Dava, TTK'nun 638 vd.maddeleri uyarınca şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma, çıkma payı alacağının ve kar payı alacağının tahsili, olmadığı taktirde şirketin fesih ve tasfiyesi istemlerine ilişkindir. Davalı şirketin ikametgahının mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı; ortaklarının %50 hisseye sahip ve aynı zamanda münferiden şirketi temsile yetkili .......... olduğu, %30 hisseye sahip davacı.........ve %20 hisseye sahip dava dışı .......... oldukları; tehdit-mala zarar verme eylemlerinden dolayı davacı ile davalı şirket yöneticisi ve diğer ortağı ve dava dışı kişiler arasında soruşturma bulunduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır....
Esas KARAR NO :2022/529 DAVA:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ:22/10/2021 KARAR TARİHİ:07/07/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ..., 24.06.2008 tarihinde kumaş toptan ticaret ve şehir içi banliyö ve kırsal alanda kara yolu ile personel, öğrenci ve benzeri grup taşımacılığı olarak kurulmuş iki ortaklı bir şirket olduğunu, şirketin kuruluş sermayesi 500.000-TL olup %50 hisse müvekkil ... ve %50 hisse davalı ...'a ait olduğunu, davalı ... aynı zamanda şirket kurulduğu günden bu güne kadar münferit imza ile şirketin tek yetkilisi olduğunu, şirket hisselerini bila bedel ortağına devretmesi yönünde baskı görmesi, şirket hakkında bilgi alma hakkının kısıtlanması, şirket yöneticisi olan diğer ortak davalı ...'...
MAHKEME KARARI Mahkemenin 12.02.2015 tarihli ve 2012/66 E.-, 2015/66 K. sayılı kararıyla; asıl davada davacının adî ortaklığa sermaye olarak koymuş olduğu 468.000 TL’nin 249.650 TL’lik kısmını davalıdan geri aldığı, sermayeden kaynaklanan alacağının (468.000 - 249.6500 =) 218.350 TL olacağı, adi ortaklık faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilen inşaat işinden dolayı her bir ortağın payına düşen net kar miktarının 164.862,92 TL olduğu, dava tarihi itibarıyla davacının davalıdan talep edebileceği miktarının; 218.350 TL sermaye payı, 164.862,92 TL kar payı olmak üzere toplamda 383.212,92 TL olacağı, taraflar arasında imzalanmış olan 17.07.2010 tarihli sözleşmede, adi ortaklığın 396.000 TL tutarında zarar ettiği belirtilmiş ise de adi ortaklığa ait muhasebe kayıtlarının tamamının davalı şirket üzerinden yürütüldüğü ve davalı şirketin ticari defter kayıtlarında 396.000 TL’lik zarar miktarının teyit edilmediği gibi davalı şirketin ticari defterler kayıtlarına (vergi İncelemesi sonrası düzeltilmiş...
a devretttiğinin yazılı olduğunu, noterde düzenlenmediği için geçersiz olup şirket defterlerine geçmediğini, müvekkilinin sermaye koyma borcu dahil her türlü sorumluluğunu yerine getirdiğini, şirket kurulduğundan beri kar payı ödenmediğini, müvekkilinin kardeşleri tarafından şirketin kar etmediği söylenmiş ise de şirket üzerine birçok araç ve ev alındığını, kar payının tahsili için İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesine 2011/499E sayılı dosya ile dava açıldığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava, limited şirket ortaklığından haklı nedenlerle çıkmaya izin ve çıkma payı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır....
Mahkemece iddia, savuma ve tüm kanıtlara göre, davalı şirketin limited şirket olması nedeniyle, ortaklar kurulu karar almadıkça kar payı alınamayacağı, şirket hesaplarının eksi bakiye vermiş olması nedeniyle ortaklık payı ve kar payı talebinin reddi gerektiği, davacının çıkma sebebi olarak ileri sürdüğü toplantıya çağrılmadığı iddiasına karşısında incelenen karar defterine göre iki toplantı yapıldığı ve davacının bu iki toplantıya katıldığının anlaşıldığı, ayrıca şirketin işleri hakkında bilgi verilmediği yönündeki ve taraflar arasında güven kalmadığı ve aralarında anlaşmazlık olduğu iddiasını ise ispatlayamadığı, kar payının verilmemesinin ortaklıktan çıkma için haklı neden olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
işlemler olduğu sonucunu doğurduğu anlaşılmakla borç olarak verdiği paranın tahsili talebi yönünden ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.Davacı vekilinin kar payı alacağı talebine yönelik olarak limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olmasının, kendiliğinden limited şirket ortağına kar payı talep etme yetkisi vermeyeceği, şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde şirket genel kurulunca bir karar alınması gerektiği, TTK'nın 616 (1/e) maddesi uyarınca dava konusu edilen kâr payı ödenmesi talebinin şirket genel kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında olduğu nitekim, davalı şirketin Ana Sözleşmesinin 12. maddesinde de ortaklara kar payı dağıtılabilmesi için, genel kurul kararına ihtiyaç olduğunun hüküm altına alındığı, davalı şirketin genel kurulu tarafından alınmış kar payı dağıtımına yönelik herhangi bir karar bulunmadığı, bu yönde bir karar olmadan mahkemenin şirket genel...
