Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takip talebinde alacaklının, borçlunun, alacaklı vekilinin adresinin yazılı olmadığını, İİK md. 58'de açıkça adreslerin yazılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, bu nedenle takibin iptali gerektiğini, ödeme emri ekinde senet suretinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca itiraz taleplerinin incelenmediğini ve bu hususlarda bir karar verilmediğini, her ne kadar mahkemece verilmiş yetkisizlik kararı doğru ise de, şikayet ve borca itiraz konularının yetkiden önce geldiğini ve öncelikle incelenip karara bağlanmasının zorunlu olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı/borçlu dava dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de, istinaf aşamasında yetki itirazı yönünden istinaf sebebi belirtmediğinden bu yönden inceleme yapılmamıştır....
Somut olayda davacı taraf dava dilekçesinde, takip kapsamında düzenlenen ödeme emrinin yasaya aykırı biçimde düzenlendiğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgelerin gönderilmediğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ işleminin iptalini talep etmektedir. Bu taleplerin ilki İİK’ nun 60. ve 16.maddesi kapsamında ödeme emrine karşı şikayet, diğer talep ise İİK’ nun 61. ve 16.maddesi kapsamında ödeme emri tebliğ işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Bu iki talebin de icra mahkemesince şikayet olarak değerlendirilip çözümlenmesi gerekirken mahkemece taleplerin genel haciz yolu ile yapılan takipte borca itiraz ve usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilmesi ve bu yönde hüküm tesisi isabetsizdir. O halde mahkemece, uyuşmazlık konusu talepler ödeme emrine karşı şikayet ve ödeme emrinin tebliğ işlemine karşı şikayet olarak çözümlenmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinafa konu uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus takipte davacı borçlu T1'a takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 167- 168. Maddeleri uyarınca kambiyo senedinin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Borçlu, takip dayanağı senedin ödeme emri ile birlikte gönderilmemesi halinde ödeme emrinin iptalini isteyebilir. İleri sürülen bu iddia; takip kambiyo senetlerine mahsus takip olsa da -İlk derece Mahkemesi kararında belirtildiği gibi 5 günlük şikayet süresine tabi olmayıp- sözkonusu şikayet İİK.nun 16/1. Maddesi uyarınca ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 günlük süreye tabidir....
Eki : örnek no; 10 ... " ibaresinin sehven yazılmış olduğu, bu durumda ödeme emrinin usulsüzlüğünü kabul etmenin aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının ödeme emri iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davacının ödeme emrinin iptali talebinin reddine," karar verildiği görülmüştür....
şeklide yeniden ödeme emri çıkarılmasının talep edildiğini, talepleri üzerine icra müdürlüğü tarafından alacağı TL cinsinden gösterir şekilde yineden ödeme emrinin düzenlendiğini ve borçluya gönderildiğini, yeniden ödeme emrinin gönderilmesi ile sistemsel hatanın giderilmiş olduğunu ve davanın konusuz kaldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi tarafından hukuki değerlendirmede hata yapıldığını, süresiz şikayet konusu olan nedenlerle takibin iptalini, mümkün görülmezse ödeme emrinin iptalini talep ettiklerini, davada hakim tarafından ödeme emri tebligatının iptali olarak değerlendirme yapılarak hatalı değerlendirme ile hatalı karar tesis edilmiş olduğunu ileri sürerek ve dava dilekçesindeki nedenleri tekrarla istinaf talebinde bulunmuştur....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 58. maddesi uyarınca ödeme emrinin iptali şikayetine ilişkindir. Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/2895 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 13/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 20/04/2021 tarihinde takibe itiraz edildiği, müdürlükçe 21/04/2021 tarihinde takibin durdurulduğu, şikayetin yasal sürede olduğu anlaşılmıştır. Borçlunun yapılan ilamsız icra takibi sebebiyle yasal süre içerisinde icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesinden şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Zira şikayetin kabulüne karar verilmesi halinde, hakkında yeniden ödeme emri tebliği gerekeceğinden borçlunun şikayette bulunmasında hukuki yararı vardır....
Somut olayda, davalı alacaklılar vekili tarafından takip talebinde takip yollarından "haciz" yolunun seçildiği, takip talebinin hiçbir yerinde "tahliye" isteğinin yer almadığı, ancak icra müdürlüğünce bu takip talebine aykırı olarak tahliye talepli örnek 13 ödeme emrinin düzenlendiği, anlaşılmış olup, bu durumda ödeme emrinin takip talebine aykırı olarak düzenlenmesi söz konusu olduğundan davacı borçlular yönünden geçerli bir ödeme emrinin varlığından söz edilemeyeceği, ödeme emrinin iptali ile takip talebine uygun olarak ödeme emri düzenlenerek yeniden tebliğe çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği Bu halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirilme ile yazılı olduğu şekilde hükmün kurulması isabetsizdir....
T2 olduğunu, mezkur zarfın üzerinde hem “Bu zarf maaş haczi ihtiva eder” ibaresi yazmakta hem de “Bu zarfta Ödeme İcra Emri vardır” yazdığını, tebligat zarfının üzerinde “ödeme emri” ibaresinin yazılı olduğu ve icra emri yerine ödeme emri tebliğ edildiği iddiasının yersiz olduğunu, tebliğ zarfının icra müdürlüğü tarafından hazırlandığını, zarfın üzerinde “Bu zarfta ödeme icra emri vardır.” şeklinde bir ibare bulunduğunu, artık tebligatların UETS üzerinden e-mail olarak tebliğ edildiğini ve mail açıldığında üstte zarfın çıktığını, hemen devamında ise ilgili belgelerin görüldüğünü, zarfın hemen devamında icra emrinin zaten göründüğünü ve iddia edildiği gibi ödeme emri değil icra emri olduğunu, şikayet eden vekilinin zaten işlemden-ilamdan haberdar olduğunu, icra emrinde borç dayanağının yazıldığını, icra emriyle birlikte dayanak ilamın borçluya gönderileceğine dair yasal bir düzenlemeye olmadığını, davacı tarafın faize itirazının yersiz olduğunu, faizin ilama uygun hazırlandığını, davacı...
Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emrinin 21/04/2014 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine mernis adresine 02/06/2014 tarihinde usule uygun olarak TK 21/2 maddeye göre ödeme emri tebliğ edildiği, bu nedenle ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 02/06/2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, borçlunun 5 günlük itiraz süresi içinde itiraz veya şikayette bulunmadığı, bu yasal süre geçirildikten sonra 13/02/2019 tarihinde takibin iptali talebinde bulunduğu, bu nedenle davacının takibe konu belgenin kambiyo senedi olmadığı iddiasına dayalı İİK'nun 170/a-2 maddesi gereğince takibin iptali yönündeki şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, davacıya çıkarılan kıymet takdiri raporuna ilişkin tebligatın öncelikle TK'nın 21/1 maddesine göre tebliğe çıkarılması, iade dönmesi halinde ise TK 21/2 maddeye göre tebliğe çıkarılması gerekirken, TK 21/2'ye göre doğrudan tebliğe çıkarıldığı, tebliğ memurunun da TK 21/2'ye göre tebliğ ettiği, bu haliyle yapılan...