Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/318 esas sayılı dosyasında hisse devrinden kaynaklanan borcun tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali isteminin "hisse devrinin ispatlanamadığı" gerekçesiyle reddedildiği, kararın kesinleştiği, eldeki davada ise kesinleşen davaya konu hisse devrinin yapıldığının tespitinin talep edildiği, her iki dosyadaki taleplerin birlikte incelenmesinde derdestliğin söz konusu olduğu gerekçesiyle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, her ne kadar İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/318-2011/748 E.K sayılı dosyası işbu dosya için kesin hüküm teşkil etmemekte ise de davacının, davalı V.. D..'...
Davalı vekili; protokoldeki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca protokolde davacının adı, imzası ve davacıya dair hiçbir ibare yer almadığını, 28.04.2007 tarihli sözleşme ile davacının hisselerinin devrini taahhüt ettiğini, hisse bedellerinin davacıya ödendiğini, davacının hisse devrini dilekçe ile şirkete bildirmesi ile de hisse devrinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; anonim şirketin pay senedine bağlı olmayan hisselerinin devrinin, alacağın temliki hükümlerine göre yapılabileceği, bedeli ödenmediği taktirde hisseleri geri isteme hakkı açıkça saklı tutulmadığı sürece hisselerin geri alınmasının mümkün olmadığı, bu nedenle, hisseleri geri alma hakkını saklı tutmayan davacının hisse senetlerinin devrinin iptalini talep edemeyeceği, her nekadar protokolde davacı ...'...
AŞ'deki tüm hissesini hisse devir sözleşmesi ile 13/02/2001 tarihinde dava dışı Kadri Yılmaz'a devrettiğini, şirket hisse devrinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle ilgili kurumlara bildirilmediğinden sorumluluğunun vergi dairelerine karşı devam ettiğini, şirket hisse devrinin yapıldığı tarihten sonra davalının da aralarında bulunduğu şirket ortaklarınını şirketin Konya Vergi Dairesine olan borçlarını ödemediklerini, Konya Vergi Dairesince 144.000,00 TL'nin müvekkilinin de aralarında bulunduğu şirket ortaklarından tahsili yoluna gidildiğini, müvekkilinin şirket borçlarını bankadan kredi çekerek 30/11/2016 tarihinde vergi dairesine ödediğini, davacının borçları ödemek için kullandığı kredinin faizleri ile toplam 35.000,00 TL'nin tahsili amacıyla şirket ortakları aleyhine Konya 6....
a devrettiğini, şirket hisse devrinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle ilgili kurumlara bildirilmediğinden sorumluluğunun vergi dairelerine karşı devam ettiğini, şirket hisse devrinin yapıldığı tarihten sonra davalının da aralarında bulunduğu şirket ortaklarınını şirketin Konya Vergi Dairesine olan borçlarını ödemediklerini, Konya Vergi Dairesince 144.000,00 TL'nin müvekkilinin de aralarında bulunduğu şirket ortaklarından tahsili yoluna gidildiğini, müvekkilinin şirket borçlarını bankadan kredi çekerek 30/11/2016 tarihinde vergi dairesine ödediğini, davacının borçları ödemek için kullandığı kredinin faizleri ile toplam 35.000,00 TL'nin tahsili amacıyla şirket ortakları aleyhine Konya .. İcra Dairesi'nin .... Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, şirket ortaklarından davalı borçlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 12.04.2012 gün ve 2011/4729 Esas, 2012/2857 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi birleşen davada davalı ... vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde, davalı şirket ortağı olan davacı ile davalılardan ... diğer şirket ortakları arasında yapılan 26.02.1999 tarihli protokolün birinci maddesi uyarınca davalı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.'...
