Mahkemece, takas talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacı, ödemenin aylığından yapılan kesintiler ile ödendiğini iddia etmiş ise de, bordrolara göre davacıya aylık ücretleri tam ödenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ödemenin, aylıktan kesilme ile mi yoksa işverence davacı adına mı ödendiğinin anlaşılamadığı belirtilmişse de, ödeme makbuzları dosyaya işveren tarafından sunulmuştur. İşverenin ödeme iddiasının aksi eşdeğer belgelerle ispatlanamamıştır. Bu durumda, borcun işverence ödendiğinin kabulü gerekirken, işverenin takas mahsup talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yargıtay içtihatları dikkate alındığında mahsup işlemi yapıldığının tespiti halinde haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nefasetin sağlanması gerektiği dikkate alınarak, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin ne kadarının diğer hükümlülüğünden mahsup edildiği araştırılarak, tamamının mahsup edildiğinin belirlenmesi halinde makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmolunması, bir kısmının mahsup edildiğinin belirlenmesi halinde ise mahsup edilmeyen kısma ilişkin olarak maddi ve manevi zarar dikkate alınıp, mahsup edilen kısım için de makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş olduğundan, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50,00 TL maddi, 100,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 03.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. B....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında kömür taşıma sözleşmeleri yapıldığı, .../07/2006 tarihli sözleşmenin uygulamaya koyulmadığı, 500.000,00 TL bedelli senedin .../09/2008 tarihli sözleşme kapsamında davalının nakit avans ödemesi karşılığında düzenlendiği, davacının alacaklı olduğu 336.101,00 TL'nin davalının kabulünde olduğu ve mahsubu halinde davacının talep edebileceği bir alacağın bulunmadığı, karşı davanın ise süresinde açılmadığı gerekçesiyle; asıl davanın mahsup talebi dikkate alınarak reddine, süresinde açılmayan karşı davanın da reddine karar verilmiştir....
Sayılı dosyasında; Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 4.725,00 TL harçtan mahsup edilerek 4.665,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine, B)Mahkememiz dosyası ile birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/...-2014/... Sayılı dosyasında; Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 3.159,00 TL harçtan mahsup edilerek 3.099,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine, C)Mahkememizin 2020/... Esas sayılı dosyasında (Eski ... ATM’nin 2007/... Esas); Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 4.725,00 TL harçtan mahsup edilerek 4.665,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine, 3-A)Mahkememiz dosyası ile birleşen ....Asliye Ticaret Mahkemesinin ( ... Asliye Ticaret Mahkemesi) 2007/...-2008/......
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının icra inkar tazminatı talebi ise reddedilmiştir. İ.İ.K.'nun 67/2.maddesine göre, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Mahkeme kararının gerekçesinde, alacak likit olup haksız olarak borca itiraz edildiği ve takibin durduğu dikkate alınarak asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği belirtilmişse de hüküm fıkrasında bu talep reddedilmiştir....
Mahkeme de asıl alacak yanında karşı davadaki alacağın da mevcut olduğu ve bunun daha fazla olduğu sonucuna varırsa asıl davanın takas ve mahsup sonucu reddi ile karşı davanın fazla alacak miktarı yönünden kabulüne karar vermelidir. Ayrıca vekâlet ücreti ve ilâm harcının hesabında takas ve mahsup sonucu bulunan miktar esas alınmalıdır. Somut olayda mahkemece karşı dava yoluyla ileri sürülen takas ve mahsup talebi dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Bu nedenle Dairemizin 31.05.2007 gün ve 2006/893 Esas-2007/3687 Karar sayılı bozma ilâmının kaldırılması gerekmiştir. Ancak vekâlet ücreti ile karar ve ilam harcı hesabının takas ve mahsup sonucu bulunan miktara göre yapılması gerekirken, her iki talep yönünden ayrı ayrı yapılmış olması doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. Ancak mahkemece yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Daremiz’in 2015/2459 E., 2015/8405 K. sayılı ilamı ile davalıya mahsup itirazına konu ettiği alacak miktarını açıklamak ve bu hususa ilişkin delil ve belgelerini sunmak üzere süre verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, davalıya mahsup talebini açıklayarak delillerini sunması istenildiği, takasa konu olacak biçimde davacının üçüncü kişilere karşı ödemek zorunda kaldığı borçlardan kaynaklanan alacaklarını ileri sürerek takasa konu olacak deliller sunduğu, mahsuba ilişkin delil sunulmadığı, davacı tarafın takas define karşı savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini beyan ettiği gerekçesi ile mahsup talebi kabul görmemiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir....
-liraya mahsubunun ve artan kısmın iadesi isteminin reddedilmesine ilişkin işlemin iptali amacıyla açılan davayı; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici vergi başlıklı mükerrer 120.maddesinde, bir önceki takvim yılında tahakkuk eden geçici verginin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edileceğinin, mahsup edilemeyen tutarın içinde bulunulan yılı ilişkin olarak ödenecek geçici vergiye, artan kısmın diğer vergi borçlarını mahsup edileceğinin, bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarının mükellefin o yıl sonuna kadar yazılı olarak talep etmesi halinde kendisine red ve iade edilmesi gerektiğinin hükme bağlanrdığı, 22 Temmuz 1992 gün ve 21292 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 169 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ise, "Beyanname üzerinden mahsup edilemeyen geçici vergi tutarının nakden iade edilebilmesi için, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine göre vergi daire lerine yazılı olarak başvuruda bulunulması gerekmektedir....
Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/109 esas, 2015/386 karar sayılı dava dosyasında gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin mahsup edilmesi talebinin reddine dair Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/01/2020 tarihli ve 2018/805 esas, 2019/487 karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Kütahya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve 2020/123 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; 5237 sayılı Kanun'un “Mahsup” başlıklı 63. maddesinde yer alan “Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır” şeklindeki emredici düzenleme dikkate alındığında; Dosya kapsamına göre, her ne kadar Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından mahsup talebi mükerrer olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de, sanığın ... 1....
HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI davacının konut maliyetinin üstünde borçlandığı ve mahsup yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı belgenin dosya içerisinde yer almadığı, dolayısıyla ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlanamadığı anlaşılmakla, bu durumda davacı tarafından yatırılan peşinatın borçtan mahsup edilmediği kabul edilerek, davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne, 2.000,00 TL alacağın 19/01/2011 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili karar verilmiş ise de; davacı vekili dava dilekçesi ekinde davacıya ait banka hesap cüzdanını dosyaya sunmuştur. Bakanlık 08.03.1999 tarihli yazısında soydaşlara yapılacak geri ödemelerin mutlaka banka cüzdanlarına işlenmesini bildirmiştir....