Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; İİK'nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2. maddesine göre itfa veya imhal sebebiyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı ve yine işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, şikayet eden asıl kredi borçlusuna gönderilen 20.03.2019 tarihli hesap kat ihtarnamesinin, genel kredi sözleşmesindeki adrese 22.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 11.04.2019 tarihinde yani İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen sekiz günlük süreden sonra ihtarname içeriğine itiraz ettiği , borçlunun hesap kat ihtarnamesine süresinde itiraz etmemiş olması nedeniyle ihtarnamede istenen miktarın kesinleştiği görülmektedir....

    Sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığını, söz konusu icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olup borçlunun ancak icranın geri bırakılması yolu ile satışı durdurma imkanı mevcut olduğunu, ancak bu hususta icranın geri bırakılma şartlarının dava açısından oluşmadığı gibi bu yönde verilmiş bir kararın mevcut olmadığını, yerel Mahkemenin kararında ilamsız icra takipleri için geçerli olan temyizin satıştan başka işlemleri durdurmayacağı gerekçesi ile karar verildiğini, İİK'nın 33. maddesinin 1. fıkrasında sayılan icranın geri bırakılması sebeplerinin (itfa, imhal ve zamanaşımı) sınırlı olduğunu, icra iflas kanununda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı takiplerde takibi ve satışı durdurmanın tek yolu itfa-imhal-zamanşımı olup bunun dışında satışın tedbir gibi hukuki yollarla satışın durdurulması yolunun mevcut olmadığını, tedbir ile satışın durdurulması ilamlı takibin yasal hükümlerine ve işlerliğine aykırı...

    İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Borçlu tarafın başvurusu; İİK'nun 33/1. maddesine dayalı, icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İtiraza konu takibin 26.02.2013 tarihinde başlatıldığı, icra emrinin 07.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafça alacaklıya banka aracılığıyla 02.01.2013, 01.02.2013 ve 01.02.2013 tarihlerinde 2.000'er TL nafaka ödemesi yapıldığı görülmektedir. Buna göre, takip dayanağı ... 4....

      İcra Müdürlüğünün 2017/7042 Esas sayılı dosya borcunun taksitli ticari krediden kaynaklı 123.126,81 TL'lik kısım ve çek depo bedelinden kaynaklı 23.550,00 TL'lik kısım yönünden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesi’nin 13/02/2014 tarih, 2014/717 Esas, 2014/3939 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve 21/03/2014 tarihinde kesinleştiğinin, şikayet tarihi itibariyle icranın geri bırakılması şartlarının oluştuğunun anlaşılması karşısında sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken, şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, incelenmesi istenen karar, İİK’nun 36. maddesinde düzenlenen icranın geri bırakılmasına (icranın geri bırakılması için sunulan nakit teminatın nemalandırılması talebinin reddine dair 14/12/2021 tarihli icra memur işlemini şikayet) ilişkin olup, anılan kararın istinaf kabiliyeti bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun İİK'nun 363, 365/son maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Uyuşmazlık, ilamlı takipte takipten önce yapılan ödeme nedeni ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2018/4548 sayılı dosyasında; alacaklılar T4 kendi adına asaleten Gülçin Akcan'a velayeten ve T3 T6 hakkında ilamlı takip başlattığı, takibe dayanağın Sigorta Tahkim Komisyonunun 20/03/2018 gün 2018/17227 sayılı kararı olduğu, davacı borçluya icra emrinin 12.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 13.04.2018 tarihinde açıldığı görülmüştür. İİK'nın 33/1 maddesi '' İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.''...

        Borçlu mehil vesikasında yazılı süre içinde, Yargıtay'dan icranın geri bırakılması kararı alınmazsa veya icranın geri bırakılması kararı alınıp da hükmün onanması halinde, yatırılan teminat para ise alacaklının talebi üzerine başkaca bir işleme gerek kalmadan alacaklıya ödenir, mal ve hak ise malın niteliğine göre icra müdürlüğünce paraya çevrilir....

          Borçlu mehil vesikasında yazılı süre içinde, Yargıtay'dan icranın geri bırakılması kararı alınmazsa veya icranın geri bırakılması kararı alınıp da hükmün onanması halinde, yatırılan teminat para ise alacaklının talebi üzerine başkaca bir işleme gerek kalmadan alacaklıya ödenir, mal ve hak ise malın niteliğine göre icra müdürlüğünce paraya çevrilir....

            İcranın geri bırakılması için İcra Mahkemesine başvurmamış olan borçlu, borcunu icra dairesine ödemek zorundadır. Fakat borçlu, hükmün verildiği tarihten sonraki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğu için borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiasında ise İİK.nun 72.maddesi gereğince istirdat davası açarak paranın iadesini isteyebilir (İİK.md.33/4). Her ne kadar İİK.nun 33/4.maddesinde sadece istirdat davası açabileceği belirtilmiş ise de bundan menfi tespit davası da açabileceği sonucunu çıkarmak gerekir. Zira İİK.nun 41.maddesindeki genel yollama 72.maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası, bir eda davası olan istirdat davasının öncüsüdür. Bu nedenle borç ödenmediği için istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı vardır....

              UYAP Entegrasyonu