nin 2500 hissesini kurucu ortak Fatma İlhan'dan 25.6.1992 tarihli noter sözleşmesi ile devralarak ortak olmuş ve ortaklar kurulunun 25.6.1992 tarihli kararı ile 3yıl süreyle şirketi temsil ve ilzamda yetkili müdür olarak seçilmiş ve bu karar Ticaret Sicil Gazetesinin 1 Temmuz 1992 tarih ve 3060 sayılı nüshasında yayınlanarak ilan edilmiştir.Daha sonra davacının hissesinin tamamını Bakırköy 1.Noterliğinin 3.2.1995 tarih ve 08884 sayı ile tasdik edilen hisse devir ve temlik sözleşmesi ile devrettiği, 28.4.1994 tarihli şirket ortaklar kurulu kararı ile davacının hisse devrinin kabulüne ve devir hususunun şirket pay defterine işlenmesine ve davacı hisse devri ile ortaklıktan çıkmış olduğundan müdürlük görevinin sona erdiğine, şirketi ortaklarından Faruk Uslu'nun ilk genel Kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere şirket müdürlüğüne seçilmesine karar verildiği, ancak davacının hisse devrinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde tescil ve ilan edildiğine ilişkin belgeye rastlanmadığı görülmüştür...
Bu kaydın yapılması devir sözleşmesinin taraflarının iradelerine bağlı olmadığı gibi, devreden ve devralanın bu konuda bir taleplerinin bulunması dahi gerekmemektedir. Hisse devrinin, şirket pay defterine kaydedilmemesinden bu işle görevli şirket müdürü ile birlikte şirkete sorumludur. Davacının, şirket aleyhine açtığı davanın, çoğu isteyenin azıda istemiş sayılacağı ilkesinden hareketle davacının devrettiği payların, pay defterine kayıt ve tescili istemini de içerdiğinin kabulü zorunludur. Diğer taraftan pay devrinin, şirket pay defterine kaydedilmemesinde davacıya bir kusur izafesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım....
Şti'nin %5 hisse ile kurucu ortağı olduğu, 06.07.2006 tarihli noter sözleşmesi ile mevcut hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, hisse devir hususunun aynı tarihte ortaklar kurul kararıyla da sabit olduğu; ancak davacının hisse devrinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde tescil ve ilan edildiğine ilişkin belgeye rastlanmadığı görülmüştür. Limited şirketlerde, 6183 sayılı Yasanın 35.maddesine göre,(Değişik madde: 22/07/1998 - 4369/21 md.)Limited şirket ortakları (Değişik ibare: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04/06/2008 - 5766 S.K./3.mad) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur....
Şirket ortaklarınca hisse senetlerine talep olmaması halinde yönetim kurulu kararı ile üçüncü şahıslara devir yapılabilir. Ancak yönetim kurulu kararı ve onayı olmadan nama yazılı hisse senetleri şirket ortakları dışında üçüncü şahıslara devir edilemez. TTK.'nun 404. madde hükmü saklıdır'' maddesine aykırı olduğunu, ... tarafından diğer ortaklara teklif yapılmadan üçüncü kişi konumundaki ... ile ... 'ya devir yapıldığı ve bu devirlerin geçersiz olduğunu, bu devirlerin davacıların hisse oranlarını küçültmek ve oy haklarını kısıtlamak amacıyla yapıldığını, ileri sürerek pay devrinin iptali ile pay defterindeki kaydın terkinine karar verilmesini talep ve dava etmişler, davacılardan ... davasından feragat etmiştir. Asıl ve birleşen davada davalılar vekili, devirden şirket ortaklarının haberi olduğunu, daha sonra ana sözleşme hükmünün değiştirildiğini, devredilen hisselerin toplam 2 pay olduğunu, karar oylamalarında sonuca etkili bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir....
Dosya kapsamına celp edilen dava dışı şirketin evraklardan pay devrinin vekaletname ile yapıldığı iddiası sübut bulmamış olup, davacı pay devrinin geçersizliği nedeniyle devrin iptalini de talep etmemiş, devri kabullenmiş ve alacak talebinde bulunmaktadır. Dosyada mevcut Pay Devir ve Temlikinin Şirkete Bildirimi'ne ilişkin senette de devir bedelinin davacı tarafından alındığı belirtilmiştir, dava dilekçesinde bu senetteki imzanın davacıya ait olmadığı ve imzanın sahte olarak atıldığına dair herhangi bir iddia da bulunmamaktadır, kaldı ki dava dilekçesinde dayanılan ceza soruşturması da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanmıştır, hisse devrini kabul eden davacı yönünden ayı anda ifa kuralı da nazara alınarak ve bu belgenin aksine olarak devir bedelinin ödenmediği iddiası yasal deliller ile ispatlayamadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....