için tedbiren denetici kayım atanmasına, davalı şirket müdürünün TTK'nun 630/2 maddesi gereğince müdürlük görevinden kaynaklı yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, ortaklık tarihinden bu yana ödenmeyen şimdilik 10.000,00TL olmak üzere kar payı ve kar payı avansının hesaplanarak avans faizi ile birlikte şirketten alınarak müvekkile verilmesine, aksi kanaat olursa TTK'nin 636 maddesi uyarınca şirketin tasfiyesi ile gerçek ortaklık payının hesaplanarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
payı şirketçe ödenmiyorsa dava süresince de kar payının ödenmesine hükmedebileceğini, Mahkemenin, kar payının ödenmesine ilişkin kararın genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olması nedeniyle bu yönde bir karar verilemeyeceğine ilişkin gerekçesinin de hatalı olduğunu, zira çokluğun eda hükümlerini davalının irade beyanı yerine geçecek şekilde verileceğini, aynı doğrultuda mahkemenin kar payının dağıtılmasına yönelik vereceği eda niteliğindeki bir tedbir kararının da şirket genel kurulunun kar payı dağıtılması kararı yerine geçeceğini ve müvekkilinin kar payı alacağının muaccel olabileceğini, bu nedenle kar payı dağıtılmasına yönelik bir kararın genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayılmasının, hakimin bu yönde bir karar tesis edemeyeceği anlamına gelmediğini, Somut olayda, aile içerisindeki anlaşmazlıkların, şirketin ortaklık ilişkilerine de sirayet ettiğini, azınlık pay sahibi müvekkilinin hem aile içerisinde hem de şirket içerisinde dışlandığını, bu yönde şirket yönetimini...
payı şirketçe ödenmiyorsa dava süresince de kar payının ödenmesine hükmedebileceğini,Mahkemenin, kar payının ödenmesine ilişkin kararın genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olması nedeniyle bu yönde bir karar verilemeyeceğine ilişkin gerekçesinin de hatalı olduğunu, zira çokluğun eda hükümlerini davalının irade beyanı yerine geçecek şekilde verileceğini, aynı doğrultuda mahkemenin kar payının dağıtılmasına yönelik vereceği eda niteliğindeki bir tedbir kararının da şirket genel kurulunun kar payı dağıtılması kararı yerine geçeceğini ve müvekkilinin kar payı alacağının muaccel olabileceğini, bu nedenle kar payı dağıtılmasına yönelik bir kararın genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayılmasının, hakimin bu yönde bir karar tesis edemeyeceği anlamına gelmediğini, Somut olayda, aile içerisindeki anlaşmazlıkların, şirketin ortaklık ilişkilerine de sirayet ettiğini, azınlık pay sahibi müvekkilinin hem aile içerisinde hem de şirket içerisinde dışlandığını, bu yönde şirket yönetimini...
Somut olayda, 18.05.2016 tarihinde arsa bedelinin 110.550 TL olduğu, alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüş, maliyet bedeline ilişkin tespitte bu nedenle nazara alınarak 93.750 TL maliyetin olduğu anlaşılmış, tutarların birbirinden mahsubu neticesinde kalan tutarın katılım ve kar payı olacağı, davacı tarafça kısmi dava açıldığı ve ıslahın da sözlü yargılama ihtaratı sonrası yapıldığı gözetilerek talebin 5.000,00 TL açısından değerlendirilerek bu tutardaki katılım ve kar payı alacağının davacı karşı davalıya verilmesine dair dosyanın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm husule gelmiştir." gerekçeleriyle 1- Açılan asıl ve karşı davanın KISMEN KABULÜ İLE, 1- Taraflar arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesinin feshine, 2- 5.000,00 TL katılım ve kar payı alacağının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, 3- Davacı karşı davalı tarafın koşulları oluşmayan cezai şart isteminin reddine, 4- Davalı karşı davacı tarafın koşulları...