Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin davalı şirketten; 21.832,22 TL-22.871,85 TL nominal bedel-7.500,00 TL ilk dava değeri= -8.539,85 TL bakiye alacağının bulunduğu, başka bir ifade ile her hangi bir alacağının bulunmadığı, davacının yargılama aşaması sırasında ise; Ortaklık ilişkisinin geçersizliğinin tespiti ve ödenen paranın iadesi konusundaki istemlerinden feragat ettiğinden taleple bağlılık gereği davacının davalı şirket ile ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine, dava tarihi itibariyle (7.600,00 Euro x 2,2314)=16.958,64 TL'lik talebi yönünden davacının davalı şirketten alacağının bulunmadığından davacının fazladan alınan paranın davalılardan tahsiline yönelik talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacının davalı şirket ile ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine, davacının fazladan alınan paranın davalılardan tahsiline yönelik talebinin reddine...

    Şirket ortaklarına kâr payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kâr payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınması gerekmektedir. Bu yönde alınmış bir karar olmadan mahkemenin ortaklar kurulu yerine geçerek ortağa kâr payı vermesi mümkün değildir. Kâr payının, genel kurulda verilen dağıtım kararından sonra ortaklarca talep edilebilir hale geleceği, genel kurulda kâr payı dağıtımına ilişkin karar alınmadığı müddetçe kâr payı dağıtımının yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 27/01/2021 tarih, 2020/1377 esas ve 2021/495 karar sayılı ilamı....

    Somut olaya gelince; davacı karşı davalı .... tarafından patent ve marka vekilliği ile müdürlüğünü de yapan şirketin ortağı olan davalı karşı davacı ... ...'nın marka ve patent vekilliği yaparken bağımlılık yükümlülüğüne aykırı hareket etmek suretiyle haksız rekabette bulunduğu ve şirkete zarar verdiğinden bahisle haksız rekabetten ötürü zararın tespiti ile tahsili istemine yönelik asıl dava açıldığı, davalı karşı davacı ... ... tarafından ise davalı karşı davacı ....'nden yapmış olduğu marka ve patent vekilliği hizmetinden kaynaklı ücretini alamadığından ücretinin tespiti ve tahsili ile şirket ortaklığından kaynaklı kar payının tahsiline yönelik olarak işbu davalar açılmıştır. Davacı karşı davalı ....'nin 05/01/2005 tarihinde iki ortaklı kurulduğu, ortakların her ikisinin de hisselerinin eşit olduğu, şirket ortakları ... ve ...'un 20 yıllığına münferiden ve müştereken şirketi temsil ve ilzam etmek üzere yetkili kılındığı, 01/02/2007 tarihinde ...'ın %10, ...'...

      İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, adi ortaklığın tasfiyesi, tasfiye payının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, adi ortaklık ilişkisi ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, taraflar arasında sözlü olarak adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu iddia etmekte, davalı ise bu ortaklık ilişkisini inkar etmektedirler. Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK md 620/1)....

      ve davalı ortak ....-- ortaklık payı müvekkilinin bilgisi ve haberi olmadan davalı tarafından satın alınarak davalı ortak ......

        İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket bir limited ortaklık olup, kâr payı dağıtımına ilişkin TTK 616/ı-e düzenlemesine göre genel kurulun kâr payı hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu, sadece kârın varlığının ortakların kâr payını talep etmesi bakımından yeterli bulunmadığı, genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe kar payının muaccel hale gelmeyeceği, genel kurulun kâr payı dağıtımına ilişkin kararı ile birlikte ortakların ortaklığa karşı bir talebinin ortaya çıkacağı, ortağın oluşan bu kâr payı alacağını ortaklığın tasfiyesini beklemeksizin talep ve dava hakkı bulunduğu zira, genel kurul kararıyla ortak lehine muaccel bir alacak doğduğu, şirket genel kurulunca kâr payı dağıtımına ilişkin bir karar alınmadığı hususunda ihtilaf da olmadığı, kâr payı dağıtım kararı alınmaksızın kâr payı alacağının dava yolu ile talep edilemeyeceği gerekçesiyle, isitaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin temsilciler vasıtasıyla yıllık kâr payı verileceği ve istendiğinde yatırılan paranın geri ödeneceği vaadi ile davacıyı yanıltmak suretiyle müvekkilinden para aldığını, paranın iadesi için defalarca başvuruda bulunmasına rağmen davalıların para iadesinde bulunmadıklarını, SPK tarafından hazırlanan raporlarda davalı şirketin faaliyetlerinin kanunlara aykırı olduğunun tespit edildiğini, alınan senet ve ortaklık durum belgeleri ile şirket ortağı olunamayacağını, davalı faaliyetinin bankalar kanununa da uygun olmadığını ileri sürerek davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklığın bulunmadığının tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 26.605 DM karşılığında 37.858,32 TL'nin davalılardan tahsili ile birlikte müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/840 Esas KARAR NO : 2022/498 DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) DAVA TARİHİ : 01/12/2021 KARAR TARİHİ : 06/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 23.11.2005 Tarihinde "Ortaklık Mukavelesi" akdedildiğini, bu kapsamda, ortaklık ile ilgili hesapların üçer aylık dönemlerde görüşüleceği, hesap sonrasında kar çıkmış ise payları oranında derhal ödeneceği kararlaştırılmış, müvekkilinin ortaklık payı %15, davalının ortaklık payı ise %85 olarak belirlendiğini, aynı zamanda sözleşmenin 5.3. maddesi ile, ortaklığa dair bütün muhasebe kayıtlarının, davalı Ströer tarafından tutulacağı kararlaştırıldığını, ortaklığa dair tüm muhasebe ve defter kayıtlarının davalı Ströer tarafından tutulacağı kararlaştırılmasına rağmen, müvekkilinin, davalı taraftan...

              İlk Derece Mahkemesince, davanın kâr payı ve ortaklık payı ödenerek şirket ortağının ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesi ya da şirketin feshine karar verilmesine ilişkin olduğu, davanın davacı şirkete açılmasının yeterli olduğu, davacı ile diğer ortaklar arasında ortaklığın devamını engelleyecek nitelikte ilişkilerin bozulması nedeniyle, davacının ortaklıktan çıkma talebinin haklı ve yerinde olduğu, kâr dağıtımı konusunda ortaklar kurulunca usulüne uygun alınmış bir karar bulunmadığı, şirketin davacının ortaklık payını bile ödeyebilecek durumunun bulunmadığı, davacının davalı şirkete 11.000,00 TL ödenmemiş sermaye borcu bulunduğu gerekçesiyle, dosya kapsamı ve bilirkişi raporları doğrultusunda, davacının davalı şirket ortaklığından ayrılma talebinin kabulü ile şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, davacının kâr payı ve ortaklık payı taleplerinin reddine, davalılar ...,...ve ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir....

                HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve davalıya verildiği iddia edilen paranın tahsili istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabul kısmen karar verilmiştir. Dairemizce, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiş, söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 11....

                UYAP Entegrasyonu