Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacının eşyalarını alıp, stüdyodan ayrılmak suretiyle tasfiye işleminin gerçekleştiği, davacının 3.200 TL bedel ödemesine rağmen, adi ortaklığa ait olmayan davalının kendi ticari defterlerine göre 2007-2010 arası sürekli zarar etmesi nedeniyle davacının alacağının olmadığı açıklanmıştır. TBK'nun 642.(BK'nun 538.) maddesinde; "Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir" hükmü getirilmiştir. Davacının, ortaklık için koyduğu ekipmanları geri alarak adi ortaklığı tasfiye etmiş sayılır. Bilirkişi raporunda, adi ortaklığın zarar ettiği, TBK'nun 643....
Adi şirket, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 620. maddesinde; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir." denilmiştir. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, adi ortaklık en basit tanımı ile iki ya da daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Doktrinde adi şirket –ortaklık-, sözleşmeyle kurulan ve bir müşterek amacın elde edilmesine hizmet eden kişi birliği olarak tanımlanmaktadır (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku. İstanbul 2003. s. 26). Bu tanımlardan adi şirketin –ortaklığın- unsurları; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç, affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışmak unsuru) şeklinde belirtilebilir (Barlas, Nami, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, İstanbul, 1998 s.13). Kişi Unsuru: Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, anonim şirket kar payı alacağının tahsili talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, davalı şirkete ortak olduğu tarihten beri kar payı dağıtılmadığını ileri sürerek kar payının tahsilini talep etmekte, davalı taraf ise davanın zamanaşımına uğradığını, şirket genel kurulunun kar payı dağıtımı yönünde bir kararı olmadığını savunarak davanın reddini talep etmektedir. Türk Ticaret Kanunu'nun 408. Maddesi anonim şirketlerde kâr payı dağıtımında karar verme yetkisi şirket genel kuruluna aittir. Yine aynı kanunun 509. Maddesine göre kâr payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir....
, bu kurumlardan alınan raporlarda davalı şirket grubunun yaptığı eylemlerin usulsüz olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin şirkete ortak olmak amacıyla değil, en az yıllık %20 kâr payı alınacağının taahhüdü sebebiyle parasını yatırdığını, bunun üzerine müvekkiline ve diğer mağdurlara ortaklık durum belgesi ve ya tahsilat makbuzu ibareli belge verildiğini, bu belgenin hukuka uygun ortaklık ilişkisini için yeterli olmadığını, müvekkiline hisse senedi teslimi yapılmadığını dolayısıyla davalı şirket ile müvekkili arasında kanun hükümlerine uygun kurulmuş bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, diğer davalıların da eylemleri sebebiyle müvekkillerinin zararından sorumlu olduğunu davalı ...'...
HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ : 26/10/2022 DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05/12/2022 İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. Üye hakimin görüşü değerlendirildi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 13/04/2022 tarih ve ... Esas sayılı Ara Kararına karşı davalı vekili tarafından 05/05/2022 tarihinde süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. Davalı vekili 02/09/2022 tarihli dilekçesi ile; istinaf talebinden feragat ettiğini bildirmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/285 Esas KARAR NO : 2021/495 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 31/05/2019 KARAR TARİHİ : 01/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçelerinde, Davacı ile davalı şirketler arasında 03/07/2018 tarihinde protokol imzalandığını, bu protokole göre davacının davalı şirketlerde bulunan % 33,33 oranlık hisselerinin 92.750,-TL karşılığında dava dışı ... ve ... üzerine devredileceğini, devir işleminin dava dışı ... adına kayıtlı olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını müteakip yapılacağını, 92.750,-TL hisse bedelinin Ağustos 2018 den başlamak üzere üzere eşit taksitlerle 8 ayda ödeneceğini ve kalan 32.750,-TL sinin ise dava dışı ... Grup Medikal Inş. Turizm ve ... ile ......
Holding AŞ.nin % 12 hissesini devraldığını ve sesiz ortaklık payı 100.000 DM ve kar payı alacağı 64.000 DM nin ödenmesine holdingin kefalet verdiğini,bu yüzden davanın bu şirketlere yöneltilmesini savunarak husumet itirazında bulunmuştur. Davacı bu savunmaya karşılık parayı kar payı ile geri ödenmek üzere ödünç verdiğini,davalının bu parayı kendi şirketlerinin finansmanı için kullanmasının kendi tasarrufu olduğunu, ortaklığının da sözkonusu olmadığını bildirmiştir. Davacının sunduğu ve yabancı bankaca da teyit edilen havale belgesine göre davalının Deutsche Bank Manheim Şubesinin 370200993 nolu hesabına 24.1.2000 tarihinde 100.000 DM havale ettiği anlaşılmaktadır. Yine 20.12.2002 tarihli anlaşma başlıklı belgede davacının ... GmbH’ye sessiz ortak olduğu,yatırdığı 100.000 DM ortaklık payının 64.000 DM kar payı ile geri ödeneceği, ... Holdingin AŞ.nin de bu geri ödemeye kefalet verdiği yazılı olup belgeyi ... Holding AŞ kaşesi altında davalı tarafından imzalanmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/529 Esas KARAR NO : 2021/912 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 10/06/2021 KARAR TARİHİ : 25/11/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 25/11/2021 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 10/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %13,8 oranında hissedarı olduğunu, şirketin son 5 yılda elde ettiği kardan müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik müvekkilinin hissesine isabet eden 100.000-TL'nin tahsiline ve şirkete yeni bir kayyıma karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; dava konusu şirketle ilgili İstanbul .........
Hukuk Dairesi’nce, davalı şirket vekilinin sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, mahkemece yapılan hesabın hatalı olduğu gerekçesiyle davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı ... Holding A.Ş.'nin ortağı olmadığının tespitine, 37.955,90 TL'nin 05.06.2015 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle davalı şirketten (davalı ... yönünden ilk derece mahkemesince kurulan hüküm yönünden tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla ve müteselsilen) alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının davalı ... Holding A.Ş. yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir....
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin şirkete tebliği aşaması ancak amme alacağının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenecek ödeme emrine karşı şirket tarafından dava açılması durumunda incelenebilecek bir husus olduğu, borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak ilanen tebliğ edildiği, dava konusu edilmemesi ve şirket malvarlığına rastlanmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ancak aynı alacakların tahsili amacıyla davacı adına ödeme emrinin düzenlendiği tarih olan 18/05/2017 tarihinde şirketin kanuni temsilcisi adına da ödeme emri düzenlenmiş olduğundan, davalı idarece amme alacağının tahsili için öncelikle vergisel ödevlerini yerine getirmeyen şirket kanuni temsilcisinin takibi, alacağın kısmen veya tamamen tahsil edilememesi halinde ortaklık payı dikkate alınarak davacı adına ödeme emri düzenlenmesi gerekirken...