Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un, müvekkilinin şirket merkezine girişini engellediğini, müvekkilinin şirket ortağı olmasına rağmen resmi kayıtlarda şirket çalışanı olarak görünmesini fırsat bilerek müvekkiline iş akdinin feshine yönelik ihtar gönderdiğini, tüm bu yaşananlardan sonra taraflar arasında adi ortaklığın devamının imkansız olduğunu belirterek; taraflar arasında 2002 yılında kurulup, 2004 yılında resmi açılışı yapılan .. adi ortaklığının varlığının tespiti ile ortaklığın haklı nedenle feshine, şirket bilançosu çıkartılarak ortaklığın tasfiyesine, kâr payı ve tasfiye sonucu elde edilecek gelirin müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak, şimdilik 25.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin ... Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında adi ortaklık olmadığını, davacı ile diğer davalının müvekkilinin yanında sigorta ve prim usulü çalıştığını bildirerek; davanın reddini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, İİK'nun 72. maddesi uyarınca açılmış kambiyo senedi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır. Uyuşmazlığın niteliği, tarafların sıfatı ve 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığı'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, Dairemizin görevsizliğine, dosyanın görevli Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile İcra Hukuk mahkemesinde belirlenen 7762,00 TL kira borcunun bulunmadığının tespiti istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçerli olmadığının ve kira bedeli borcunun olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira parası 7.762,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir. Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, ve menfi tespit istemlerinden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....

        Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Davaya konu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığından davacının tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunduğundan söz edilemez. Mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine (HMK 115) karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

          da ispatlanamadığı, davacı tarafça davalılara ödünç para verildiğinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bedel istemi yönünden yapılan talebin ispat olunamadığından reddine karar verilmiştir....

            ın beraatlerine verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Sanıkların üzerine atılı bulunan İİK'nun 333/a maddesinde yazılı suçun oluşumu için takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketi hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisi sanıkların alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, şikayetçinin şikayet dilekçesi veya beyanında gösterdiği delillerle bağlı olduğuna ilişkin İİK'nun 351. maddesindeki düzenleme dikkate alınmak suretiyle şikayet dilekçesi incelendiğinde dilekçedeki "...borçlular borca batık durumdadır..." şeklindeki beyan nedeniyle borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunmadığının müşteki tarafından da bilindiğinin kabulü zorunlu olduğundan, müşteki vekilinin...

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1995/1083 Esas sayılı dosyasında ortaklığın tespiti ve pay defterine tescil istemli dava açtığını, açılan dava neticesinde mahkemece müvekkilinin ortaklığının tespitine karar verildiğini, ancak söz konusu kararda tescile ilişkin hüküm bulunmaması nedeniyle müvekkilinin ortak olarak kaydının yapılmadığını, şirketin gayri faal olduğunu, şirkete ve yöneticilerine ulaşılamadığını, müvekkilince şirkete gönderilen paranın o tarihteki dolar kuru üzerinden 14.300 dolara tekabül ettiğini, dava tarihi itibariyle bu meblağın 27.224.782.000 TL (27.224,78 TL) olduğunu ileri sürerek dava konusu meblağın ödeme günündeki kur üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının istemlerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır....

                Davalı, taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davalının taşınmazdaki tasarrufunun intifa hakkına dayandığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesince " ... izale-i şuyuu satışı sonucunda davacıların satın aldığı 2/8 tam mülkiyet üzerinde de davalının öncesinde intifa hakkının bulunup bulunmadığının saptanması ve sonucu dairesinde hüküm kurulması" gereğine değinilerek bozulmuş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davalının taşınmazın tamamı üzerinde intifa hakkı bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekilince süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'ün raporu okundu. Düşüncesi alındı....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/493 Esas KARAR NO:2021/506 DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ:21/09/2020 KARAR TARİHİ:25/08/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ...AŞ'den 1.800.000,00 TL bedelli senet dolayısıyla alacaklı olduğunu, bu senedin .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, takibin kesinleştiğini, icra dosyasındaki yapılan icrai işlemler sebebiyle mahkememiz dosyası davalıların oluşturduğu adi ortaklıktaki davalı ...AŞ'nin tasfiye payı üzerine haciz konulduğunu, .......

                    bir hisse senedi devrinin yapılamayacağının ve usulüne uygun bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ile (95.465) DM. (48.810,48 Euro) karşılığı (93.237,78) TL'nin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu