Genel haciz yoluyla yapılan takipte, borçlunun yasal sürede icra dairesine itiraz etmiş olması, şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden, yukarıda özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır. O halde, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu şirketin vadesinde ödenmeyerek kesinleşen vergi borçlarının tahsili amacıyla, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla ödeme emirlerinin düzenlenerek 10/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 14/07/2021 tarihli dilekçe ile söz konusu borçtan sorumlu olmadığı ileri sürülerek ödeme emrinin kaldırılması talebiyle yapılan başvurusunun zımnen reddedilmesi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Ödeme emri, kamu alacağı niteliğini kazanmış vergi ve cezaların tahsili amacıyla vergi dairelerinin tahsilat aşamasında yaptıkları işlemlerdendir. 6183 sayılı Kanuna göre yapılan bu işleme karşı 213 sayılı Kanunla getirilen bir düzenleme olan düzeltme ve şikayet yolunun kullanılmasına hukuki olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı tarafından düzeltme ve şikayet başvurusu kapsamında ileri sürülen iddialar, ancak ödeme emrine karşı süresi içerisinde açılan davalarda ileri sürülebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre davacı aleyhine kira alacağından dolayı tahliye talepli icra takibine gidildiği davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunduğu ayrıca kefaletin geçersiz olduğu iddiası ile takibin iptalini istediği ve takibe dayanak belgelerin eksik olduğu iddası ile ödeme emrinin iptalini istediği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde TK21/1 maddesine göre ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, ancak beyanı alınan kişinin kim olduğunun tebligat parçasına yazılmadığı, ödeme emrinin davacıya usulsüz tebliğ edildiği, davacının 10/10/2018 tarihinde itirazını içerir dilekçe verdiği, yasal süre içerisinde 17/10/2018 tarihinde de davayı açtığı, bu nedenle davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddi gerektiği, her ne kadar davacı taraf katılma yolu ile vermiş olduğu istinaf dilekçesinde takibin iptali ve ödeme emrinin iptaline yönelik talepleri hakkında bir karar verilmediğini beyan...
İcra Müdürlüğünün 2017/6227 E. sayılı dosyası üzerinden düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2017/6227 E. sayılı dosyası üzerinden düzenlenen ödeme emrinin usule aykırı olmasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para cinsinden olan alacağın TL karşılığına yer verilmemişse, bu durumun ödeme emrinin değil icra takibinin iptali sonucunu doğurduğunu belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemez. Ancak, İİK.nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK.nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK.'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Konya 3.İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı şikayet eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayet eden vekili, sıra cetvelinin birinci sırasındaki şikayet edilenin takip dosyasındaki ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle takibin kesinleşmediğini, ayrıca gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin de usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle müvekkilinin haczinin daha önce olduğunu belirterek sıra cetvelinin düzeltilmesini talep etmiştir....
Borçlu Kurum vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, 2577 sayılı Kanunun 28/2. maddesi hükmüne aykırı olarak, ödeme için kendilerine başvurulmadan doğrudan takibe başlanması nedeniyle takibin iptali talebinde bulunmuştur. Mahkemece kuruma ödeme için müracaat edilmeden takibe başlandığından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenleme uyarınca, icra dairesinin kanuna aykırı işlemi için öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde, şikayet başvurusunda bulunulması halinde, Mahkemece işin esası incelenerek sonuçlandırılır. Aksi halde şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekir....
Şti.'' olduğunu, takip talebi ve ödeme emrinde vergi numarasının da belirtilmediğini, müvekkili şirketin ayırt edici hiç bir özelliğinin bulunmadığını, dosyada kesinleşmeden sonra konulan hacizler de dahi haciz müzekkeresinde borçlu şirket değil "T1 yazıldığını, Sakarya 1. İcra Dairesi'nden bu eksikliğin giderilmesi, borçlu şirketin adının düzeltilerek yeniden ödeme emrinin tebliğ edilmesini talep ettiğini, ancak Sakarya 1. İcra Dairesi'nin 10/10/2022 tarihli tensip zaptıyla taleplerinin hiç bir gerekçe dahi gösterilmeden reddedildiğini belirterek gerçek kişi mi tüzel kişi mi dahi belli olmadan düzenlenen takip talebine dayanan takibin iptaline, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde müvekkiline gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dilekçesinde "borçlu şirketin ünvanının GVC T1 Tic. Ltd....
Örnek no:10 ödeme emrinin gönderilmesi talebin reddine, alacaklının talep etmesi halinde ilamsız takipler için örnek no:7 ödeme emrinin gönderilmesine karar verildi....
Somut olayda örnek 6 nolu icra emrinde anılan husus yerine getirilmediğinden icra emrinin iptali talep edilmiş olup, mahkemece bu nedenle icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. -...