Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz ile şikayete ilişkindir. 3. Değerlendirme Borçlunun İcra Mahkemesine başvurusunda ileri sürdüğü yetkiye ve borca itiraz ile şikayet iddialarının yasal 5 günlük süreye tabi olduğunun ve kesinleşen ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Öte yandan; açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12- 177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin icra takip dosyasının kapatılması nedeniyle davanın konusuz kaldığına yönelik kararı yerinde değildir....
Somut olayda; borçlu Düzce İcra Dairesi'nin yetkisine ve borca kısmi itirazda bulunmuş ise de; itirazında yetkili icra dairesini bildirmediğinden yetki itirazının dikkate alınmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Öte yandan HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde, mahkemece alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin açıklanan nedenle reddi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
HD’nin 2020/8537 ve 2020/11180 Karar sayılı kararı). Somut olayda duruşma gün ve saatinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun istinaf dilekçesinden duruşma gün ve saatinden haberdar olduğunun anlaşıldığı; her ne kadar borçlu dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin tutanağın kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, HMK 150 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığına ilişkin duruşma zaptının tebliğinin gerekmediği, alacaklının davayı takip etmeyeceğini bildirdiği, dosyanın 10/01/2022 tarihinde usule uygun olarak işlemden kaldırıldığı, üç aylık süresi içinde dosyanın yenilenmediği anlaşılmaktadır. O halde yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca ilk derece mahkemesince borca itiraz yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, davacı borca itirazları ile birlikte yetkiye de itiraz etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı gerçek kişinin borçtan şahsen sorumlu olmadığı hususunun yeterince araştırılmadığını, taşkın haciz ve meskeniyet iddialarının mahkemece değerlendirilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraz, İİK'nın 58 ve 61. maddelerine dayalı dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayeti, İİK'nın 85. maddesine dayalı taşkın haciz şikayeti ile İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
Noterliğinin 03093 no’lu 02.02.2016 tarihli yazısıyla gönderildiği, ihtarnamenin ekinde hesap özetinin yer aldığı görüldüğü, takibin niteliği ipoteğin paraya çevrilmesi olduğu ve her durumda alacağın tahsili ipotek bedellerini aşmayacağı,davacı kat ihtarına süresinde itiraz etmiş olduğundan ve dilekçesinde de borca itiraz ettiğinden itirazlarına yönelik olarak 30.12.2019 tarihli kök rapor ve tarafların itirazları doğrultusunda 26.03.2020 ve 12.10.2020 tarihli ek rapor düzenlettirilmiş olup 12.10.2020 tarihli rapor denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu kanaatine varıldığından davacının şikayeti bu bakımdan kabul edilmiş, dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen şikayetin kısmen kabul kısmen reddine dair kararın doğru istinaf nedenlerinin ise yerinde olmadığı ilamlı takip yapılmasında ve icra emri düzenlenmesinde bir hata olmadığı gibi üst limit ipoteği de olmadığı ve aşılmadığı, kat ihtarına itiraz etmekle ıttıla ettikleri, dava dilekçesindeki bütün şikayet sebeplerinin...
İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak 6102 sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabilir. Senedin tanzim yeri Ankara olduğundan takipte Ankara İcra Daireleri yetkilidir. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Borçlu borca kısmi itirazını ispatlayamamıştır....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece; HMK'nın 297. maddesi uyarınca öncelikle davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti bakımından değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü halinde ise kambiyo takibine yönelik borca, faize ve fer'ilerine itirazın da yasal 5 günlük süresinde olduğunun anlaşılması durumunda bu itirazların esasının incelenmesi gerekirken, davacının usulsüz tebliğ şikayeti bakımından hiçbir değerlendirme yapılmadan, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden doğduran borca itiraz bakımından karar verilmesi yerinde olmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yetkiye ve borca itirazını icra dairesine sunması gerektiğini, bu nedenle yetkiye itiraz davasının reddi gerektiğini, ayrıca ileri sürülen hususların 7 günlük süre içinde sunulmadığını, davacı borçlunun ıttıla tarihi hakkında birbiriyle çelişen beyanlarda bulunduğunu, mahkememiz dosyasında tebliğ tarihinin 24/09/2021 tarihi olarak baz alınmasını talep etmiş ise de, icra müdürlüğüne borca itiraz dilekçesini 23/09/2021 tarihinde sunduğunu, davacının borca itiraz dilekçesinde kabul ettiği adresin mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde reddettiğini, davacının bizzat kendi sunduğu yerleşim yeri belgesinde yer alan yerleşim yeri adresinin tebligat adresi olmadığını iddia ettiğini, davacının itirazlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir....
Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte vekaleten görülen işlerden doğan komisyon ve iş takibi ücretlerini talep ettiği fakat takip talebine herhangi bir belge eklemediği, borçlunun ise, süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Alacaklı takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamaz. Borç ve akdi ilişki de borçlu tarafında kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak sözkonusu değildir. O halde; mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gerecince takibin, borçlunun yerleşim yeri olan ...' da yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....