WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna icra müdürlüğünün işleminden zarar gördüğünü ileri süren herkes başvurabilir. Şikayet yoluna başvurabilmesi için şikayet konusu işlemin iptali veya düzeltilmesinde şikayette bulunanın korunmaya değer hukuki bir yararının bulunması ve o işlemin doğrudan doğruya şikayetçinin kendi hukuki durumuna ilişkin olması ve işlemin şikayetçinin zararına bulunması gerekir. Bir başka deyişle şikayet edebilmek için hukuken korunmuş menfaatleri ihlal olunan durumunda bulunmak gerekir. Somut olayda, takip alacaklısının ..., borçluların ise... olduğu anlaşılmakta olup, şikayetçi üçüncü kişi olan ... Tekstil San. Tic. A. Ş....

    KARAR Borçlu vekili, icra takibinde ilamda yer almayan alacak kalemlerinin talep edildiğini, talep edilen faiz miktarının fazla olduğunu belirterek ve ayrıca şikayet dilekçesinde dayandığı diğer nedenlerle birlikte icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz ve alacak talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne her zaman getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). O halde Mahkemece,borçlu vekilinin asıl alacak ve faiz kalemlerinin ilama aykırı olarak fazla talep edildiği iddiaları hakkında, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu konudaki şikayetinde süreden reddi doğru olmamıştır....

      Mahkemece, İİK'nun 33. maddesi uyarınca 7 günlük süre içinde icra emrine karşı itirazların ileri sürülmediği, ilama aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu tarafça temyiz edilmiştir. İlamlı icra takibinde, ilama uygun faiz istenmediği, faize yeniden faiz işletildiği ve ilamda belirlenen brüt tutarların net miktarları üzerinden takip yapılması gerekirken brüt miktarlar üzerinden takip yapılmayacağı yönündeki şikayetler, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesine göre, süresiz olarak İcra Mahkemesi'nce incelenmelidir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı karar) Mahkemece borçlu vekilinin şikayetinin esası incelenip, anılan hususlar yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre ret ve kabul kararının gerekçelendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....

        Borçlunun ilamlı takibe karşı yaptığı, İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında zamanaşımı, ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği, alacağın genel hükümlere göre icra edilemeyeceği yönündeki şikayetleri İİK.nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tabi ise de; ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiği itirazı, ilama aykırılık şikayeti olarak değerlendirilmelidir. HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğu takdirde süreye tabi bulunmamaktadır. O halde mahkemece borçlunun ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiğine ilişkin şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurusu ilama aykırılık şikayetidir. HGK’nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere ilama aykırılık şikayeti süreye tabii değildir. Bu durumda, Mahkemenin, başvurunun süreden reddi yönündeki kabulü yerinde değildir. Ancak ilamdan kaynaklanan alacağı usulüne uygun temliknameyle temlik alan kişinin, adı geçen ilama dayalı olarak borçlusu aleyhine ilamlı icra takibi başlatmasında da bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle şikayetin reddi doğru olduğundan sonucu itibariyle doğru mahkeme kararın onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK' nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK. nun 388/4....

            İlama aykırılık süresiz şikayete tabi olup, her zaman ileri sürülebilir (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı kararı). HGK'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/112-517 E., 1997/1776 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, i1amların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesi, ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile değiştiremez, ilavelerde bulunamaz. Takipte alacak kalemlerinin tek tek gösterilmesi ve faiz talebinin de yine ilama uygun olarak istenilmesi gerekir....

              Şikayet olunan vekili, şikayetçi alacağının muvazaalı olduğunu, müvekkili bankanın alacaklarının 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun Ek 5 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13 üncü maddesi uyarınca imtiyazlı olduğunu, şikayetçinin İİK’nun 101 inci maddedeki iştirak şartlarını yerine getirmediğini savunarak, şikayettin reddini savunmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, şikayet olunanın hacizlerinin ayakta olduğu, şikayetçinin nafaka alacağının ilama dayandığı, ilamın şikayet olunanın takibinden önceki tarihli olduğu, nafaka alacaklısının İİK.nun 101 ve 206/1-e maddeleri uyarınca şikayet olunanın haczine iştirak edebileceği, satış bedelinden önce imtiyazlı olan ilama dayalı nafaka alacaklısına pay ayrılması, artan miktarın ilk haczi uygulayan şikayet olunana ödenmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

                Dolayısıyla, borçlunun, şikayet tarihi itibariyle ilama aykırılık iddiasıyla şikayette bulunmasında, hakkında devam eden bir icra takibi olmadığından hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir (HGK 21.6.2000 Tarih, 2000/12-1002 E). Bu nedenle alacaklının 27.10.2014 tarihli dosya hesabında vekalet ücretinin ve faiz hesabının hatalı hesaplandığından bakiye borcun tespit edilerek takibin devamı talebinin ilama aykırılık iddiası niteliğinde olup süresiz şikayet konusu yapılabileceği dikkate alınarak, bilirkişi tarafından hazırlanan 27.10.2015 tarihli bilirkişi raporu sonucuna göre şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken şikayetin süre yönünden reddine yönelik hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                    Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelindeki paylaşıma ilişkindir. İİK'nın 100/2. maddesi gereğince ilk haciz ilamsız bir takibe dayanıyorsa takip talebinden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama dayalı alacaklı, satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilir. Somut olayda, anılan yasal düzenleme karşısında şikayet olunanın, şikayetçinin 14.12.2010 tarihli takibi öncesinde 05.05.2009 tarihinde açtığı itirazın iptali davasına dayalı olarak, sıra cetvelinde satış bedelinden pay almasında hukuka aykırılık bulunmamasına göre şikayetin reddi yerine, kabulü doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu