ın olacak şekilde kurulduğunu, şirket müdürlüğünü davalı ...’ın yürüttüğünü, ...’ün vefat etmesi nedeniyle hisselerinin dava dışı eşi ..., babası... ve annesi ...’e mirasen intikal ettiğini, muris ...’ün anne ve babasının hisselerini davacı ...’e devrettiğini, bundan sonra hisse dağılımının dava dışı ...'ün %20 hisse, davacı ... %20 hisse, ...%30 hisse ve davalı ...’ın %30 hisse şeklinde olduğunu, ...’in 20/07/2015 tarihinde vefat etmesi nedeniyle hisselerinin davalı eşi ... ve oğlu ...'e intikal ettiğini, davalı şirketin 03/08/2015 tarihli kararı ile veraseten hisse devrini karara bağladığını ve buna göre ... %20 hisse, ... %20 hisse, ... %7,5 hisse, ... %22,5 hisse ve ...’ın %30 hisse şeklinde olduğunu, 26/08/2016 tarihli şirket genel kurulunda davalı ... ve ...’in hisselerini davalı ...'a devrettiğinin fark edildiğini, 26/08/2015 tarih ve 8892 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan karara göre ... 35....
Davacı davalı şirkette olan 5 adet hisse payını davalı şirkete ... 35 Noterliğinin 22510 yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi ile ...' e devrettiğini, ...'in hisseleri devri aldığı tarihte şirketin müdürü ve aldığı hisseler ile şirketin bütün hisselerinin sahibi olduğunu, ...'in sermaye payının geçici için ticaret sicil müdürlüğüne başvuruda bulunmadığını, taraflarınca ... Ticaret sicil müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu, ancak ticaret sicil müdürlüğünün yazısına karşı da kayıtsız kalındığını, şirket ile bağı kalmadığından hisse devrinin 12/07/2017 tarihinde yapıldığının tespit ve tescilini istemektedir. Limited şirketlerde hisse devrinin 6102 sayılı yasanın 595 vd maddelerinde düzenlendiği, 6102 sayılı yasa 595 maddesine göre 'Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır....
Davacı davalı şirkette olan 5 adet hisse payını davalı şirkete ... 35 Noterliğinin 22510 yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi ile ...' e devrettiğini, ...'in hisseleri devri aldığı tarihte şirketin müdürü ve aldığı hisseler ile şirketin bütün hisselerinin sahibi olduğunu, ...'in sermaye payının geçici için ticaret sicil müdürlüğüne başvuruda bulunmadığını, taraflarınca ... Ticaret sicil müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu, ancak ticaret sicil müdürlüğünün yazısına karşı da kayıtsız kalındığını, şirket ile bağı kalmadığından hisse devrinin 12/07/2017 tarihinde yapıldığının tespit ve tescilini istemektedir. Limited şirketlerde hisse devrinin 6102 sayılı yasanın 595 vd maddelerinde düzenlendiği, 6102 sayılı yasa 595 maddesine göre 'Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır....
Mahkememizce -----yapılan tetkikte aynı tarihlerde davalı şirket hakkında başkaca ------ kararının iptaline ilişkin davaların bulunduğunun belirlenmesi üzerine, ---- sayılı dosyası celp edilerek tetkik edilmiş, yapılan incelemede davacıları ---- davalılarının ise ------olduğu, davanın şirket ortakları davacıların hissedarı olduğu -------- kanunda yer alan hükümlere uyulmaksızın noterde düzenlenmiş gibi gösterilerek -------- sunulan hisse devir sözleşmesi -------- ve sahte hisse devir sözleşmesi neticesinde yapılan davacıların hisse devrinin ve bu hisse devir işleminin -------yapılan tescil işleminin iptaline ve sahte imzalarla alınan -------- ve pay devir sözleşmesinin butlanına ve hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesi talepli ikame edildiği, dava dilekçesinde ayrıca ----------- ismli şahıs tarafından ---- tarihli sahte karar defteri ile sahte ------ kararı notere onaylatılmış olduğu, ------- isimli kişi tarafından sahte karar defteri ile sahte ------- yapılmış olduğu, bu ----...
Dava, anonim şirket hisse devir bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dışı ... Sanayi ve Ticaret AŞ'nin kuruluş sözleşmesinin 6.maddesinde şirket hisse senetlerinin nama yazılı olduğu belirtilmiştir. TTK'nun 490.maddesinde kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe nama yazılı payların herhangi bir sınırlandırmaya bağlı kalmaksızın devredilebileceği, hukuki işlemle devrin, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabileceği düzenleme altına alınmıştır. Davacının dava dışı şirketteki % 16,5 hissesini davalıya 30/03/2018 tarihli hisse devri kararı ile devrettiği ve devrin pay defterine işlendiği, taraflar arasında hisse devrinin yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık hisse devrinin ivazlı mı ivazsız mı yapıldığı noktasında toplanmaktadır....
Asliye Ticaret Mahkemesinde verilen ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar verme selahiyetinin olmadığını, ihtiyati tedbire Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi hakiminin ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar vermesinin gerektiği, TTK 595/1 maddesinde; şirket hisse devrinin ve hisse devri borcu doğuran işlemlerin noterlikçe düzenlenmesi ve tarafların imzalarının da noterlikçe alınması düzenlemiş olmasına rağmen; davacının noterlikçe düzenlenmiş ve tarafların imzalarının noterlikçe alınmış şirket hisse pay satışı sözleşmesi sunamamış olmasının TTK 595/1 maddesine aykırı olması, Kanunda sadece hisse devri için şekil öngörülmemiş, hisse devri öngören bütün işlemler için noterlikçe düzenlenme ve imza alma şeklinin öngörülmüş olması, buna ilişkin 6 tane Yargıtay kararının dilekçe içinde özetlendiği ve dilekçe ekinde de 8 tane emsal karar olduğu, TTK 595/2 maddesi gereğince; esas sermaye payının devri için genel kurul kararı ile onaylanması gerekmesi ancak davacının şirket hisse pay satışına onay...
Davalı şirket vekili, dava konusu pay devrine ilişkin müvekkili şirkete bilgi verilmediğini, pay devrinin 01.07.2016 tarihli noter ihtarı ile öğrenildiğini, hisse devrinin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesinin yönetim kurulunun olumlu kararı ve pay defterine kayıt ile mümkün olduğunu, şirket ana sözleşmesinin pay devrini düzenleyen hükümlerine göre yönetim kurulunun pay devrini sebep belirtmeksizin reddedebileceğini, şirket tarafından pay devrine yönelik verilmiş bir izin ve/veya onay bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili; pay devrinin TTK hükümlerine uygun gerçekleşmediğinden geçersiz olduğunu, bu durumdan müvekkilin şahsi ve hukuki bir sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalının yaptığı tasarrufların iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla BK.nın 19. maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK'da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulanması kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında takip başlatıldığını,borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı davalı kardeşi ...'a devrettiğini, yine ortağı olduğu .... deki %50 hissesini de halasının oğlu ...'a devrettiğinden bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, şirket hisse devrinin ivazsız olmadığını ve borçlu ile müvekkili arasında yakın akrabalık bağı olmadığından haksız açılan davanın reddine savunmuştur....
Limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicilinde Tescil ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen hisse devrinin, kamu alacağının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla yapıldığı ileri sürülmekte ise de, hisse devri sözleşmesinin, 6183 sayılı Yasanın 30'uncu ve 24'üncü maddeleri uyarınca genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadığından, hisselerini bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolunda verilen karara yönelik temyiz isteminin reddine 15.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....