"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra Emrine İtiraz KARAR Taraflar arasındaki şikayet başvurusuna ilişkin İcra Mahkemesince verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine; verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'ye eklenen Geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Dairemizce verilen 121.11.2013 tarihli ve 2013/20103 Esas, 2013/17379 Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 05.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İİK'nun 274/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle itiraz tahliye takibini durdurur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasa maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Bu hüküm uyarınca borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takibin icra müdürlüğünce durdurulması gerekir. Aksi yönde verilen karar, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, borçlunun 26.06.2015 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğüne yaptığı başvuruda; takip dayanağı 26.02.2015 tarihli kira sözleşmesi ve 30.05.2015 tarihli tahliye taahhütnamesi ile altındaki imzaya süresi içinde itiraz ettiği anlaşılmıştır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1- Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2- Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır....
İcra Müdürlüğü'nce, İİK.nun 60. maddesine göre takip talebine uygun olarak yeniden ödeme emri düzenlenmesi ve borçluya tebliği zorunludur. Borçlunun, yetkili icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin tebliği üzerine, yeniden itiraz ve şikayet hakkının doğduğu izahtan varestedir. Başka bir anlatımla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emrine yönelik şikayetlerinin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıkların üzerlerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 331/1 maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Somut uyuşmazlıkta; şikayete dayanak olan İzmir 1 İcra Müdürlüğünün 2013/13845 Esas sayılı icra takip dosyasında borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği, itirazın iptali davası devam ederken, takip...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında tebligatın, ödeme emrinin iptali ve 17/03/2021 tarihli kesinleştirme işleminin iptaline ilişkindir. Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2020/2863 Esas sayılı takip dosyasında davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı - borçluya 11/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının vekili aracılığıyla 20/02/2020 (dilekçede sehven 20/02/2019 yazılı olduğu) tarihinde takibe, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra dairesince davacı - borçlu yönünden 16/03/2021 tarihinde takibin kesinleştirilmesine karar verildiği görülmektedir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....
Davalı, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, taşınmazın anahtarını 01.09.2003 tarihinde teslim ettiğini, bu tarihe kadar olan ecrimisil bedelini ödediğini, davacıya borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; itirazın iptali istenilen icra dosyasında ödeme emrine davalı-borçlu vekilince 29.06.2005 tarihinde itiraz edildiği, ödeme emrine şikayet üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.06.2005 tarihli şikayetin reddine ilişkin kararın 19.07.2005 tarihinde davacı-alacaklı vekiline tebliğ edildiği, bu tarihte davacı alacaklının ödeme emrine itirazı öğrenmiş olduğu kabul edilerek, 1 yıllık süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK.nun 67/1. madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2020 NUMARASI : 2020/173 ESAS - 2020/243 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2020/445 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, bunun üzerine ilamsız icra olarak başlattığı takibi iflas takibi olarak değiştirdiğini, iflas ödeme emrinin de 04/02/2020 tarihinde UETS üzerinden e-tebligat olarak gönderildiğini, iflas ödeme emrine 10/02/2020 tarihinde itiraz edildiğini, iflas ödeme emri kanuna aykırı olarak düzenlendiğinden 11/02/2020 tarihinde Ankara 9....
İlk derece mahkemesi kararında özetle; İİK 4.maddesi gereğince, takip hangi İcra Dairesinde başlamış ise bu takip ile ilgili şikayet ve itirazlar, takibin yapıldığı yer İcra Müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı niteliğindedir. Şikayet edilen icra dosyası Gaziantep İcra Müdürlüğüne ait olup davaya bakma görev ve yetkisi Gaziantep İcra Hukuk Mahkemesi'ne aittir. Burada yetki kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin ve mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiğinden mahkemenin yetkisizliğine karar vermek gerekmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle;Malatya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 03/12/2020 tarihli ve 2019/440E. 2020/440 K. dosyası ile ilgili olarak verilen kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. İstinafa konu kararın borca itiraza dair olduğu, yapılan incelemede davacı hakkında başlatılan takibin Gaziantep İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, davacı Malatya 1....
Mahkemece, icra emrinde yer alan "kira bedeli tutarı" ibaresinin maddi hatadan kaynaklandığı ve her zaman düzeltilebileceği, faize itiraz yönünden alınan bilirkişi raporu ile talep edilen işlemiş faizde fazlalık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde diğer şikayet sebepleri yanında, müşterek çocuğun takip tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğundan bahisle devam edecek aylara ilişkin iştirak nafakası talebinde bulunulamayacağı iddiasında da bulunduğu görülmektedir. Anılan şikayet hakkında Mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konudaki şikayet incelenmeden hüküm kurulması isabetsizdir....