İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/235 Esas, 2020/374 Karar sayılı kararının müvekkili şirket lehine ortadan kaldırılmasına, şikayetlerinin kabulü ile davaya konu icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, işçi alacaklarının tahsilini teminen başlatılan ilamlı icra takibinde, faize itirazın yanında icra emrine yönelik şikayet niteliğindedir. Mahkemece, davacı tarafın icra emrine yönelik şikayet ve faize yönelik itirazının reddine, dair karar verilmiştir. Bursa 18. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2283 esas sayılı takip dosyası ile, davalı alacaklı tarafından davacı-borçlu ve dava dışı borçlu hakkında İş Mahkemesi ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüştür. HMK.'...
Davacının ödeme emrini şikayet niteliğindeki talebinin incelenmesinde; Ödeme emrinin, İİK'nun 60. maddesi ve İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi zorunlu olup, anılan hükümlere aykırı olarak ödeme emrine herhangi bir ibarenin eklenmesi mümkün değildir.İİK'nun'da icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi halinde ödeme/icra emri düzenleyeceği hükmünü haiz olup, takip talebine uygun ödeme/icra emrini düzenleme yükümlülüğü icra müdüründedir. Bu durumda, alacaklı tarafından düzenlenen takip talebinde bulunmayan takip hesabına yönelik ibarenin icra müdürünce ödeme/icra emrine eklenmesine ilişkin müdürlük işleminden alacaklı sorumlu tutulamaz....
…Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.” hükmüne göre davacının müdürlük işlemi hakkında şikayet hakkının olmasına, davacının icra müdürlüğünün itiraz sebebiyle takibin durdurulmasına ilişkin bir kararı bulunmadığı halde iş bu davayı açtığının anlaşılmasına, icra müdürlüğü ve davalının davanın açılmasında kusurunun olmamasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ödeme emrine itiraz edebilme ehliyetine sahip olan kimse takip talebi ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilmiş ve kendisine bu sıfatla ödeme emri tebliğ edilmiş olan borçludur (m.62/1.) Takip ehliyetine sahip olan borçlu ...'in kendisi ödeme emrine itiraz edebilir. Takip ehliyeti bulunmayan kişilerin yapmış oldukları icra takiplerine kanuni temsilcileri icazet verebilir. Takip ehliyeti bulunan kişi dilerse kendisine bir temsilci (vekil, avukat) ile temsil ettirebilir. Fakat borçlu icra dairesinde kendisini vekil ile temsil ettirmek isterse yalnız bir avukatı vekil olarak atayabilir. (Avukatlık K. m.35) İcra dairesi avukat olmayan bir kişinin vekil sıfatıyla yaptığı talepleri yerine getiremez. Getirirse böyle bir kişinin talebine dayanarak yapılan işlemler şikayet yolu ile iptal edilir (m.16.) İcra daireleri ve mahkemelerde avukatlık sıfatı bulunmayan kimselerin vekaleten iş takip etme yetkisi yoktur. Davalı ...'...
İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde İcra Dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. Borçlu yalnızca, İİK'nun 33. maddesi hükmü gereğince, borcu ödemiş olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe yasada belirtilen nedenlerle ancak itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. İlamlı takibe itiraz nedenleri yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir....
Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 168. maddesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine yazılacak hususlar düzenlenmiştir....
Kaldı ki, icra emri 21/07/2014 tarihinde şikayetçiye tebliğ edilmiş, şikayetçi bayram tatilini takip eden ilk iş günü olan 31/07/2014 tarihinde şikayette bulunduğuna göre şikayetin yedi günlük süre içerisinde yapıldığı da dosya kapsamı ile sabittir. İlamlı icrada borçlu ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu olan kişidir. İlamlı icrada borçlu yedi gün içinde icra dairesine başvurarak icra emrine itiraz ediyorum demek suretiyle ilamlı icra takibini durdurma imkanına sahip değildir. Borçlu yalnızca, İİK'nun 33. maddesi gereğince, borcu ödemiş olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe ancak Yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir....
Bu konudaki şikayet, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olup süreye de tabi değildir. Somut olayda, borçluya örnek 7 no'lu ödeme emrinin tebliği üzerine, adı geçen vekilin yasal sürede (10.07.2015 tarihinde) icra dairesine itirazını bildirdiği, itiraz dilekçesinin ise, 21.07.2015 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Alacaklının, itiraz dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin.... 1....
Borçlu tarafından icra takibine yapılan derdestlik itirazı borca itiraz niteliğinde olup icra müdürlüğünce takibin borca itiraz nedeniyle durdurulmasına karar verilmesi gerekirken itirazı değerlendirme yetkisi bulunmadığı nedeniyle talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, İİK'nun 17 maddesinde "şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse, şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir." hükmü gereğince icra müdürlüğünün işleminin kaldırılarak, takibin durdurulmasına dair karar vermiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, daha önce dosyaya sundukları itiraz dilekçelerinin değerlendirilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararı ile müvekkili idarenin alacağı paranın sürümcemede kalması sebebi ile mağduriyet yaşadığını, belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; memur muamelesinin kaldırılması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamalarda uygulanan faiz oranının şikayet konusu yapıldığı, mahkemece borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, istemin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur....