tarih ve ... sayılı yazı ile davacıya taleplerine ilişkin bilgilendirme yapıldığı ileri sürülmekte ise de söz konusu yazının davacının ... sayılı SSK mahsup dilekçesine ilişkin bilgilendirme yazısı olduğu, dava konusu ödeme emri içeriği alacakları kapsamadığı, vergi borçlarının ödenmesi yöntemlerinden biri de mahsuben ödeme olup, mükellefler vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerinin vergi idaresi nezdindeki diğer borçlarına veya sosyal güvenlik primi borçlarına mahsubunun talep edebileceği, vergi dairesi iade alacakları bulunan mükelleflerin mahsup işlemlerini tamamlamadan mahsuba konu borçların ödenmediğinden bahisle ödeme emri tanzim edemeyeceği, bu doğrultuda vergi idaresi tarafından gerekli mahsup işlemleri yapıldıktan sonra iade alacağından karşılanmayan bir borç var ise, mükellefe gerekli bilgilendirme yapıldıktan sonra ödeme yapılmayan bu kısımlar için ödeme emri tanzim edebilecek olup, bu durumda, davacının davalı idareye yapmış olduğu mahsup talebi değerlendirilmek ve...
tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, mahsup edilen sürenin hükmolunacak tazminat miktarının tayininde dikkate alınması gerektiği nazara alındığında, davacının tutukluluk süresinin mahsup edilip edilmediğine ilişkin olarak herhangi bir tespit yapılmadığı, tazminat talebinin dayanağı olan ceza yargılamasını yürüten Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinin bu konuda cevabi bir müzekkeresine de dosya içerisinde rastlanılamadığı dikkate alınarak, davacının tutuklu kaldığı sürenin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, 3-Dosyada sureti bulunan ve davacı vekili ile davalı vekiline gönderilen duruşma gün ve saatini bildirir çağrı kağıdında duruşma gün ve saatinin 13/04/2016 günü saat; 10:25 olarak belirtildiği halde, duruşmanın...
Takas mahsup talebi geriye yönelik sonuç doğurmaktadır. Yani takas ve mahsup işleminin ilk yapılabileceği an baz alınarak işlem gerçekleştirilir. Takibe konan ilamda hüküm tarihi 11.01.2019 olup takas hakkı bu tarih itibari ile sonuç doğuracağından mahkemece gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak takas mahsup işleminin gerçekleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK nın 353/1- a-6. Maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstinaf talebinin HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince kabulü ile Bakırköy 14....
Buna göre şikayetçinin takas mahsup talebinde bulunduğu borcun muaccel olduğu tarih ile alacağın muaccel olduğu tarih dikkate alınarak, takas koşullarının oluştuğu gün itibari ile her iki alacağın miktarının tespiti ve miktar itibari ile düşük olan alacağın büyük olan alacaktan mahsubu ile borçlardan küçük olanının sonlandırılıp, büyük olanının ise karşı tarafın alacağı nispetinde indirilmesi ile işlem yapılması gerekmektedir. Şikayetçi mahkemeden, takas mahsup talebinde bulunmasına ve bakiye borcun bulunmadığı iddiası ile muhtıranın iptalini talep etmesine rağmen, Mahkemece davacının takas ve mahsup talebi de değerlendirilerek alınacak bilirkişi raporu ile davacının talepleri hakkında yeni bir uyuşmazlığa sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, yalnızca muhtarının iptali ile icra müdürlüğünün takas-mahsup talebinin reddine ilişkin kararının iptaline karar vermekle yetinilmesi isabetsizdir....
Noterliğinde 11.12.2017 tarihli ve ... yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme hükümleri kapsamında, ödeme planına uygun bir şekilde gerekli ödemeleri davalıya yaptığını, ancak davalının müvekkili şirkete taşınmazların devrini gerçekleştirilmediğini bunun üzerine müvekkil tarafından davalıya keşide edilen 04.02.2019 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı olarak tek taraflı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin sözleşmenin 14. maddesinde ön görülen alıcının satış vaadi sözleşmesinden dönme hakkı kapsamında sözleşmeden döndüğünü, anılan maddede belirtilen tutarların ödenen bedelden mahsup ederek kalan bedelin iadesini talep ettiğini, davalının bu talebi karşılıksız bırakması üzerine, sözleşme hükümleri uyarınca mahsup edilmesi gereken tüm kalemler düşürülerek belirlenen 1.300.267,37 USD asıl alacak ve ferileri üzerinden davalı aleyhine İstanbul ... İcra Dairesi'nin ......
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 06.03.1940 tarihli ve 1940/5-68 sayılı kararına, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2006 tarihli, 2006/4-7 sayılı kararına göre; hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran hallerin bir başka mahkumiyet kararında yer alan cezadan mahsup edilebilmesi için, mahsup istenen mahkumiyete ait suçun, tutuklu kalınan suçtan verilen hükmün kesinleşmesinden önce işlenmesi gerekmektedir. 3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı da dikkate alınmak suretiyle hükümlünün talebinin değerlendirilmesi ve mahsup ile ilgili talebi konusunda karar verilmesi gerekmektedir. 4....
Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle ödenen peşinatın mahsup edilmediğine ilişkin düşünce esas alınarak peşinatın güncelleştirilmiş değerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yukarda açıklandığı üzere davalı mahsup işleminin yapıldığını ve peşin ödemenin mahsup edildiğini savunmaktadır. Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesine göre davacının kullandığı kredi üzerinden borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir....
Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere 5.00.TL ödediği, konutun davacıya teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkın da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği dosya içeriği, aynı nitelikteki emsal dosyalar ve toplanan delillerle anlaşıldığı gibi bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle ödenen peşinatın mahsup edilmediğine ilişkin düşünce esas alınarak peşinatın güncelleştirilmiş değerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yukarda açıklandığı üzere davalı mahsup işleminin yapıldığını ve peşin ödemenin mahsup edildiğini savunmaktadır....
Karar, davalı vekilince istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf talebi esastan reddedilmiş, bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı yüklenici, takibe konu faturaları defterine kaydetmiş ancak bununla ilgili ödemeyi yapmamış ve dava konusu olması üzerine de eldeki davada mahsup talebinde bulunarak davacının kendine zarar verdiğini iddia etmiştir. Mahkemece, davalının zarar konusunda suskun kalması ve ihtar çekilmemesi nedeniyle mahsup talebinin kabul edilmemesine gerekçe göstermiş ise de davalı, davacının faturalı alacağını ödememekle, bu çekinceyi ileri sürdüğü kabul edilmelidir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali talebi yönünden icra takibinin 2.799,90 YTL asıl alacak ve 8.116,29 YTL işlemiş faiz ve takip tarihinden yasal faiz ile takibin devamına, mahsup talebinin usulden reddine karar verilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizce davacının talebinin açık,anlaşılır ve net olmadığı,davacının talebini açıklayıp netleştirmesinin gerektiği,bundan sonra tarafların mahsuba ilişkin talepleri de gözetilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş;mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra davacıya talebi açıklattırıltırıldıktan sonra bilirkişiden ek rapor alınmak ve bu rapora itibar edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne,2.799.89 YTL asıl alacak ve 8.606.53 YTL temerrüt faizi üzerinden itirazın iptaline,inkar tazminatı talebinin reddine,davacı diğer taleplerini atiye terk ettiğinden bu talepleri yönünden karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiş;hüküm,her iki tarafça temyiz edilmiştir. 2009/7837-13713 1-Davalı...