Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *müşterek çocuklar için takdir edilen nafakanın dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar olan bölümünün tedbir, boşanmanın kesinleşmesinden sonraki bölümünün ise iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.12.2006...
Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına *ve özellikle davacı kadın için takdir edilen nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar olan bölümünün tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonraki bölümüm ise yoksulluk nafakası olduğunun anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.06.2007...
Davacı gerek dava dilekçesinde gerekse 02.02.2012 tarihli duruşmadaki açık beyanında; çekişmeli taşınmazları kadastronun kesinleşmesinden sonra 1978 yılında satın aldığını ve zilyet olduğunu açıklayarak tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesi içeriğine, yargılama sürecindeki beyanlara ve mahkemenin kabulüne göre; dava, kadastrodan sonraki zilyetlik hukuki nedenine ilişkin olup Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 30.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK.nun 33/2. maddesi gereğince, "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zaman aşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Borçlunun İtfa itirazı icra emrinin tebliğinden sonraki döneme ilişkin ise, itfa itirazının mutlaka noterlikçe re'sen düzenlenmiş veya onaylanmış bir belge ya da icra tutanağı ile ispatlanması gerekir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki dönem için bononun zamanaşımına uğradığı itirazı nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu vekili itiraz dilekçesinde; ... 2....
nun 71. maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.” Somut olayda; ibraz edilen belge ve altındaki imzanın kendisine ait olduğu, alacaklı tarafından 29.03.2012 günlü celsede kabul edilmediğinden artık İİK.nun 71. maddesi kapsamında imzası ikrar edilmiş bir belgeden bahsedilemez. Bu durumda imza incelemesi de yapılamayacağından talebin reddi gerekir iken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bingöl İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/03/2015 NUMARASI : 2014/110-2015/13 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibe konu borcun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına uğraması nedeniyle İİK'nun 71. maddesine dayalı zamanaşımı itirazıdır. Takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazının takibin türüne göre ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir....
Takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetinin kabulü halinde İİK'nun 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptaline" hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
nun 71. maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.”Somut olayda; ibraz edilen belge ve altındaki imzanın kendisine ait olduğu, alacaklı tarafından 29.03.2012 günlü celsede kabul edilmediğinden artık İİK.nun 71. maddesi kapsamında imzası ikrar edilmiş bir belgeden bahsedilemez. Bu durumda imza incelemesi de yapılamayacağından talebin reddi gerekir iken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlamlı alacağın niteliği kamulaştırma bedelinin arttırılması sonunda hükmedilen miktarı içerdiğinden, kararın kesinleşmesinden önceki dönem için faiz hesabı yukarıdaki ilkelere göre yapılarak, kararın kesinleşmesinden sonraki dönem için ise faiz, Anayasanın 46/son maddesine göre belirlenecektir. Bu durumda bilirkişinin 01.01.2004 - 01.07.2004 tarihleri arasındaki dönem için faiz hesaplamasını Bütçe Kanununda yer alan aylık %1,25 oranı yerine, reeskont oranına göre hesaplama yapan rapora itibar edilerek sonuca gidilmesi yasaya aykırı ve yine eklentiler yönünden de 01.01.2004 - 01.05.2005 tarihleri arasında Bütçe Kanunlarında öngörülen faiz oranının uygulanmaması isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ...