düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından "... beraatine" ifadesi çıkarılarak yerine "......
ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama ve bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA, 2- İİK'nun 331.maddesine yönelik kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda ise; Sanığa isnat edilen suç 15.07.2005 tarihinde işlenmesine karşın İİK'nun 347.maddesinde belirtilen her halde bir yıllık süre geçtikten sonra 06.02.2008 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesi yerine, yazılı şekilde sanığın beraatine...
İcra Müdürlüğü'nün 2011/4284 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, boşanma ilamının 30.11.2011 tarihinde dosyaya konulduğu, şikayetçi vekilinin 19.12.2011 tarihinde icra dosyasında işlem yaptığı sırada boşanma ilamı ile sanığın ev ve araç üzerindeki haklarından vazgeçtiği hususunu öğrendiği kabul edilmekle, 21.03.2012 tarihli şikayetin İİK.'nun 347. maddesinde belirrtilen 3 aylık süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, şikayet hakkının düşürülmesi gerektiği, dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 11.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İcra müdürlüğünce, İİK m.99 yerine, İİK m.97 tatbik edilmesi sebebiyle memur muamelesi şikayet davası ikame edildiğini, yerel mahkemece; 2019/965 sayılı dosyada takibin istihkak iddia edilen bu mallar açısından talikine karar verildiğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiğini, anılan dosyada mahkemece %40 gibi yüksek bir teminat yatırılması şartıyla takibin taliki kararı verdiğini, istihkak davası açma külfetini ( eş söyleyişle ispat yükünü) müvekkili şirkete yüklediğini, oysa mahkemece yapılması gereken işlemin; öncelikli olarak 04.09.2019 tarihinde açılan memur muamelesini şikayet dosyası hakkında karar vermek olması gerektiğini, yerel mahkemenin, icra müdürünün dosyada hatalı olarak İİK m.97 hükümlerinin tatbik ettiğini tespit edip memurluk işleminin iptaline karar verseydi -haliyle- ispat yükü ve dava açma külfeti müvekkiline yüklenmeyeceğini, nitekim her iki davanın süresi, harcı, yargılama...
İcra Hukuk Mahkemesince, takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiği iddiasının İİK.'nun 71. maddesi uyarınca şikayet yoluyla icra mahkemesi önünde çözümlenmesi gerektiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... 6. İcra Hukuk Mahkemesi ise, İİK.'nun 72. maddesi gereğince borçlunun takibin kesinleşmesinden önce veya sonra yaptığı ödeme ile ilgili olarak genel mahkemede menfi tespit davası açabileceğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Menfi tespit davası İİK.'nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde hükmüne göre borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için genel mahkemede menfi tespit davası açabileceği belirtilmiştir. İİK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM :İİK'nun 347. maddesi uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Sayılı dosyası ile müvekkillerin davalı T4 borcu olmadığının anlaşıldığını, bu karar nedeni ile İİK uyarınca müvekkileri hakkında takip açılamayacağını, açılmış takiplerin İİK 72/5 açık hükmü gereği duracağını, icra müdürlüğü tarafından kanunun açık hükmüne rağmen takibin infazına yönelik hukuka aykırı davranışlarda bulunulduğunu, takip kanunun açık hükmü ile kendiliğinden durmuş olduğuna göre dosyada takibin devamına yönelik hiç bir işlemin yapılmaması gerektiğini, takip durmuş olduğu halde taraflarına ödeme emri çıkarılmasına yönelik icra müdürü işlemlerinin şikayet konusu yapıldığını, ancak hukuken geçersiz gerekçelerle takibin durduğuna ve fakat ödeme-icra emri çıkarılması işlemlerinin yerinde olduğuna dair hem Büyükçekmece İcra Hukuk Mahkemeleri hem de 2....
Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluna başvurulan karar, İİK 150/e uyarınca süresi içinde satış istenmemesi nedeniyle takibin iptali talebi yönünden kesin nitelikte olduğundan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği görülmektedir. Dairemizin değişen içtihadı uyarınca; İcra İflas Kanunu 363. maddede konu itibariyle kesin nitelikte kararlar sayılmış olup İİK 150/e uyarınca takibin düşürülmesi bu kararlardan değildir. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken, başvurunun usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, Dosyanın görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 20/04/2021 günü, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi....
Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 07 Ocak 2007 tarih ve ... sayılı yazısı ile borçlu şirketin 31.12.2007 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığının bildirildiği ve bu tarih itibariyle borçlu şirketin iflasının istenmesi gerekmekle, şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 09.05.2012 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sanık hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, tebliğnameye uygun olarak İİK. 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞMESİNE, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....