için kanunun 33. Maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin m. 36....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/799 Esas KARAR NO : 2022/519 DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti - Ortaklıktan Çıkma DAVA TARİHİ : 12/08/2015 KARAR TARİHİ : 23/06/2022 Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili aşamalarda tekrarladığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'ın kimlik bilgilerini ele geçiren kötü niyetli şahıslarca kendisinin bilgisi ve rızası olmadan davalı şirketin ortağı yapıldığını, müvekkilinin bu durumu 2006 yılında vergi borcu tahakkukunun tebliğ edilmesi üzerine öğrendiğini, bunun üzerine davalı şirket ile kendisini sahtecilik sonucu şirket ortağı yapan kişilere karşı ......
Uyuşmazlık ve hüküm; davacının anonim şirket ortağı olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 04.09.2018 gününde oybirliği ile karar verildi. .......