Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yaptığını iddia ettiğini ve son olarak mahkemenin 2012/52 Esas sayılı dosyası ile dava açarak müvekkili şirket müdürünün görevini suistimal ettiği gerekçesiyle azli ve şirketin kayyıma devrini talep ettiğini, davalı ortağın sürekli olarak şirkete karşı açılan davaların tarafı olduğunu ve bu nedenle ortaklığın sürdürülmesine olanak bırakmadığını, yine bu tutum ve davranışları ile ailenin şehirde bulunan ticari itibarını zedelediği gibi şirket içinde de güven bunalımına neden olduğunu ileri sürerek, davalı ortak ...'...

    Somut uyuşmazlıkta, davanın konusu şirket müdürünün azli olup, şirket müdürünün müdürlük görevinin devam etmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı söylenemez. Ancak, davacının davayı açarken şirket ortağı olmaması nedeniyle aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve yargılama sırasında da şirket ortaklığını iktisap ederek, aktif dava ehliyetine sahip olunduğunun iddia edilmediği anlaşılmakla, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, konusuz kalan davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK'nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca kararın bu yönden resen düzeltilmesi gerekmiştir....

      Şirket ortaklarının genel kurulu doğrudan toplantıya çağırma yetkisi bulunmamakta olup, ortaklar bu haklarını ancak müdür aracılığıyla, müdürün çağrıya rağmen toplantı yapmaması halinde ise mahkemeden bu hususta karar alarak kullanabilirler. TTK’nın 625. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendiyle de, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve yürütülmesinin şirket müdürünün devredilemez yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davalı şirket müdürünün göreve geldiği 2009 yılından işbu davanın açıldığı 2016 yılına kadar yapılması zorunlu olanlar da dahil olmak üzere genel kurul toplantılarını yapmadığı uyuşmazlık konusu değildir. TTK’nın 626. maddesinde, müdürlerin görevleri yerine getirirken gerekli olan tüm özeni göstermekle yükümlü oldukları belirtilmiş olup, aynı Kanun’un 630/3. maddesinde de müdürün özen yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal etmesinin azli için haklı sebep sayılacağı düzenlenmiştir....

        nun davacının da miras yolu ile hissedar olduğu davalı şirketin asıl faaliyetinin bulunduğu akaryakıt istasyonunun kira sözleşmesini ve bayilik sözleşmesini fesih ederek, eşi ve kendisine ait olan diğer bir şirket ile aynı gün yeni bir sözleşme yaptığı ve kira sözleşmesini de yeni şirkete devrettiği, bu devirle davalının şirket faaliyetini tamamen sonlandıracak bir hale sokmuş olduğu, tüm işletmeyi diğer şirkete devrettiği, bu durumun şirket müdürünün hem özen yükümlülüğünün ağır bir şekilde ihlali hem de işlem yapmama ve rekabet etmeme yasaklarını çiğnendiği, bağlılık yükümlülüğünün açıkça ihlal edildiği, TTK 630. maddesi gereğince davacının şirket ortağı olarak bu davaya açmaya hakkı olduğu, şirket müdürünün azli için hakli sebeplerin oluştuğu gerekçesiyle ...'...

          Davacı pay sahibinin ihtarına rağmen, davalı şirketin genel kurulunun toplanamadığı anlaşıldığından; şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında davacıya ve bu konuda özel yetkili şirket vekillerine bilgi verilmesi/açık edilmesi (TTK m.614), şirketin tüm mali kayıtları incelenerek rapor hazırlanması,2017, 2018, 2019, 2020, 2021 yıllarına ilişkin finansal tabloların incelenmesi ve genel kurul onayına sunulması (TTK m.616/1-d), Kar paylarının ve yapılacaksa ortaklara düşen kar payı ödemelerinin belirlenmesi (TTK m.616/1-e), müdürün ibrası (TTK m.616/1-f), mevcut şirket müdürünün azli ve şirkete yeni müdür seçilmesi (TTK m.616/1-b - 629) hususunda ... Hayvancılık Tarım Gıda İth.İhr.Tic. Ve San.Ltd.Şti.'ne SMMM ...'nin kayyım olarak atanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            nın ağır kusuru sebebiyle TTK madde 630 uyarınca şirket müdürünün yönetim hakkı ve temsil yetkisinin mahkeme kararıyla kaldırıldırılarak azli ve şirket adına temsil yetkisi olan Ankara 63. noterliğinden 07.08.2020 tarihli 23548 yevmiye numaralı vekalete sahip olan ...'ün azli talebiyle iş bu davayı açtıklarını beyanla davalı ...'ün yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılarak asline, şirket adına vekaleten temsil yetkisi olan ...'ün azline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, açılan davanın reddini savunmuştur. Dosyada layihalar süreci tamamlandıktan sonra belirlenen duruşma gününde davacı vekili davadan feragat ettiğini beyan etmiş, davalılar vekili de davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. HMK'nın 307. Maddesinde feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tarif edilmiş, 310. Maddede ise feragatın hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311....

              Şirket ortaklarının genel kurulu doğrudan toplantıya çağırma yetkisi bulunmamakta olup, ortaklar bu haklarını ancak müdür aracılığıyla, müdürün çağrıya rağmen toplantı yapmaması halinde ise mahkemeden bu hususta karar alarak kullanabilirler. TTK’nın 625. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendiyle de, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve yürütülmesinin şirket müdürünün devredilemez yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davalı şirket müdürünün göreve geldiği 2013 yılından işbu davanın açıldığı 2017 yılına kadar yapılması zorunlu olanlar da dahil olmak üzere genel kurul toplantılarını yapıp yapmadığının da araştırılması gerekmektedir. TTK’nın 626. maddesinde, müdürlerin görevleri yerine getirirken gerekli olan tüm özeni göstermekle yükümlü oldukları belirtilmiş olup, aynı Kanun’un 630/3. maddesinde de müdürün özen yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal etmesinin azli için haklı sebep sayılacağı düzenlenmiştir....

              Şirketine karşı şirkete ait ipoteklerin nakde çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, bu durumda, davalının azli için haklı neden oluştuğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep, ... şirket müdürünün azli istemiyle açılan dava kapsamında davalı şirket müdürünün şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması için ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. HMK'nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir....

                zikrettiği 'salt şirket hissedarı olmayan ...'...

                  yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasını gerektirir nitelikte kötüyönetim olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği kanaatine varılmakla; davalı Şirket müdürü yönünden haklılığı sabit davanın kabulü ile davalı Şirket müdürünün yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, diğer davalı Şirket yönünden ise; davanın azli talep edilen Şirket müdürüne yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup davalı Şirketin taraf ehliyeti bulunmadığından, aleyhine açılan davanın HMK 114/1-d ve 115/2.m. gereğince taraf ehliyeti yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm kurmak gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu